İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Tükiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) ve Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) İzmir’de ve ülke genelinde hak ve irade gasbına karşı devam eden protestolarda gözaltına alınan ve tutuklanan meslektaşları için Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Türk-İş 3.Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, Evrensel Gazetesi İzmir Temsilcisi Özer Akdemir, gazeteciler, demokratik kitle örgütleri, çeşitli siyasi parti temsilcileri ve İzmirli yurttaşlar katılımda bulundu.
“Beğenmiyorsanız tutulan aynadaki görüntüleri değiştirin”
Açıklamada konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, hakikatin peşinde koşmanın ve mesleğini hakkıyla yapmanın bir gazetecinin görevi olduğunu belirterek, “Gazeteciliğe engel olmak, kamu adına suç işlemektir. Meslektaşlarımız hangi baskıyla karşılaşırsa karşılaşsın, görevini yapmaktan vazgeçmez. Akıl almaz gerekçelerle gözaltına alınan ya da cezaevlerinde tutulan meslektaşlarımızın büyük bir kısmı bugün serbest kaldı ama İzmir’de hala Barış İnce ve Murat Kocabaş gözaltındadır. Biz Yağız Barut’a kavuştuk ama Murat kocabaş ile Barış İnce’yi de yanımızda görmek istiyoruz. Onları almadan emniyetin önünden ayrılmayacağız. Mesele gazeteciliği engellemek değildir, eğer bir şeyi beğenmiyorsanız o tutulan aynadaki görüntüleri değiştirin. Bizler sadece hakikatin tanıklarıyız. Biz gazeteciler bugüne kadar tonlarca baskıya rağmen görevimizi yapmaktan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Hukuk da basın da bir gün herkese lazım olacak. Ötekiyi görmeyen, diğer yarısını ezen demokrasi en tehlikeli yönetim biçimidir. Bizler mesleğimizi; ülkemizde eşit, adil ve çağdaş koşullarda yapmak istiyoruz. Özgür gazetecilik yapmaktan başka derdimiz yok” diye konuştu.
“Gerçekleri duyurmaya devam edeceğiz”
Akabinde konuşan Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu ise, “Basın özgürlüğünün ayaklar altında olduğunu hepimiz biliyoruz. Bizler, ülkemiz, yaşadığımız bu karanlık tabloya teslim olmasın diye mücadele ediyoruz. Ancak tek başına bu hukuksuzluklara karşı çıkarılan ses, hükümete geri adım attırmayacaktır. Bu mücadelede bizi yalnız bırakmayın. Bizim özgürlüğümüz sizin özgürlüğündür. Bizim çıkardığımız ses toplumun duyulmayan sesidir. Bizim hapsedilmemiz ise gerçeklerin hapsedilmesi, haksızlığın, hukuksuzluğun kol gezmesidir. Birçoklarının hoşuna gitmiyor biliyoruz ama yazmaya, çekmeye, gerçekleri duyurmaya devam edeceğiz. Onlarca gazeteciyi hapsettiniz yıldırabildiniz mi? İnadına yapacağız bunu. İnadına bu haksızlıkları hukuksuzlukları duyuracağız. Gazetecilik suç değildir demeye devam edeceğiz. Çekin ellerinizi gazetecilerden” ifadelerini kullandı.
“Gözaltılarla, tutuklamalarla kimse yılmayacak”
Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Şube Başkanı Adem Sarıkaya da zor günlerden geçtiğimizi belirterek, “Biz gazeteciler her zaman en fazla payı alıyoruz, alacağız. Bu ülkede gazeteciler bitmez. Aramızda bir sürü genç arkadaşımız var. Üçümüzü beşimizi gözaltına almayla tutuklamayla kimse yılmayacak. İşimizi yapmaya, halkımızın yanında durmaya devam edeceğiz” dedi.
“Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır”
BAMAD Genel Başkanı Ümit Kartal ise Yağız Barut’un önce kamerasına el konulmasına dikkat çekerek, “Dikkat etmişsinizdir. Yağızda olduğu gibi, çoğunlukla eylemlerdeki gözaltıları görüntüleyen gazeteciler göz altına alındı. Televizyonlar tehdit edildi canlı yayınlamasın diye, sahadaki gazeteciler gözaltına alındı kayda almasın diye. Önce Yağız’ın kamerasını sonra kendisini gözaltına aldılar. Yağız’ı şükür ki dün bıraktılar, kamerası hala gözaltında. Kalemleri tutuklayabilirsiniz, kameraları gözaltına alabilirsiniz, gazetecileri hapse atabilirsiniz belki ama gazeteciliği öldüremezsiniz. Gerçeklerin ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır. Gazetecilik tam da bunun için vardır” dedi.
“Vatandaşa kin ve öfke ile yaklaşılamaz”
Gazeteci Yağız Barut ise yaşadıklarını anlatarak, “Devletin duygusu olmaz. Devlet vatandaşına kin ve öfke duymamalı. Devleti temsil eden kurumlar, özellikle bu tip dönemlerde polisler, kin ve öfke ile vatandaşlara yaklaşamaz. Çünkü onlar güçlerini ve meşruluklarını yasalardan alır. Sizler orantısız güç uyguladığınızda suç olmuyor da gazeteciler kayda alınca mı suç oluyor” diye konuştu.
“Büyük birliktelikler lazım”

Son olarak konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, bu süreçte birçok haksızlık yapıldığını belirtirken, “Ama bunlar arasında en ağırlarından birisi; işini yapmaya çalışan, olanı topluma aktarmaya çalışan gazetecileri hukuki dayanağa olmadan gözaltına almaktı. Gerçekten ülkemizde bunlar yaşandığı için çok üzgünüm. Bir daha asla böyle şeyler yaşanmamasını temenni ediyorum ama biz bunları ne kadar konuşursak konuşalım bunlar devam edecek. Gazeteci gazeteciliği neden yapıyor, birileri bu ülkede demokrasiyi neden savunuyor diye dikkatlice bakmalı. Bu dönemde gençlerimiz daha ön plana çıkarak isyan ve itiraz dile getirdiler. Bazıları canlı olarak gördüm bazılarını görüntülü olarak izledim. Yoldan geçerken gözaltına alınan lise öğrencilerinden anormal derecede şiddete maruz kalan üniversite öğrencilerine kadar pek çok hikâye var. Karakollarda, adliyede bayılan aileler… Bunları bu dönemde yaşadık” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin sahada demokrasi gözlemcisi olduğunu vurgulayan Tugay, “Görevlerini yapmaya devam etmeliler, biz de onların yanında olmamız lazım. Bu mücadele, büyük bir güce karşı yapılıyor. Dolayısıyla bize büyük birliktelikler lazım. Dirençli olmamız gerekiyor, kısa bir sürece sonuç alınmayabilir ama bırakılmayan mücadeleler gerekiyor. Bu günleri atlatacağımıza inanıyorum, sadece çok güçlü olmalıyız. Gençlerin yanında olmalı, maruz kaldıkları şiddeti de halk durdurmalı” diyerek sözlerini tamamladı.
Kaynak: (Evrensel)