Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Gazeteci Mehmet Murat Yıldırım’a “Cumhurbaşkanı’na hakaret” soruşturması

    29 Ekim 2025

    DEM Parti bileşenleri ve ittifaklarından “Demokrasi ve barış” çalıştayı

    29 Ekim 2025

    Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

    29 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

      29 Ekim 2025

      Ankara’nın vesayeti ve Kıbrıs halkının iradesi

      26 Ekim 2025

      Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

      24 Ekim 2025

      Avrupa için göçmenler yük mü?

      23 Ekim 2025

      Roman halkına yönelik stigmatizasyon ve kolonyal gacoluk

      23 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025

      İstikrarsızlık üreten istikrar programı

      26 Ekim 2025

      ESMA’nın hatırlattıkları

      26 Ekim 2025

      İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

      24 Ekim 2025

      TBMM komisyonu, neden ekoloji örgütlerini dinlemedi?

      20 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » HDK Sağlık Meclisi: Kapitalizmin kentlerine alternatifimiz var

    HDK Sağlık Meclisi: Kapitalizmin kentlerine alternatifimiz var

    Siyasi Haber20 Ocak 2019
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    HDK Sağlık Meclisi’nin ilk Sağlık Kurultayı, 8-9 Aralık 2018 tarihleri arasında “Kapitalizmin Kentlerine Alternatifimiz Var” temasıyla İstanbul’da düzenlendi. Kurultay’a 14 ilden çoğunluğu genç, HDK aktivisti olan 100’ü aşkın sağlık emekçisi katıldı.

    HDK Sağlık Meclisi’nin ilk Sağlık Kurultayı, 8-9 Aralık 2018 tarihleri arasında “Kapitalizmin Kentlerine Alternatifimiz Var” temasıyla İstanbul’da düzenlendi. Kurultay’a İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Samsun, Denizli, Mersin, Çanakkale, Tekirdağ, Şırnak, Diyarbakır, Urfa, Antep ve Bursa illerinden çoğunluğu genç, HDK aktivisti olan 100’ü aşkın sağlık emekçisi katıldı. 


    Kurultay, Aziz Yural, Eyüp Ergen ve Şehmus Dursun şahsında, toplumsal sağlığının birincil koşulu olan barış, eşitlik, özürlük, eşit, parasız, nitelikli, anadilinde sağlık hizmeti gibi ilkeler için mücadele ederken yaşamını yitiren sağlık emekçilerinin anılmasıyla başladı. Ardından, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç-Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu’nun açılış konuşmalarıyla devam etti. 


    “Kapitalizm Kentlerine Alternatifimizi Var” temalı Sağlık Kurultay’ının sonuç bildirgesini açıklayan HDK Sağlık Meclisi, “Sağlığın sosyal belirleyicilerinde sağlığımızı etkileyen temel unsur olan mevcut üretim ilişkileri, üretim ilişkileri içindeki pozisyonumuz olan sınıf, eşitlik, barış gibi faktörler yer almamaktadır” dedi.


    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Sağlık Meclisi, 8-9 Aralık 2018 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirdikleri “Kapitalizmin Kentlerine Alternatifimiz Var” temalı Sağlık Kurultayı’nın sonuç bildirgesini açıkladı. Kurultaya 100’ü aşkın sağlık emekçisinin katıldığının ifade edildiği sonuç bildirgesinde, dönem çalışmalarını yürütülmesi için 33 kişilik Genel Sağlık Meclisi kurulduğu belirtildi. 


