Britanya (İngiltere) hapishanelerinde süren “Filistin için Mahpuslar” açlık grevi 56. güne ulaşmış durumda ve 1981’deki İrlandalı Cumhuriyetçilerin açlık grevinden bu yana Birleşik Krallık cezaevlerinde gerçekleşen en büyük protesto olma niteliğini taşıyor. İsrail bağlantılı silah üreticisi Elbit Systems’a ve bir Kraliyet Hava Kuvvetleri üssüne yönelik doğrudan eylemler nedeniyle kefaletsiz tutuklu yargılanan siyasi mahpuslar; kefaletle serbest bırakılmayı, adil yargılanmayı, iletişim üzerindeki sansürün sona erdirilmesini ve Elbit tesislerinin kapatılmasını talep ediyor.
1981’de açlık grevi yapan İrlandalı Cumhuriyetçiler, 46 gün boyunca yemek yememelerinin ardından hayatlarını kaybetmeye başlamıştı. 10 savaş esirinin şehit düştüğü 1981 İrlanda Açlık Grevinden bu yana Britanya hapishanelerinde gerçekleştirilen en büyük eylem olan “Filistin için Mahpuslar” açlık grevi ise bugün 56. gününe ulaşmış durumda.
2 Kasım günü başlatılan açlık grevine siyasi tutuklular Qesser Zuhrah, Amu Gib, Heba Muraisi, Jon Cink, Teuta Hoxha, Kamran Ahmed, Lewie Chiaramello ve Umer Khalid aralıklı olarak katıldılar ve onların dördü çeşitli aşamalarda açlık grevine ara verirken, diğer dördü eylemlerini sürdürüyor.

Heba Muraisi’nin açlık grevi 56. gününe girerken, Teuta Hoxha 50, Kamran Ahmed 49, Lewie Chiaramello 35 gündür yemek yemeyi reddediyor.
İsrail destekçisi şirketlere karşı doğrudan eylemler
Açlık grevine başlayan sekiz mahpusun tamamı kefaletsiz olarak tutuklu yargılanıyor. Bu isimlerden dördü, Elbit Systems’a ait bir fabrikada 1 milyon sterlini aşan zarara yol açtıkları iddia edilen “Filton 24” grubunda yer alırken; diğer dört kişi ise bir Kraliyet Hava Kuvvetleri Üssü’ne girerek iki Airbus Voyager uçağına kırmızı boya sıktıkları iddia edilen “RAF Brize Norton 5” olarak bilinen gruba dahil.
Açlık grevi, Britanya’nın Filistin’deki Yahudi yerleşimci sömürgeciliği projesine resmi desteğini ilan ettiği Balfour Deklarasyonu’nun yıldönümünde, 2 Kasım’da başladı.
Açlık grevinin talepleri
Grev; tutukluların mektupları ve iletişimleri üzerindeki tüm sansürün sona erdirilmesini, derhal ve koşulsuz olarak kefaletle serbest bırakılmalarını, Elbit, Siyonist rejim ve Britanya hükümeti arasındaki tüm yazışmaların açıklanmasını da kapsayan adil yargılanma hakkını, Filistin Eylem Grubu’nun (Palestine Action) “terörist” örgüt statüsünden çıkarılmasını ve ülkedeki tüm Elbit tesisleri ile iştiraklerinin kalıcı olarak kapatılmasını talep ediyor.
1981’den 2025’e açlık grevleri: Temel nedenler aynı
Bugünkü açlık grevi, 1981’dekinden çok farklı bir bağlamda gerçekleşiyor. O dönemde İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu (IRA) ve İrlanda Ulusal Kurtuluş Ordusu (INLA), İrlanda’nın kuzeyindeki Britanya sömürge işgaline karşı ulusal kurtuluş için uzun soluklu bir silahlı mücadele yürütüyordu ve grev, Britanyalı işgalcilerin tutukluların savaş esiri statüsünü kaldırmasıyla başlamıştı. Ama her iki grevin de temel nedeni aynı; Britanya devletinin, ister Filistin’de ister İrlanda’da olsun, emperyalist soykırıma doğrudan katılımı ve buna karşı koymaya cesaret edenlere yönelik acımasız baskısı.
Filistin halkıyla dayanışma yasak!
