Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Yaban domuzunun günahı ne?

    31 Mayıs 2025

    Kayıpların ardında – 30 yıl

    31 Mayıs 2025

    HDK tutuklularından Halit Elçi ve Yıldız Tar tahliye edildi

    30 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Yaban domuzunun günahı ne?

      31 Mayıs 2025

      Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

      28 Mayıs 2025

      Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

      21 Mayıs 2025

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025

      Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

      18 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Kayıpların ardında – 30 yıl

      31 Mayıs 2025

      Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

      29 Mayıs 2025

      Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

      29 Mayıs 2025

      AKP ile anayasa? 

      29 Mayıs 2025

      Gezi direnişi 12 yaşında: Tarih sizi nasıl yazacağını biliyor

      28 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Mahir Sayın: Yeni çıkış sosyalistler açısından sağlam bir başlangıç noktası

      22 Mayıs 2025

      Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

      21 Mayıs 2025

      Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

      21 Mayıs 2025

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » İlhan Erdost’un 12 Eylül cuntası tarafından katledilişinin 38’nci yılı

    İlhan Erdost’un 12 Eylül cuntası tarafından katledilişinin 38’nci yılı

    Siyasi Haber7 Kasım 2018
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Yayıncı İlhan Erdost’un Mamak Hapishanesi’nde dövülerek öldürülmesinin üzerinden 38 yıl geçti

    7 Kasım 1980’de gözaltına alındı Muzaffer ve İlhan Erdost kardeşler. Mamak Hapishanesi A Blok’a götürüldüler. Saçları ve bıyıkları kesildi; fotoğrafları çekildi. Bir asker, Erdost kardeşleri C-Blok’a götürülmesi için bir yere telefon açıp araç istedi: “C Blok’a gidecek iki tutuklu var, büyük araç gönder. Küçük araç olmaz, anlarsın ya!”


    ‘Yılanın başı bunlar!’


    İki kardeşi tekme tokat Reo denilen kapalı askeri araca bindirdiler. Büyük araç istemelerinin sebebi kardeşleri daha rahat dövmekti. Astsubay Şükrü Bağ, muhafız erlerine dönüp “Yılanın başı bunlar. Bunların analarını ağlatın, yoksa ben sizin ananızı ağlatırım” dedi. Aldıkları emirle dört görevli er, kardeşlere saldırmaya başladılar. Dayağa kısa bir ara verildiğinde Şükrü Bağ, Erdost kardeşlere dönüp, “10 yaşındaki çocukları zehirlediniz. İçerisi sizin zehirlediklerinizle dolu” dedi. İlhan Erdost tekme, yumruk ve copların etkisiyle düşüp, güçlükle ayağa kalktı.


    Yarım saatlik bir yolculuk sonunda araç C-Blok F-Koğuşu önünde durdu. İki kardeş hazır ola geçirildi. İlhan Erdost, Şükrü Bağ’a dönüp, ‘Kızımı uyandırmaya kıyamadan geldim. Bizi daha fazla dövdürme komutan’ dedi. Komutan, “Bende küçük kızımı ateşler içinde hasta bıraktım. Bunu daha önce düşünecektiniz” dedi ve askerlere dönüp işkenceye devam emri verdi.


    Askerler, iki kardeşi azgınca dövüyorlardı. Coplar inip kalkıyor, tekmeler, yumruklar peş peşe sıralanıyordu. İki kardeş neredeyse kendini koruyamayacak hale gelmişti. İlhan Erdost bir kez daha yere düştü; zorlukla ayağa kalkabildi. C Blok F Koğuşu’nun tel örgülerine getirildiler. Astsubay Bağ’ın emriyle bir süre de burada dövüldüler. Daha sonra tel örgülere geçirilip, kayıtları alındı. Avluda kayıt defterine siyasi görüşleri yazıldı: Sol.


    Burada alınıp koğuşun demir parmaklıklarının olduğu yere doğru yürümeleri söylendi. Askerler arkalarından koşup bir daha dövdü. İlhan Erdost tekme, cop ve yumruk yağmuru altında yürürken bir kez daha düştü; başını çiçek tarhına vurdu.


    ‘O günden sonra adım Muzaffer İlhan oldu’


    İki kardeş koğuşa alındı. Bir tahta sıra üzerinde yan yana oturtuldu. Muzaffer Erdost, koğuştakilerden su istedi. Ancak kimse yerinden kıpırdayamıyordu. Bir kez daha su istedi. Bu sırada İlhan Erdost yarı baygın bir şekilde ayağa kalkarak pencereye yöneldi. “Midem bulanıyor; kusacağım!” diye bağırdı. Yere yığılırken koğuştakiler fırlayıp koluna girdi ve bir yere uzandırdılar. Şekerli su getirdiler. Tutuklulardan biri tıp öğrencisiydi; hemen suni teneffüs yaptı.