    Kurultay’da yapılan sunum ve tartışmalarda öne çıkan konular ve yaklaşımlardan bazıları şu şekilde;


    Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün sağlık tanımı, yaygın olarak kabul görüyor ve yıllardır sağlık alanı dışında da kullanılıyor olmasına karşın, statik, ölçülemeyen, toplumun sağlığı yerine bireyin sağlığını hedefleyen bir içeriğe sahiptir. Oysa, toplumun ve onu oluşturanların sağlıklı olma hali tek başına sağlık hizmetleri ile sağlanamamaktadır. Sağlıklı olmak için gerekli olan öğelere olan gereksinimin karşılanıyor olması bunun için birinci önceliktir. Bu nedenle, gerçek anlamda sağlıklı olma-sağlıklılık,  eşitlikçi üretim tarzını ve toplumsal yaşantıyı zorunlu kılmaktadır. Yanı sıra, doğanın varlığının ve durumunun insanın varlığı için belirleyiciliği ile toplumsal ilişkilerde patriarkanın aşılmasının gerekliliği de bu koşulun birinci öncelikleri arasında ele alınmalıdır. Söz konusu içerik, bir anı kesitsel olarak betimlemesinin ötesinde konunun tarihsel süreç içinde ele alınmasını gerekli hale getirmektedir. Toplumsal yaşantının bir parçası olarak, sağlıklı olma durumunun içeriği de dinamiktir. Bu nedenle sağlık, tanım-statik bir durum olarak ele alınmak yerine dinamik içeriğini de yansıtabilecek bir kavram olarak ele alınmalıdır. Bu bağlamda, sağlık tanımı yerine “sağlık kavramı”nı kullanmamız gerekmektedir. Öyle ki, söz konusu içerik, günümüz dünyası ve Türkiyesi’nde sağlıklılık için barış ve özgürlüğün de gerekli öğeler arasında yer almasını zorunlu kılmaktadır.


    DSÖ, 2005 yılından itibaren giderek artan biçimde uluslararası düzeyde sağlık politikası, uygulaması ve ideolojisi olarak “sağlığın belirleyicileri”ni, “sağlığın sosyal belirleyicileri”ni  kullanmayı tercih etmektedir. Öyle ki bu belirleyiciler, sağlıktaki eşitsizliklerin ve genel olarak adaletsizliklerin temel nedeni ve bunlarla mücadele aracı olarak görülmektedir. Oysa, sağlığın sosyal belirleyicilerinde sağlığımızı etkileyen temel unsur olan mevcut üretim ilişkileri, üretim ilişkileri içindeki pozisyonumuz olan sınıf, eşitlik, barış gibi faktörler yer almamaktadır. Dolayısıyla, DSÖ’nün gıda güvenliği, konut, yoksulluk, işsizlik,  güvence, istihdam gibi faktörlerle açıkladığı bu belirleyiciler, özünde sağlıklılık ve sağlıksızlık durumumuzda nedensel bir ilişkiyi açıklayıcı bir değişken değil; etkileyen faktörler, ara nedenler ya da kolaylaştırıcı faktörlerden biridir.  DSÖ’nün bu belirleyicileri ele alarak sağlıksızlığa çözüm bulma yaklaşımı da aslında çözümsüzlüğün kendisidir. Böylesi bir yaklaşımla hâkim üretim tarzı olan kapitalizmi ve ona bağlı ortaya çıkan, sömürü, tahakküm ve eşitsizlikler görünmez kılınmak istenmektedir. 


    Sağlığı belirleyen unsurlara dair okumalarımızda kapitalizmi tek başına dünyayı belirleyen bir unsur olarak değerlendirmemek gerekir. Kendi devrimci mücadele geleneğimizi daha fazla bakmamız gerekir. Başta kadın sağlık hareketinin tarihsel olarak bakışını esas almak gerekir. Bu tarihsel okumalarla birlikte günümüze kadar kendi devrimci mücadele geleneğimize sahip çıkarak bu gün de bu hatta mücadeleyi yürütmek gerekir. Devrimci bir perspektif olmadan yapılan eylemlilik ve mücadelelerin yerinde saymaya ve kendini tüketmeye neden olduğu belirtildi. Gündelik pratiklerimizi başta emek süreci olmak üzere dönüştürmeye çalışmamız, buraları bizim ürettiğimiz değerlerin yaşama geçirme alanına dönüştürmemiz gerekir. Çalışma hayatındaki sorunların nedenlerinin sömürü ve tahakküm ilişkilerinde aranması önemlidir. Bu sağlıksızlık açısında da önemli başlıklardandır.