Filistin Eylem Grubu, Siyonist silah fabrikalarının faaliyetlerini sekteye uğratmadaki başarısı ve bunun mevcut düzeni tehdit etmesi nedeniyle yasa dışı ilan edildi. İmparatorluğun yurtdışındaki düşmanlarına uygulanan yöntemler -direniş güçlerinin “terör örgütü” olarak yasaklanması- şimdi ülke içine çevrilmiş durumda; hiçbirine terör suçlaması yöneltilmemiş olsa da, onlarca kişi “Terörle Mücadele Yasası” kapsamında tutuklu yargılanıyor. Soykırımdan para kazanan tesisleri tahrip ettikleri için gençlerin hedef alınması ve “Soykırıma karşıyım, Filistin Eylem Grubu’nu destekliyorum” yazılı pankartlar taşıyan tekerlekli sandalyedeki yaşlıların gözaltına alınması gibi ‘hukuk savaşı’ araçları, tüm siyasi muhalefeti susturmak için kullanılıyor.
Filistin Eylem Grubu’nun “terörist” bir örgüt olarak yasaklanmasının ardından, Filistin için Mahpuslar’a yönelik kötü muamele ve siyasi hedef haline getirme, cezaevi sistemi içinde de tırmanışta. Mahpuslar tecrit ediliyor, aileleri ve arkadaşlarıyla her türlü iletişimleri kesiliyor, uzak cezaevlerine sevk ediliyor ve cezaevi içindeki temel haklarından mahrum bırakılıyor. Gardiyanlar, Muraisi’nin namaz kılarken kullandığı başörtüsünü (keffiyesini) zorla çıkarıp aldı, Zuhrah’ın tüm başörtülerine el koydu ve Khalid’i parmaklıklar ardında ezan okuduğu için ağır şekilde darp etti. Filistin için Mahpuslar, hükümete seslerini duyurabilecekleri diğer tüm yollar tükendiği ve geriye kalan tek direniş silahları kendi bedenleri olduğu için açlık grevine başladılar.
Ani ölüm riski var
Britanya hükümeti, milletvekillerinin gönderdiği mektuplara yanıt vermeyi, grevcilerin avukatlarıyla görüşmesini hatta açlık grevinin varlığını dahi kabul etmeyi reddediyor. Oysa grevcilerin neredeyse tamamı hastaneye kaldırılmış durumda; bazıları bunu birden fazla kez yaşadı ve birçoğu artık açlığa bağlı ani ölüm riskiyle karşı karşıya.
44. günde Zuhrah, hemşirelerin, hapishane yönetiminin ve Ulusal Sağlık Hizmetleri’nin (NHS) tıbbi destek sağlamayı ya da ambulans göndermeyi reddetmesi nedeniyle, ertesi sabah bilincini kaybedene kadar hücresinin zemininde acı içinde bırakıldı. 46. günde Qesser’in durumu yeniden kötüleşti ve ayakta duramayacak kadar güçsüz hâldeyken hastaneye yatmak için talepte bulundu. Milletvekili Zarah Sultana, sabahın erken saatlerinden itibaren HMP Bronzefield’da kalarak, kısa süre içinde onlarca protestocunun da kendisine katılmasıyla, ambulansın cezaevine alınmasına izin verilmesi için çağrıda bulundu; ancak bu talep defalarca reddedildi. Perşembe öğleden sonra, 12 saat süren protestonun ardından Zuhrah nihayet ambulansla hastaneye götürüldü.
Direniş çağrısı
Her şeyden önce açlık grevcileri, destekçilerinden kendilerine değil, Elbit Systems’a karşı doğrudan eylemleri sürdürmeye odaklamalarını istiyor. Siyonist-emperyalist savaş makinesine karşı eyleme geçmelerinin motivasyonu, sömürgeci soykırım ve emperyalizm zemini üzerinde kurulan ve varlığını sürdüren Britanya devletinin kibar başvurulara yanıt vermeyeceği anlayışına dayanıyordu. Bu nedenle açlık grevcileri, destekçilerini dayanışma söz ve eylemleriyle yetinmemeye, direnişe çağırıyor. Britanya devleti Filistin Eylem Grubu’nu yasaklamış olabilir; ancak doğrudan eylem taktiğini yasaklayamaz!
Dünyadan destek eylemleri
Açlık grevcileriyle dayanışma gösterileri New York ve Boston’dan Hiroşima ve Prag’a kadar dünyanın dört bir yanında gerçekleştiriliyor.
Bugün de İstanbul’da Britanya Başkonsolosluğu’nun önünde saat 18.00’de açlık grevcileriyle dayanışma eylemi gerçekleştirilecek.
Açlık grevine ilişkin en güncel gelişmeler ve eylem çağrıları için Filistin için Mahpuslar’ı takip edin.
Görsel: Alisdare Hickson
Çeviri: Mızgin Öykü Çalağan
Kaynak: Progressive International ve Prisons for Palestine web siteleri
Siyasi Haber
