Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları meclis konuşmasında devlet-mafya-siyaset-medya ilişkileri üzerine değerlendirmede bulundu.
Meclis’te HDP grubu adına konuşan Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, faşist mafya yöneticisi Sedat Peker’in itirafları ile ortaya atılan iddialarla bir kez daha ortaya saçılan devlet-mafya-siyaset-medya ilişkileri üzerine değerlendirmede bulundu.
AKP iktidarının yaptığı yolsuzlukları, hazine boşaltmayı, ayakkabı kutuları ile yeşil dolarlar transfer etmeyi sıradanlaştırmaya çalıştığını belirten Hatimoğulları şunları ekledi: “Saray etrafındaki herkesin çocuklarıyla birlikte kurmuş olduğu çıkar ağları, kamuya ait malları parsel parsel yerli ve yabancı sermayeye satmalar, Reza Zarrab gibileriyle kurulan ilişkiler, Halkbank dosyası. Bütün bunlar, bu ifşalar olmadan önce de Türkiye kamuoyunun ve dünya kamuoyunun zaten gündemindeydi.”
Tülay Hatimoğulları, Meclis’te yaptığı konuşmada bu toprakların çok zulüm ve talan gördüğünü ama birinciliğin AKP iktidarı ve ortaklarında olduğunun altını çizdi. “Yoksulluktan, işsizlikten, pandemiden kırılan yurttaşın hakkı olanı acımasızca uyuşturucu, silah ticareti trafiğine kurban ettiniz. İnsanları zehirleyen pazarların bürokrasi eliyle örgütlenmesinin önünü daha fazla açtınız ve tabii ki biz biliyoruz ki bu trafiğin ayrıca bir amacı var. Bu trafiğin amacı, biat eden bir toplumu yaratmaktır aynı zamanda, yani özel harpte kullanılan yöntemlerden biridir uyuşturucu trafiği, ticareti ve kullanıcı oldurmak insanları.”
Hatimoğulları’nın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
IŞİD, El Nusra ve türevlerini desteklemeye ‘devletin çıkarları’ dediler
“Mafyatik ilişkilerle devletin dış politikasında nasıl önemli bir belirleyen pozisyonuna geldiğini açıklamak isterim. Suriye’de bölgenin kaderini belirleyen bir savaş yaşanıyor, hâlâ devam ediyor ve iktidarın bu konudaki tarihî hata dizgeleriyle dolu karanlık sayfaları ortadadır, bunu bu kürsüden defalarca ifade ettik. “Devletin çıkarları” dediler, IŞİD, El Nusra ve türevlerini desteklemeyi… Biz gerçekten hep sorduk bu kürsüden, burada devletin hangi çıkarı var? 911 kilometrelik sınırımızda Kürt halkının IŞİD’e karşı vermiş olduğu savaşı, bütün dünya kamuoyu tarafından takdirle karşılanmış olan bu mücadeleyi 911 kilometrelik sınırımızda sizler bir güvenlik meselesi gibi algılatmaya çalıştınız. Ve savaşı Suriye sınırında tutmadınız, Türkiye’nin sınırları içine çektiniz; Suruç, Ankara Gar katliamı, Reyhanlı katliamı, hatta Reyhanlı katliamında Alevi-Sünni çatışmasını bile Cumhurbaşkanı kendi eliyle tetikleyen açıklamaları yapmakta bir beis görmedi. Antep düğün katliamı, HDP binaları ve mitinglerinin bombalanması cabasıdır. Korku filmlerindeki gibi âdeta bir kasvet havası oluşturuldu bu ülkede. Tabii, bu suçlar çok büyük. Bu suçların işlenmesinin siyasal sebeplerini daha önce epey konuştuk, şimdi başka bir veçhesiyle konuşmak istiyoruz. Suriye’de savaş denkleminde uyuşturucu ticaretini -tırnak içinde ifade ediyorum- “Lazkiye Limanı’na sevginiz ortaya çıkmıştır.” Yine Suriye savaşı denkleminde silah ve savaşçı ticaretinizi çok konuştuk.
AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın yakınları, eş, dost, ahbabın askerî sınai komplekslere yaptığı yatırımlar elbette ki bir pazara ihtiyaç duyuyorlardı, o yüzden sadece Suriye’de değil, yedi düvele savaş açacak şekilde adımlar attınız, Doğu Akdeniz’de sular o nedenle kaynadı sizin sayenizde çünkü gerçekten yepyeni savaşlara, yepyeni pazar alanlarına ihtiyacınız vardı, bunu da bir çeteyle el ele vererek yapmaya devam ettiniz.”
Hükümet istifa etmelidir, Süleyman Soylu istifa etmelidir
“Bugün AKP Genel Başkanı konuşuyor ve organize suç örgütleriyle, kaçakçılarla nasıl mücadele ettiğini anlatıyor. Oysa bugünkü konuşma tam bir anlamıyla siyasetçileri tehdit etmek ve “Mafya düzeni devam edecektir, herkes ayağını denk alsın.” konuşmasıydı. Bizler de toplumla birlikte bunun karşısında nasıl mücadele edeceğimizi sizler de göreceksiniz. Burada ayağını denk alması gereken mafyanın ta kendisidir ve onunla iş birliği kurmuş olan, bu iktidarın içinde çöreklenmiş olanların ta kendisidir. (HDP sıralarından alkışlar) Hükûmet derhâl istifa etmelidir, Süleyman Soylu derhâl istifa etmelidir. Bakın bugün Peru’da, Dışişleri Bakanı aşı programı dışında aşı olduğu için istifa etti. Oysaki bugün bütün dünya kamuoyu Türkiye’de yaşanan bu kirliliği izlemektedir, Hükûmet ölü uykusunu oynamaktadır.
Bugün yapılan konuşmada da neyin ortaya çıktığına hepimiz tanık olduk.”
Temiz bir toplum için adalet şart
“Değerli halklarımız, emin olun ki bunların vatanseverlikleri az önce konuştuğumuz kadardır, ötesi değildir. Terör ajitasyonu çekerek ve devletin bekası diyerek bunun üstünü örtmeye çalışıyorlar. Emin olalım ki hep beraber ar sahibi insanlar, bu ülkenin aydınlık yüzleri, demokrasi güçleri, gençleri, kadınları temiz bir toplum ve demokratik bir cumhuriyeti bizler hep beraber inşa edebiliriz. Bunun için elbette bütün kirliliklerden arınmak gerekiyor. Kirliliklerden öyle hamasetle arınılamaz. Bu ülkenin sorunları tek tek masaya yatırılmalıdır. Kürt sorunun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesi, darbelenmiş olan özgürlüklerin yeniden bu ülkede tesis edilmesinden geçer. Halklar arasındaki çatışmaları bu ülkede körükleyerek inançlar arasındaki çatlaklar üzerinden, bunların üzerinden oyunlar oynamaya çalışarak asla ve asla bu mafya düzeninizi örtemeyeceksiniz, bunun sonuna geldiniz.
Ülkenin en temel sorunlarının başında açlık, yoksulluk ve işsizlik gelmektedir. Bizler hep beraber buraya bakmak zorundayız ve biz “Temiz bir toplum için adalet şart.” diyoruz, herkes için adalet ama. Çalınan, çırpılan her şeyin hesabını toplum olarak hep beraber sorduk, sormaya da devam edeceğiz.”