TBMM’de torba yasanın 7. Maddesi üzerine konuşan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, “Böyle demagojiyle, duygusal sömürü yapmaya kalkarak vatandaşın iktidardan hesap sormasının önü kesilemez, engellenemez. Vatandaş şunu soracak: Deprem vergisi nereye kullanıldı? Neden depremi önleme faaliyetlerinde kullanılmadı?” dedi.
SiyasiHaber
Bugün TBMM’de torba yasanın 7. Maddesi üzerine konuşan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, demagojiyle, duygusal sömürü yapmaya kalkarak vatandaşın iktidardan hesap sormasının önünün kesilemeyeceğini ifade ederek, “Böyle demagojiyle, duygusal sömürü yapmaya kalkarak vatandaşın iktidardan hesap sormasının önü kesilemez, engellenemez. Vatandaş şunu soracak: Deprem vergisi nereye kullanıldı? Neden depremi önleme faaliyetlerinde kullanılmadı? Depremde zarar görenlerin yaraları nasıl sarılıyor, nasıl sarılacak? Bu konuda bir Twitter paylaşımından dolayı insanlara soruşturma açmak… Daha deprem yeni yaşanmış, sıcağı sıcağına, daha insanlar enkaz altındayken hemen yaptırım, hemen kolluk kuvvetleri devrede, hemen yargı devrede. Bugün Türkiye'deki bütün vatandaşlar, vicdan sahibi olan, hak sahibi olan her vatandaş bu soruları soracak; iktidardan hesap sormanın tam da şimdi zamanıdır” diye konuştu.
'Bu utançla biraz daha siyaset yapmayı düşünüyor musunuz hakikaten?'
BAŞKENTGAZ, Kızılay ve Ensar Vakfı belgeleriyle ilgili de konuşan Hatimoğulları, “Bu, utanç verici bir şey, utanç verici; Kızılay Başkanının yaptığı açıklama daha da utanç verici. Burada iktidar partisine sesleniyorum: Bu utançla biraz daha siyaset yapmayı düşünüyor musunuz hakikaten? Bu bir skandal. Buna dair nasıl doğru düzgün bir açıklama yapmazsınız? Kaldı ki Ensar Vakfını hepimiz şöyle tanırız: Çocuk tacizine, çocuk istismarına bulaşmış, bununla ilgili yargılanan ve kanunsuz yurtlar yapan…” ifadelerini kullandı.
'Siz değil miydiniz son çeyrek asırdır İstanbul'u yöneten?'
Hatimoğulları şöle devam ediyor: “Diyor ki Erdoğan bir toplantıda: "Dikey mimari yok bundan sonra, yatay mimari." Ya, siz değil miydiniz son çeyrek asırdır İstanbul'u yöneten? Siz değil miydiniz o binaları diken? Şimdi aklınıza ne geldi? Çünkü oradaki rant kapısı kapandı. Çünkü müteahhitlik, şantiyecilik iflas etti. Ülke ekonomisi şantiyeciliğiniz yüzünden dip yaptı. Şimdi başka projeler geliştirerek yeni konutlarla açılım yapmaya çalışılıyor. Bakın, Kanal İstanbul Katar Prensinin annesine, Şeyha Moza'ya peşkeş çekiliyor. İzmir'de yapılan kamulaştırmalar, Çeşme'deki kamulaştırma, bunlar kime peşkeş çekilecek? Arap sermayesine peşkeş çekilecek. Bütün bunların altında yatan, gerçekten yandaşa ve AKP'nin kendi iktidarına rant sağlamaktır, başka bir şey değildir.”
Konuşmanın tamamı:
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Elâzığ'da yaşanan depremde yaşamını yitiren yurttaşlarımızın ailelerine başsağlığı diliyorum, bütün Türkiye halklarına başsağlığı diliyorum, yaralılara da acil şifalar.
