İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kartal Belediyesi ekipleri Marmara Denizi’ni saran müsilajı (deniz salyası) kıyılardan temizlenmeye başladı. Hidrobiyolog Levent Artüz ise müsilajın belediyeler tarafından toplanarak ortadan kaldırılamayacağını söylemişti.
Marmara Denizi’ni saran müsilaj (deniz salyası) Kartal Belediyesi ile İBB ekipleri tarafından düzenlenen çalışmalar kapsamında, deniz yüzeyi temizleme tekneleri ile deniz üzerinden temizlenmeye başlandı.
Evrensel’in haberine göre, Kartal’da belediye ekipleri tarafından deniz süpürgesi ve amfibik araçların desteğiyle müsilaj toplanıyor.
Kartal Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğünden sorumlu Başkan Yardımcısı Cengiz Türkmen, küresel ısınmayla denizdeki mikroorganizmaların birleşmesi sonucunda deniz kusmasının meydana geldiğini belirterek “Bu doğa olayının en büyük sorumlusu bizleriz. Biliyorsunuz ki, müsilaj ile Marmara Denizi’nde balıkçılık da olumsuz etkilenmişti. İnsan denizi kirletmez, çevre ve denize duyarlı olursa çevremiz daha güzel, daha yaşanabilir olur. İnsanlar bu sayede rahatlıkla denize girip, balığını yiyebilir. Ama biz kirlettiğimiz sürece doğa dengesini bozdu. Bu yüzden de kusmalar meydana geldi. Bu çalışmayı sahil bandında Dragos’tan tüm İstanbul alanına doğru Büyükşehir Belediyesi gerçekleştirecek. Biz bunu tüm Kartal’da gerçekleştireceğiz. Büyükşehir Belediyesinin araçlarıyla Kartal ekiplerimiz, Çevre Müdürlüğümüz ile ortaklaşa çalıştık” ifadelerini kullandı.
“Beklediğimiz sıcaklık arttığında bu görüntünün ortadan kalkması”
Kartal Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürü Dr. Dilek Kars, küresel ısınmanın deniz salyasının temel nedeni olduğunu ifade ederek; “Aslında bu her yıl görülen bir olay. Denizde planktonlar oluyor. Ancak küresel ısınmayla maalesef bu yıl deniz salyası adını verdiğimiz denizde yaşayan mikroorganizmaların fazlalığıyla ortaya çıkardığı organik bileşiklerin suyla şişmesi sonucunda ortaya çıkan bir görüntü aslında. Küresel ısınma ve insanın etkisi bu olayda büyük. Biz biliyoruz ki su yoksa hayat da yok. Denizler bu yüzden çok önemlidir. Beklediğimiz tablo şu ki bir ay içinde sıcaklık arttığında bu görüntünün ortadan kalkması. Bu çalışmanın kesinlikle işe yarayacağını düşünüyorum. Ama bu tekrar olmayacağı anlamına gelmiyor” diye konuştu.
Hidrobiyolog Levent Artüz: Müsilajı toplamanın imkânı yok
Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi’nin (MAREM) Başkanı Hidrobiyolog Levent Artüz, 1+1’de yayınlanan söyleşide müsilajın belediye ekipleri tarafından toplanarak ortadan kaldırılamayacağını söylemişti.
Artüz, “Müsilajı toplamanın imkânı yok. Suyu gazlarca zenginleştirmeye, “oksijenlendirmeye” gelince. Bir gazın suda çözünebilmesi için gerekli şartlar vardır. Çözünebilirlik su sıcaklığıyla ters orantılıdır. Su ne kadar soğuksa içinde o kadar çok gaz çözünür. Oksijen de bu gazlardan biri. Velev ki teorik olarak bu bölgelere oksijen enjekte ettiniz, o durumda bile oksijen ilk önce oksidasyonda kullanılacaktır. Yani, ortamdaki kirleticiler bu oksijeni kullanacak ve okside olacaktır. Yani, bu oksijeni bir anlamda müsilaj kullanacak. Bunlar basit kimya kuralları. Hem denizdeki fosfat ve nitrat dengesinin bozulduğunu hem de denize oksijen verileceğini söylüyorlar. Bu kadar büyük bir kütleye iki-üç pervaneyle nasıl müdahale edilebilir? Çınarcık çukuru 1272 metre. Deniz yüzeyini çalkalamaktan nasıl bir fayda gelir?” cevabını verdi.
“Müsilaj agregat yapının yok olmasının tek bir yolu var”
Artüz, “Müsilaj agregat yapının yok olmasının tek bir yolu var. O da bakteriyolojik olarak parçalanması. Bakteriyolojik olarak parçalanması için gerekli suda çözünmüş oksijen de ortamda yeterli miktarda yok şu anda. 2007’de Marmara Denizi’nde çözünmüş oksijen seviyesi bugünküne nazaran daha fazlaydı. Buna rağmen, müsilaj yapı iki senede parçalandı. Şimdi oksijen çok daha az. Ne olacağını kestirmek güç. Bakteriyolojik parçalanma sonucu parçalanma ürünleri ve bu kütleyi parçalayacak bakteri biyokütlesinin de ne olacağı ve bu durumun olası kümülatif etkileri de meçhul. Net ölçüm yapabilmemiz için deniz ortamının durulması gerekiyor. Şu aşamada bakıp “vah vah” demek dışında yapacak bir şey yok.” demişti.