Avrupa Arkeologlar Derneği’nin (EAA) Arkeoloji Mirası Ödülü, bu yıl bireysel kategoride tutuklu iş insanı Osman Kavala’ya verildi.
İsviçre’nin Bern şehrinde 25’incisi düzenlenen ödül töreninde komitenin yayınladığı açıklamada, Kavala’ya isnat edilen suçlara değinilerek, iş insanının Ekim 2017’den beri hakkında bir hüküm olmamasına rağmen tutuklu bulunduğu dile getirildi.
‘Kültürel miras projelerine katkı’
Komitenin açıklamasında Kavala’nın birçok çalışmasının ‘Türkiye’nin zengin kültürel mirasının korunmasını desteklediği’ne vurgu yapıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye ve Ermenistan arasında diplomatik ilişkilerin yokluğunda iki ülke arasındaki siyasi hassasiyetlere rağmen, Osman Kavala’nın yürüttüğü miras diplomasisi sayesinde Türk ve Ermeni uzmanlar ve bilim insanları, Ermeni kültürel mirasına ait Ortaçağ dönemi yapılarının korunması için ortak çalışma yürütmüşlerdir. Bu ortak çalışma, Ani’nin 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine girmesinde önemli bir vesile olmuştur.”
Kavala’nın Ermeni kültürel mirası konusundaki çalışmalarına ek olarak ‘Türkiye’de yüzyıllar boyunca varlıklarıyla iz bırakmış Rumlar, Suriyeliler, Kürtler, Yahudiler ve Gürcüler gibi farklı grupların kültürel miraslarını da destekleyen çalışmalar’ yaptığı belirtildi.
Bu çalışmalara örnek olarak Türkiye’de şu anda mülteci olan Suriyeli çocuklar için Türkiye ve Suriye’deki kültürel mirası ön plana çıkaran çift dilli eğitim materyallerinin üretimi gösterildi.
Kavala: Nasıl bir moral destek olduğunu anlatamam
Törende, Kavala’nın kaleme aldığı konuşma metni, Kavala adına ödülü kabul eden Kültürel Mirası Koruma Derneği Başkanı İsmail Yavuz Özkaya tarafından okundu.
Kavala şunları kaydetti: “Bu ödüle layık görülmek benim için büyük bir onur oldu. Bu kararın 22 aydır cezaevinde bulunan ve hangi faaliyetlerinden dolayı bu duruma maruz kaldığını açıklayamayan şahsım adına ne kadar önemli bir moral desteği olduğunu anlatamam.”
‘Ermenilerin hikayeleri susturulmuş, tahrip edilmiş’
Ermeni kültür mirasına dair çalışmalarına değinen Kavala, yazdığı metinde şunları dile getirdi: “Ülkemizin doğusunda Ermeni topluluklar tarafından yaratılmış eserler yüzyıllar boyunca kesintiye uğramadan canlı bir şekilde devam etmiş bir kültürün hikayesini anlatıyor. Ermenilerin bu topraklardan kopartıldıkları 1915 yılından sonra bu hikayeler dinleyicisiz kalmış, susturulmuş, bir kısmı tahrip edilmiş. Şükür ki son yıllarda Ani’deki koruma çalışmalarının da gösterdiği gibi bu büyük yıkımdan kurtulmuş olan eserlerin korunması için adımlar atıldı.”
‘Ulusal sınırların ve acı tarihsel deneyimlerin ötesinde’
Bu ödülün kültürel bir diyalog oluşturma konusunda çok önemli olduğunu belirten Kavala, şöyle devam etti: “Bu ödül vesilesiyle, Türk ve Ermeni akademisyenlerin, uzmanların, zanaatkarların, sınırın iki yanında yaşayanların aralarındaki ilişkilerin gelişmesinin barış için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak ve bölgede Mren Katedrali gibi risk altında bulunan ve acil müdahale ihtiyacı gösteren çok değerli yapıların bulunduğunu hatırlatmak isterim. İleride Ani’nin bir ‘barış parkı’ olacağına, hikayesini hem bölge insanlarına hem de tüm insanlığa daha güçlü bir şekilde anlatabileceğine inanıyorum.
İnsanları ulusal sınırların ve acı tarihsel deneyimlerin ötesinde bir araya getirmek için kültürel mirasın korunmasına ilişkin işbirliğinin önemine olan inancım, hele de bulunduğum koşullar altında, bu ödülü benim için daha da anlamlı hale getiriyor, çok teşekkür ederim.”
İki yıla yakındır tutuklu
Sivil toplum çalışmalarıyla bilinen Osman Kavala, 19 Ekim 2017’de gözaltına alınmış, 1 Kasım’da tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.
Gezi eylemlerinin planlayıcısı ve destekleyici olmakla suçlanan Kavala hakkında ‘Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet cezası istenmişti.
(Diken)