Doğal afet değil kâr hırsı öldürür, deprem değil bina öldürür. Bu sözleri deprem gibi doğal afetler yaşandığında her defasında hepimiz sarf ederiz ama gelin, görün ki buna dair alınacak önlemler hususunda hiç kimse doğru düzgün elini taşın altına koymaz. Bunlar afaki sözler değil. Gerçekten, yaralar sarılırken bize deniyor ki: "Siyasi hamasetler yapılmasın, bu yaralar nasıl sarılacak ona bakılsın." Tabii ki bizlerin HDP olarak bu konuda kendi yaklaşımlarımız, duyarlılığımız, belediyelerimizin bu konudaki dayanışması AKP'nin reddine rağmen ortadadır. Fakat şunu mutlaka ifade etmeliyiz: Böyle demagojiyle, duygusal sömürü yapmaya kalkarak vatandaşın iktidardan hesap sormasının önü kesilemez, engellenemez. Vatandaş şunu soracak: Deprem vergisi nereye kullanıldı? Neden depremi önleme faaliyetlerinde kullanılmadı? Depremde zarar görenlerin yaraları nasıl sarılıyor, nasıl sarılacak? Bu konuda bir Twitter paylaşımından dolayı insanlara soruşturma açmak… Daha deprem yeni yaşanmış, sıcağı sıcağına, daha insanlar enkaz altındayken hemen yaptırım, hemen kolluk kuvvetleri devrede, hemen yargı devrede. Bugün Türkiye'deki bütün vatandaşlar, vicdan sahibi olan, hak sahibi olan her vatandaş bu soruları soracak; iktidardan hesap sormanın tam da şimdi zamanıdır.
Bakın, dünden beri defalarca bu kürsüden dile getirildi; BAŞKENTGAZ, Kızılay ve Ensar Vakfı ilişkisi belgeleriyle ortada. Bu, utanç verici bir şey, utanç verici; Kızılay Başkanının yaptığı açıklama daha da utanç verici. Burada iktidar partisine sesleniyorum: Bu utançla biraz daha siyaset yapmayı düşünüyor musunuz hakikaten? Bu bir skandal. Buna dair nasıl doğru düzgün bir açıklama yapmazsınız? Kaldı ki Ensar Vakfını hepimiz şöyle tanırız: Çocuk tacizine, çocuk istismarına bulaşmış, bununla ilgili yargılanan ve kanunsuz yurtlar yapan…
Ayrıca da şu soruyu sormak istiyoruz: Bu kadar para gönderilmişse bu vakfa, yapılmış yurtlar nerededir, bunların da belgelerini talep ediyoruz. Bugün bizler bununla ilgili soru önergesi verdik. Soru önergemizin yanıtını burada, Genel Kurulda bütün vatandaşlarımızın, değerli halklarımızın huzurunda bir kez daha talep ediyoruz.
Bakın, bugün, görüşülmekte olan bu 7'nci maddede dikey yapılaşmadan bahsediliyor. 2016'nın sonunda açıklanan verilere göre, İstanbul'da 121 gökdelenin 117'si AKP zamanında yapılmış. Şu an bu 7'nci maddeyi bu şekilde getirmek, bugüne kadar bu iktidarın kendi yaptığını sanki başka bir iktidar yapmış gibi ortadan kaldırmaya çalışma adımıdır. Buna da, bu konudaki aldatmacalarımıza inanın, hiç kimse inanmıyor. Bakın, Kanal İstanbul Katar Prensinin annesine, Şeyha Moza'ya peşkeş çekiliyor. İzmir'de yapılan kamulaştırmalar, Çeşme'deki kamulaştırma, bunlar kime peşkeş çekilecek? Arap sermayesine peşkeş çekilecek. Bütün bunların altında yatan, gerçekten yandaşa ve AKP'nin kendi iktidarına rant sağlamaktır, başka bir şey değildir. Diyor ki Erdoğan bir toplantıda: "Dikey mimari yok bundan sonra, yatay mimari." Ya, siz değil miydiniz son çeyrek asırdır İstanbul'u yöneten? Siz değil miydiniz o binaları diken? Şimdi aklınıza ne geldi? Çünkü oradaki rant kapısı kapandı. Çünkü müteahhitlik, şantiyecilik iflas etti. Ülke ekonomisi şantiyeciliğiniz yüzünden dip yaptı. Şimdi başka projeler geliştirerek yeni konutlarla açılım yapmaya çalışıyoruz.
Ahlat sarayı, evet, bugün bu kanun önümüze gelmişse bir nedeni de Ahlat sarayıdır. Ahlat sarayı ve sarayların hepsine karşı olduğumuzu ve…
Bu sarayları halkın vicdanı asla ve asla kabul etmiyor, etmeyecek. Burada, bir yanıyla mimari ama öte yanıyla siyasal anlayış bağlamında saraylara hep beraber, bütün Türkiye kamuoyu olarak karşı duracağız, karşı çıkacağız ve bu iktidarın sökülen dikişlerini tek tek teşhir etmeye devam edeceğiz.