Yaptığı 3’üncü Genel Meclis toplantısının ardından sonuç bildirgesini açıklayan HDK, Gezi eylemlerini hatırlatarak, “Gezi’de mayalanan halklar ittifakını derinleştirerek faşizme karşı tüm demokrasi güçlerinin eylemli birlik ve dayanışmasını örmek HDK’nin temel yönelişidir” dedi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 26 Mayıs’ta gerçekleştirdiği 9’uncu Dönem 3’üncü Genel Meclis toplantısının sonuç bildirgesini yayınladı.
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kalkması talebiyle başlayan açlık grevi ve ölüm orucu eylemlerinin sona erdiğinin hatırlatıldığı bildirgede, “Savaş politikalarının ve tecridin tüm veçheleriyle ve kalıcı olarak ortadan kalkması için yürütülecek demokratik mücadelelerde üzerimize düşen görevi yerine getirme sözü veriyoruz” denildi.
İstanbul seçimleri
İptal edilen İstanbul seçimlerine işarete edilen bildirgede, “Seçenekleri giderek daralan AKP-MHP blokunun, İstanbul seçimlerinin iptali ve seçimlerin yenilenmesi kararı veren YSK darbesinden beklentisi, demokratik muhalefetin kazanımlarını geriletmek, tabanındaki çözülmeyi durdurmaktır” ifadelerine yer verildi.
Bildirgede, “Halkların Demokratik Kongresi, 31 Mart’ta faşizmin kurumsallaşması sürecinde kesinti yaratan, mücadeleye alan açan ve zaman kazandıran ‘Kürdistan’da kazanma, Batı’da kaybettirme’ tutumunu faşizme karşı mücadelenin 23 Haziran seçimi uğrağında da koruyarak gerek İstanbul’da gerekse Kürdistan’da halk iradesinin gasp edilmesine karşı mücadelesini sürdürecektir. İktidarın, tecride karşı direnişin basıncı karşısında attığı geri adımların veya tersinden yeni bir militarist dalganın, muhalefet bloku arasında kafa karışıklığı ve bölünme yaratmak amacıyla kullanmasına izin vermeyecektir. AKP-MHP faşist blokunu geriletmek isteyen tüm muhalif güçleri de aynı duyarlılık ve uyanıklık ile söylemeye, eylemeye çağırmaktadır. Bu mücadelenin vazgeçilmezi olan yerel demokrasilerin inşası için belediyelerin halk denetimine açılması, kent yönetimine halkın katılımı, kent müştereklerinin kolektif tasarrufu vb. talepler ve ortak sorunlar etrafında örgütlenecek yerel halk meclislerinin kurulması ve yaygınlaşması için çaba gösterecektir” ifadelerine yer verdi.
Yaşanan ekonomik krize de yer verilen bildirgede, “Emekçilerin öznesi olacağı öz örgütlerin, dayanışma ağlarının ortaya çıkması için çalışacak” diye belirtti.
'Öz güç ile mümkün'
“AKP’nin, emperyalist güçler arasında git gellerle şekillenen dış politikası ve Kürt halkının statü kazanmasını engellemeyi merkezine alan bölgesel politikaları iflas etmiştir” denilen bildirgede şu ifadelere yer verildi: “S-400 krizi, Suriye’de temas arayışları, İdlib açmazı, İran yaptırımlarına ilişkin imtiyazların kaldırılmasına uyum gösterilmesi bu tıkanmışlığın görüngülerinden birkaçıdır. ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarının yanı sıra askeri hareketliliğe yönelmesi, tüm bölge için önümüzdeki günlerde, yeni bir sıcak çatışma tehdidi doğurmaktadır. ABD, küresel ve bölgesel güçleri kendi etrafında toplanmaya zorlamaktadır. Türkiye’nin de bu baskı ve zorlamadan nasibini alacağı ve direnme imkanlarının kısıtlılığı açıktır. Halklar için ölüm, göç, zulüm ve yoksulluktan başka bir sonucu olmayan emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı Halkların Demokratik Kongresi, İran halklarının yanında olacaktır. İran rejiminin karakteri ve suçları hepimizin malumudur. Ancak demokratik dönüşümün ancak halkların kendi iradeleri ve özgüçleri ile mümkün olduğunun da farkındadır.”