    Koğuştaki tutuklular, Muzaffer Erdost’u içeride başka bir yere aldı. Neden sonra iki tutuklu koluna girmiş kardeşi İlhan’ı yattığı ranzanın yanına getirdiler. Ağabey ve kardeş göz göze geldi. Muzaffer Erdost, kardeşiyle göz göze geldikten sonrasını şöyle anlatıyor:


    “Göz göze geldik. O anda dizinin üzerine çömeldi, öyle kaldı, kolları sarktı. “İlhan! İlhan!” dedim, ses vermedi. Yatağa yatırdılar. Biri “Nabzı durmuş” dedi. Üç kişilik bir ekip geldi, yatırıldığı battaniyenin üzerinde İlhan’ı alıp götürdü. Sonra beni boş bir koğuşa koydular. Bir hemşire ve sağlıkçı bir astsubay, zorla iğne yaptı bana. Onun etkisiyle uyumuşum. Ertesi sabah savcı ifademi aldı. “Ölü İlhan Erdost” dediler, kimliğini koydular masanın üzerine. Bir süre ifade veremedim, ağladım. Salı günü akşam geç vakit beni bıraktılar. Ertesi sabah GATA morgunda imam yıkarken buldum İlhan’ı. Hacıbayram Camii’nden Karşıyaka Mezarlığı’na götürdük. Orada bıraktım İlhan’ı. Onun adını almaya, öldürüldüğünü anladığım an karar vermiştim. O günden itibaren adım Muzaffer İlhan oldu.”


    Yedi yıllık yargılama


    İlhan Erdost’un dövülerek öldürülmesi üzerine Ankara Sıkıyönetim Askeri Savcılığı soruşturma başlattı. Dört er hakkında kasten adam öldürmek; astsubay Şükrü Bağ hakkında da kasten adam öldürmeye teşebbüs suçundan dava açtı. Soruşturma sırasında askeri savcılık, İlhan Erdost’u döverek öldüren erlerden birinin muhafız er olmadığını tespit etti. Bu erin, ‘özel amaçla’ gönderildiği ve ‘sağ militan’ olarak bilindiği daha sonra öğrenilecekti.


    Görevli üç er, ayrı ayrı 10 yıl 8 ay ağır hapis cezası aldı. Özel amaçla arabaya binmiş olan ere, 8 yıl hapis cezası verildi. Astsubay Şükrü Bağ, 10 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Ceza, Askeri Yargıtay Genel Kurulu’nda da onandı. Bağ’ın avukatları karara itiraz etti. Yapılan incelemeler sonucu ‘Reo marka askeri aracın dışarıya ses ve görüntü vermediği’ yönünde rapor hazırlandı. Yani soruşturmayı yürüten askerlere göre, Astsubay Şükrü Bağ, araç içerisinde iki kardeşin dövülmesini ne görmüş ne de duymuştu.


    10 yıllık ceza 6 aya düşürüldü


    Askeri Yargıtay 5. Dairesi, astsubayın yeniden yargılanmasına karar verdi. Yeniden yargılama sonucu, Bağ’a “görevi ihmal”den 3 yıl hapis cezası verildi. Yargıtay 5. Dairesi kararı bozdu. Bu sefer 6 ay hapis cezası verildi. İki kardeşin işkenceyle öldürülmesinin azmettiricisi Astsubay Şükrü Bağ, “görevi ihmal” suçundan sadece 6 aylık hapis cezası alarak “sıyırmış” oldu.


    İlhan Erdost, her ölüm yıl dönümünde Karşıyaka Mezarlığı’nda anılıyor. Ayrıca aynı gün, Sol ve Onur yayınevlerinden yayınlanmış kitaplar yüzde 50 indirimli olarak satışa sunulmakta.


    (GazeteYolculuk)

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025

    Bahçeli’nin ‘totaliter’ fantezileri

    3 Nisan 2025

    RTÜK Başkanı Şahin’den ‘boykot’ açıklaması: Destek veren kanallar takip edilip gereği yapılacak

    2 Nisan 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Yaban domuzunun günahı ne?

    Zeynel A. Göçer

    Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

    Siyasi Haber

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Gökçer Tahincioğlu

    Kayıpların ardında – 30 yıl

    M. Ender Öndeş

    Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

    Özlem Kaygusuz

    Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

    Ertuğrul Kürkçü

    AKP ile anayasa? 

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.