Hürriyet yazarı Tolga Tanış, IŞİD saldırılarının arka planıyla ilgili kaleme aldığı yazıda, örgütün 17 Ekim’den sonra Suriye ve Irak dışındaki faaliyetlerini artırdığını ve IŞİD’in sosyal bir harekete dayanarak şiddete yatkın bireyleri kendisinden bağımsız olarak harekete geçirebildiğini vurguladı.
Musul operasyonunun başladığı 17 Ekim tarihinden bugüne IŞİD’in 14 ayrı ülkede saldırılar yürüttüğü belirtilen yazıda, örgütü açık istihbarat kanalları üzerinde takip eden SITE şirketinin verilerine göre Suriye ve Irak dışında Mısır, Pakistan, Afganistan ve Türkiye gibi ülkelerde de koordineli saldırılar yürüttüğü aktarıldı.
Tanış yazısında, asıl çarpıcı olan istatistik olarak, koordineli saldırılar dışında Haziran 2016’dan beri IŞİD’in üstlendiği, başkalarının IŞİD’ten ilham alarak gerçekleştirdiği eylemlerin sayısının 20 olduğunu vurguladı.
Yazıda Tanış, IŞİD’in yarattığı sosyal harekete dayanıp ilham verme işini üstlendiğini ve böylece şiddete yatkın bireyleri kendisinden bağımsız olarak harekete geçirebilme kabiliyetine kavuştuğunu, yeni bir tehdit şekli olduğunu da belirtti.
Tolga Tanış’ın 02.01.2017 tarihli Hürriyet gazetesinde yayınlanan yazısında ilgili bölüm şöyle:
“Musul operasyonu başladığından beri DEAŞ dünyada 14 ayrı ülkede koordineli saldırılar yürüttü. Örgütü açık istihbarat kanalları üzerinde takip eden SITE şirketinin verilerine göre 17 Ekim’den beri Suriye ve Irak dışındaki faaliyetlerini artırdılar. Ve intihar saldırısı, saldırı, suikast olmak üzere başta Mısır, Pakistan ve Afganistan’da şiddet eylemlerine giriştiler. Şimdiye kadar Türkiye’de üstlendikleri tek eylem olan 4 Kasım Diyarbakır bombalaması da bunlar arasında.
Bunun dışında asıl çarpıcı istatistik… Örgütün çok daha yıkıcı sonuçlar elde etmesine neden olan asıl kısım… Koordineli saldırılar haricinde, Haziran 2016’dan beri DEAŞ’ın üstlendiği, başkalarının DEAŞ’tan ilham alarak gerçekleştirdiği eylemlerin sayısı ise 20. Haziranda 49 kişinin öldüğü ABD Orlando’daki gece kulübü baskını… İki hafta önce 12 kişinin hayatını kaybettiği Almanya Berlin’deki Noel pazarı katliamı… Hepsi aynı kategoride.
Peki ne anlama geliyor bu?
*
Pulıtzer ödüllü gazeteci Lawrence Wright, son kitabı “Terör Yılları”nda çok güzel özetliyor. El Kaide’den DEAŞ’a geçişi de incelediği, işin ideolojik altyapısını ele aldığı kitabında Wright, El Kaide eylemlerinin nasıl evrildiğini anlatıyor. Ve şöyle diyor: “Cihat adına gerçekleştirilen katliamlar, öfke, ıstırap ve binlerce insanın ölümü dışında pek bir şey başaramamıştı. 11 Eylül’den (2001 saldırıları) hemen sonra El Kaide, Afganistan’daki üssünü ve bununla birlikte uluslararası terörün koordinasyonundaki rolünü kaybetmişti. Madrid’deki bombacılar (2004 tren bombalamaları) gibi yeni gruplar El Kaide adına hareket ediyor ve liderlerinin duasını almış olsalar bile önceki kuşak teröristlere destek olan herhangi bir eğitim, kaynak ya da uluslararası kontaktlara sahip değillerdi. Riyad’daki Batılı tesislere düzenlenen ve birçok Müslüman’ı öldüren 2003 saldırıları gibi bazı operasyonlar da El Kaide’nin artık kontrolünü kaybettiğini gösteren fiyaskolardı. Psikiyatr ve eski CIA yetkilisi Marc Sageman’ın bana dediği gibi El Kaide her zaman bir sosyal hareketti.”
*
Musul operasyonu daha ne kadar sürecek? Rakka’da örgüt ne kadar direnecek? El Bab ne olacak? Bunlar, devletlerin DAEŞ tipi örgütlerle mücadelede işi askerlere havale edebildikleri kısımlar. Çıkıp, “Savaşıyoruz” diyebilecekleri muharebeler. Ama başta verdiğim SITE istatistiği, Wright’ın kitapta alıntıladığı Sageman’ın sözleri ve yılbaşı gecesi Reina’da yaşananların kökeninde yatan, hikâyenin asıl can alıcı kısmı. Teknik açıdan kendisinden üstün olan devletlere karşı taktik değiştiren… Yarattığı sosyal harekete dayanıp ilham verme işini üstlenen… Böylece şiddete yatkın bireyleri kendisinden bağımsız olarak harekete geçirebilme kabiliyetine kavuşan, yeni bir tehdit şekli.
Hayır, fark etmez. Reina, SITE’ın başta sınıflandırdığı eylemlerden koordineli olanlara giriyor olsa bile değişmez. Nitekim o kategoriye baktığınızda da, eylemlerin yoğunlaştığı yerlerin DEAŞ’ın ideolojisine taban bulabildiği ülkeler olduğunu görüyorsunuz. Yani her halükârda, Reina saldırısı, tam da Wright’ın kitabında altını çizdiği dönüşümü yansıtıyor. Yılbaşı gecesi Boğaz’da eğlenen insanları hedef alarak, şiddeti kullanan bir harekete işaret ediyor.”