Birleşik Krallık hükümeti, savaş, yoksulluk ve baskıdan kaçıp İngiltere’ye sığınan binlerce kişinin hayatını doğrudan etkileyecek yeni bir karar açıkladı. Başbakan Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti, mülteci statüsünü geçici hâle getirip kalıcı oturum izni başvuru süresini 5 yıldan 20 yıla çıkardı.
Yeni düzenleme, mültecileri onlarca yıl sürecek bir belirsizlik, denetim ve güvencesizlik döngüsüne mahkûm ediyor. İnsan hakları örgütleri bu kararı, “sınırları korumaya odaklanan, insan hayatını değersizleştiren modern göç rejiminin” yeni bir örneği olarak tanımlıyor.
İçişleri Bakanlığı ayrıca belirli mültecilere sağlanan barınma ve haftalık destek ödemelerinin kaldırılacağını duyurdu. Bu, zaten yoksulluk sınırında yaşayan binlerce mültecinin temel yaşam koşullarını daha da ağırlaştıracak.
Sağ popülizme teslimiyet eleştirisi
Starmer hükümetinin, göçmen karşıtı Reform UK partisinin yükselişi karşısında bu sertleşmeye yönelmesi, hak örgütleri tarafından “yükselen ırkçılığa boyun eğmek” olarak değerlendiriliyor. Eleştirmenlere göre hükümet, mültecileri hedef alan bu politikalarla ülkedeki sağcı popülist dalgayı frenlemek yerine onu besliyor.
Mülteci örgütlerinden sert tepki
İngiltere Mülteci Konseyi Başkanı Enver Süleyman, düzenlemelerin insanların güvenli bir şekilde ülkeye ulaşmasını engellemeyeceğini, ancak onları “öngörüsüz ve acımasız bir belirsizlik içinde yaşamaya zorlayacağını” belirterek hükümeti geri adım atmaya çağırdı.
Hak örgütleri, mülteci statüsünün düzenli aralıklarla denetlenmesi ve “ülkesi güvenli” diyerek insanların zorla geri gönderilmesinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu hatırlatıyor.
“Sınırları koruyan değil, insanları koruyan politikalara ihtiyaç var”
İngiltere’nin attığı bu adımlar, Avrupa’da giderek katılaşan göç rejiminin bir parçası olarak görülüyor. İnsan hakları savunucuları, hükümetin bu politikalarının insanı değil sınırları korumayı önceleyen bir anlayışa dayandığını ve mültecilerin hayatını fiilen pazarlık konusu hâline getirdiğini söylüyor.