İktidarın savaşa ve şiddete dayalı yüzünün, İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) verdiği “İşkenceye karşı sıfır tolerans” sözünden 2 gün sonra, Halfeti’de her yaştan 51 kişiye yapılan işkence görüntüleri tekrar ortaya çıkardığını belirten HDK, bu suçun faillerinin ortaya çıkarılması ve yargılanması için mücadele edeceğini ifade etti.
‘Gerçek adalet’
Bildirgede, HDK’nin kararlılıkla mücadelesini sürdüreceği hususlardan birinin de kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve adeta cins kırımı halini alan kadın cinayetleri olduğu belirtilerek, HDK Kadın Meclislerinin “erkek değil, gerçek adalet” tesis edilene kadar kadın davalarının takipçisi, kadın özgürlük mücadelesinin kararlı bir parçası olacağı ifade edildi. ODTÜ’de yapılmak istenen Onur Yürüyüşüne üniversite yönetimince izin verilmediği ve sonrasında polisin müdahale ettiğinin hatırlatıldığı bildirgede, “Saldırının ardından başlayan boykot ise üniversitelerin üzerine ölü toprağının serpildiği bir dönemde umudu büyüten adımlardan biri olmuştur. HDK, ODTÜ boykotunu selamlarken, LGBTİ+’ların varoluş mücadelesinin yanında olduğunu bir kez daha ilan etmektedir” denildi.
‘Hakikate ve Adalete dayalı bir yüzleşme ’
Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan arındırmacı ve asimilasyoncu bir ulusçuluğu da içeren bu kadim çizginin acı sonuçları olan Dersim, Pontus, Ermeni tehcir ve soykırımlarının başlangıç tarihi Mayıs ayı olmuştur. Bu soykırım ve tehcirlerde ve farklı bir tarihsel bağlamı, farklı bir failli olsa da yine Mayıs ayında başlayan Çerkes sürgün ve soykırımında yaşamını yitiren ve köklerinden koparılan mağdurları saygıyla anıyoruz. Halkların barışçıl geleceği açısından elzem olan, hakikate ve adalete dayalı bir yüzleşme için mücadeleye devam ediyoruz.
Halkların Demokratik Kongresi olarak eşit, özgür, demokratik bir Türkiye ve Kürdistan için verilen mücadelede yaşamını yitiren ve bu coğrafyanın devrimcileri için her zaman bir esin kaynağı olan ‘Mayıs Şehitleri’ni de sevgi ve özlemle yâd ediyoruz.
24-25 Haziran'da Silivri'de olacağız
Türkiye’nin yakın tarihteki en kitlesel itirazını oluşturan ve bu ay 6’ncı yılını dolduran Gezi direnişi ikinci kez yargılama konusu oluyor. 24-25 Haziran’da ilk duruşması yapılacak olan Gezi davası iddianamesi, meşruluk ve rıza üretme olanaklarını büsbütün yitiren faşist iktidar blokunun her muhalif duruşu darbe, her toplumsal örgütlenmeyi suç ilan etme eğiliminin vardığı absürtlük derecesini gösteriyor. HDK için Gezi direnişi kendi fikrinin ete kemiğe büründüğü tarihsel anlardan biridir. Halk eyleminin arkasında organizatörler, sponsorlar aranmasına izin vermemek ve Gezi davasını halka karşı suç işleyen ceberutluğun yargılanmasına dönüştürmek için altı yıl önce hepimiz Gezi’de olduğumuz gibi, 24-25 Haziran’da Silivri’de olacağız. Gezi’de mayalanan halklar ittifakını derinleştirerek faşizme karşı tüm demokrasi güçlerinin eylemli birlik ve dayanışmasını örmek HDK’nin temel yönelişidir.”
(Mezopotamya Ajansı)