İzmir’de tutuklu bulunan belgeselci ve gazeteci Kazım Kızıl ve 6 üniversite öğrencisiyle birlikte 24 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşması başladı. Hayır tutukluları görülen davanın ardından tahliye edildi.
17 Nisan’da şaibeli başkanlık referandumu sonuçlarını protesto ettiği gerekçesiyle gözaltına alınan ve daha sonra Cumhurbaşkanına hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklanan bağımsız belgeselci Kazım Kızıl ve beraberindeki 6 üniversitelinin ilk duruşması İzmir Bayraklı Adliyesi’nde saat 10.00’da başladı.
Kazım Kızıl İzmir’de referandum sonuçlarını protesto etmek isteyen üniversite öğrencilerinin eyleminde haber takibi yaparken gözaltına alınmıştı. Daha sonra ise geçmişe dönük olarak bütün tweetleri incelenerek Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması ile tutuklanmıştı.
Savunma yapan avukatlar, mahkemeye delil olarak sunulan şaibeli referandum sonrası yapılan “Hayır” eyleminde çekilen video görüntülerin kim tarafından çekildiği belli olmadığı gerekçesiyle itiraz etti.
Duruşma sırasında telefonuyla oynadığı gerekçesiyle salonunda bulunan Zafer Yörük’ün telefonuna el konuldu. Bu kararında ardından salonda gerginlik çıktı. Avukatlar mahkemeye ‘her telefonu elinde olanın telefonuna el koyarsanız bu duruşma bitmez’ diyerek itiraz etti. Yörük’ün telefonun savcılığa gönderilerek inceleneceği belirtildi. Bu arada duruma itiraz eden Zafer Yörük yaka paça salondan çıkarılarak gözaltına alındı.
Görülen davanın ardından tutuklu bulunan gazeteci Kazım Kızıl ile beraber 6 üniversiteli tahliye edildi.
Hayır tutuklularının mahkemede sunduğu beyanlar:
Baran Bozdaş
Evet diyenlere devletin her imkanı kullanılırken Hayır diyenlerin payına baskı ve gözaltı düştü. Bu durum beni rahatsız ettiği için demokratik hakkımı kullanarak eyleme katıldım. Kimseye hakaret etmedim. Tutuklu olmamdan dolayı eğitim hayatım aksadı. Sınavlar için cezaevine dilekçe verdim benden para istediler.
Barış Halidi
16 Nisan referandumunu şaibeli bulduğum için YSK önünde eyleme katıldım. Demokratik hakkımı kullandım. Kimseye hakaret etmedim. Polisle diyalog sonrası kitle dağılma kararı almıştı fakat polis kitleye müdahale etti.
Bağımsız belgeselci ve gazeteci Kazım Kızıl
Gözaltına alındığım yerde gazetecilik faaliyeti için bulunuyordum. Fotoğraf makinemdeki görüntülerin bir kısmı başkası tarafindan silinmiş, son çektiklerim bırakılmış. 17 Nisan’da referandum protestosuna haber takibi yapmaya gittim. Video çekimi esnasında boynumda basın kartım vardı. Emniyetteki ifademde de basın kartımı gösterdim ancak sonrasında cezaevi yönetimi tarafından el konuldu. Ben gözaltına alınırken polisler aralarında ‘Kazım’ı da mı aldın’ Dolayısıyla ben alınırken kim olduğum, orada ne yaptığım biliniyordu. Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması olduğunu da daha 3 hafta önce iddianameyi gördüğümde öğrendim. Bu sebeple hakkımda aleyhime delil üretilmiş ve tutuklama yapıldıktan sonra suç oluşturulmuştur. Yaptığım paylaşımlar Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler ve Anayasa’daki ifade özgürlüğü kanunu ile koruma altına alınmıştır. Paylaşımlarımda şiddete çağrı veya herhangi bir nefret söylemi yoktur. Bu yüzden üzerimdeki bütün suçlamaları reddediyorum.