    Toplumsallığın önemli mekanlarından biri olan kentler bir taraftan toplumsallığı geliştirirken diğer taraftan iktidarın, sınıflaşmanın ve yönetmenin mekanları olmuştur. Tarihsel olarak kentler, birçok biçim almış fakat her zaman kent ve çevresi önemli bir dengeyi koruyarak günümüze kadar ulaşmıştır. Kapitalizmle birlikte (sanayileşme ile) kent artık temel hegemonya mekanına dönüşmüş ve var olan denge önemli oranda bozulmuştur. Söz konusu gelişme ile artık kentler egemenler açısından üretimin, sömürünün, iktidarın, devletin, sermayenin ve erilliğin mekanları haline getirilmiş, aynı zamanda yaşamın ve doğanın da yok edilişinin aracı olarak kurgulanmıştır. İnsanlık tarihide alternatifleri de yaşanmış olmakla birlikte, kapitalizmde, geçmişten bugüne tarihsel bir belleği ifade eden kent(ler), sermayenin ve devletin ihtiyaçları için toplumun biçimlendirilmesinin aracı olarak, içeriği ile de tam bir toplumsal ve doğa kırımının gerçekleştirildiği alanlara dönüştürülmüş durumdadır. Dolayısıyla, kapitalizmin kentleri, aynı zamanda sağlıksızlığın da mekanları haline getirilmiştir. İnsanı ve doğayı yok sayarak kurgulanan kapitalizmin kentlerine alternatifimiz için-öncelikle ne olmaması konusunda yapılan eleştirilerle önemli bir birikim sağlamış durumdayız. Kurmayı hedeflediğimiz kentler, doğa ile uyumlu, sömürü ve iktidar ağlarını dağıtan, patriarkanın aşıldığı, toplumsallığı geliştiren özellikleri taşıyacak biçimde yapılandırılmalıdır.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Mezopotamya Su Forumu: Suyun adaleti, halkların barışıdır

    28 Ekim 2025

    İklim mücadelesi, çevresel ırkçılıkla mücadeleyi de kapsamalıdır 

    26 Ekim 2025

    Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu: “Maden projeleri ekolojik yıkımı derinleştiriyor”

    18 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Siyasi Haber

    Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

    Coşkun Özdemir

    Ankara’nın vesayeti ve Kıbrıs halkının iradesi

    Ercan Jan Aktaş

    Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

    Tuncay Yılmaz

    Avrupa için göçmenler yük mü?

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Mesut Çeki

    Motokuryelerin ekim isyanı

    Ümit Akçay

    İstikrarsızlık üreten istikrar programı

    Kadir Akın

    ESMA’nın hatırlattıkları

    Siyasi Haber

    İki devrimci müze soygunu: Kolombiya ve İrlanda

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

    29 Ekim 2025

    İSİG Meclisi: Ekim ayında 5 çocuk işçi yaşamını yitirdi

    28 Ekim 2025

    İstanbul Finans Merkezi’nde gözaltına alınan inşaat işçileri: “Tüm haklarımızı alana kadar direneceğiz!”

    28 Ekim 2025
    KADIN

    EŞİK’ten BM bakım raporunun Türkçe çevirisi: “Bakım, toplumsal eşitliğin temelidir”

    29 Ekim 2025

    Kadınlar ve LGBTİ+’lar 11. Yargı Paketi’ne karşı ayakta: “Kazanımlarımızı geri vermeyeceğiz”

    29 Ekim 2025

    Antakya’da kadınlar 11. Yargı Paketi’ne karşı alanlarda

    28 Ekim 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.