Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şubesi tarafından 1- 7 Mart Deprem Haftası nedeniyle Antalya Atan Park Otel’de düzenlenen danışma kurulu toplantısında, Türkiye ve Antalya’nın deprem riskleri konuşuldu.
Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Keleş, mevcut deprem bölgeleri haritasına göre, Türkiye topraklarının yüzde 66'sının birinci ve ikinci derece; konutların yüzde 44'ünün birinci derece, yüzde 25'inin ikinci derece deprem bölgesinde yer aldığını; Türkiye nüfusunun 34 milyon kadarının birinci, 22 milyonunun ikinci derece deprem bölgesinde yaşadığını belirterek, "Ülkemizin deprem gerçeği bilinmesine ve tüm uyarılarımıza rağmen yaşanan büyük depremlerden ders alınmadığını ve ilgili kurumların işlettikleri kritik tesislerimizde (baraj, demiryolu, okullar, köprüler gibi) depreme karşı gerekli önlemlerin (erken uyarı sistemleri, deprem gözlem istasyonları, yapı sağlığı izleme sistemleri gibi) alınmadığını kaygıyla izliyoruz" dedi. "Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afettir" diyen Ali Keleş, "Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkün ve elimizdedir" diye konuştu.
Sorumlu jeoloji mesleğini hiçe sayanlar
"Ülkemizin deprem olgusu çerçevesinde jeoloji mesleğinin deprem araştırmalarında daha etkin ve yoğun kullanılması gerekmektedir" diyen Ali Keleş, “Aksi taktirde yitirilen canlarımızın, maddi kayıplarımızın sorumlusu bilime, tekniğe, uluslararası örneklere uygun önerilerimizi dikkate almayan, jeoloji mesleğini hiçe sayan zihniyet olacaktır" ifadelerine yer verdi.
Danışma kurulu toplanamıyor
"Kanunla kurulmuş olan ve ilgili kanuna göre senede en az dört defa toplanması gereken Deprem Danışma Kurulu bile dört senedir toplanamıyor" diyen Ali Keleş, “Yöneticilerin önemsemediği ancak meslek odası olarak her zaman hatırlatmaya çalıştığımız 'deprem gerçeğinin', ülkemizin öncelikle çalışılması gereken konularından birisi olduğunu bu yılki deprem haftasında bir kez daha hatırlatmak isteriz" diye konuştu.
Deprem master planımız olmalı
Her türlü deprem bölgesini içinde barındıran Antalya'nın olası bir depreme hazırlıklı olmasını istediklerini kaydeden Ali Keleş, “Bir an önce deprem master planına sahip olmak istiyoruz. Deprem zararlarını azaltacak bütüncül bir nazım imar plan yapılmasını istiyoruz. Hemen afet toplanma merkezlerinin belirlenmesini ve belirlenen merkezlerin kamuoyuyla paylaşılmasını istiyoruz. Depremi unutmayalım, unutturmayalım, yapılmayanları ve yapmayanları sorgulayalım" dedi.
Felaketler hafızamızdan silinmiş değil
"Jeolojik olarak insanlık tarihinden daha eski olan depremler hem dünyada hem de ülkemizde trajik ve travmatik vakalarla doludur. Bu felaketlerin bir kısmı henüz hafızalarımızdan silinmemiştir" diyen Ali Keleş, "Ülkemizin afet ve acil durumlarla ilgili sorunlarını çözmek, koordinasyonu sağlamak, kentsel dönüşümü sağlamak, çevre felaketlerini önlemek ve planları hayata geçirmek üzere kurulmuş olan ilgili kurumların, risk yönetiminden ziyade kriz yönetiminde çalışmalarını yoğunlaştırdığını, eskiden olduğu gibi 'yara sarma' politikasını ısrarla sürdürdüğünü görmekteyiz" şeklinde konuştu.