Hatay Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan basın açıklamasında Afrin’e yönelik saldırıların son bulması çağrısı yapılırken, savaşın halklar arasında ırkçılığı ve mezhepçiliği körükleyebileceğine dikkat çekildi.
Hatay Emek ve Demokrasi güçleri, TSK ve Türkiye destekli cihatçı ÖSO güçlerinin Afrin’e yönelik saldırılarına ilişkin basın açıklaması düzenledi.
Savaşın bölge halkları için daha fazla yıkım anlamına geldiği belirtilen açıklamada, Afrin’e yönelik saldırının bölgede ırkçılığı ve mezhepçiliği körükleyebileceği uyarısında bulunuldu ve bir an önce barışın tesis edilmesinin önemi vurgulandı.
Açıklamada, “Siyasal iktidar, askeri operasyonlar durdurmalı, savaş politikasına son vermelidir. Türkiye içinde ve dışında barışçıl politikalar geliştirmeli ve bir an önce barışın tesisi için çaba göstermelidir. Suriye’de devam eden ve sonlanması için masada çözüm çalışmalarının yoğunlaştığı bir süreçte şiddette ısrarcı tutumun daha fazla büyümesi tehlikeli sonuçlar üretebilir.
Emek ve Demokrasi Güçleri adına İnsan Hakları Derneği (İHD) Şube Başkanı Mithat Can tarafından okunan basın açıklamasının tamamı şöyle:
Türkiye’nin Suriye ve Irak ile ilgili TBMM’de kabul ettiği tezkerelere dayanarak sık sık sınır ötesi hava harekâtları düzenlemesi ve özellikle Suriye ve Irak’ta kara gücü bulundurması oldukça tehlikeli bir hal almış ve en son Suriye’nin Afrin kentine yönelik bombardıman Türkiye’yi ve bölgedeki tüm halkları büyük bir savaş ve yıkım gerçekliği ile yüz yüze bırakmıştır
Bu tezkereler Anayasa’nın 91. Maddesi’ne aykırıdır. Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi kararı olmadan başka ülkelere fiili saldırıda bulunma ve asker konuşlandırma ciddi hukuki sonuçlara yol açabilecektir.
Hükümetin Afrin ve Menbic bölgelerine yönelik askeri harekatının Türkiye basınında yansımaları da ürkütücü ve tehlikelidir.
Son 24 saatte Türkiye savaş uçakları tarafından Afrin Bölgesine yüzden fazla bombardıman yapılmış, basına yansıyan haberlere göre aralarında çocukların ve kadınların bulunduğu çok sayıda sivil yapılan bu bombardıman sonucu öldüğü ve ağır yaralandığı bilgisi gelmiştir. Bu kirli savaşın bölgesi içinde olan Hatay iline yansıması çok ağır olacağı açıkken dün Reyhanlı ilçesine düşen roketler sonucu ölümler ve çok sayıda yaralanmaların olması, biz Hatay da yaşayan insanları çok ürkütmektedir. Sürdürülen bu savaşın yıllar boyu barış içinde yaşayan halklara ölüm zülüm ve yıkım getireceğini söylüyoruz ve Reyhanlı’ya yapılan saldırıyı kimden gelirse gelsin kınıyoruz.
Biz, Hatay da yaşayan insan hakları savunucuları sivil toplum ve emek örgütleri olarak;
“Siyasi iktidarın itidalli davranmasını istiyoruz. Bunun yanında ana akım medyanın savaş çığırtkanlığından vazgeçmesini istiyoruz ve sava kışkırtıcı dilini kınıyoruz.”
Medyayı savaş politikalarına karşı barıştan huzurdan ve kardeşlikten yana olanların sesine kulak vermeye davet ediyoruz.
Anayasamıza göre TBMM tarafından savaş kararı alınmadıkça böylesi bir askeri operasyon yapılamaz ve yapılmamalıdır diyoruz. Siyasal iktidar oldubittilerle Türkiye’yi daha büyük bir savaş içerisine sürüklememelidir. Zira bu tutum halklar arasında düşmanlık yaratır. Irkçılık ve mezhepçilik körüklenir.
Kısacası siyasal iktidar, askeri operasyonlar durdurmalı, savaş politikasına son vermelidir. Türkiye içinde ve dışında barışçıl politikalar geliştirmeli ve bir an önce barışın tesisi için çaba göstermelidir.
Suriye’de devam eden ve sonlanması için masada çözüm çalışmalarının yoğunlaştığı bir süreçte şiddette ısrarcı tutumun daha fazla büyümesi tehlikeli sonuçlar üretebilir.
Zira savaş ölümdür, savaş yıkımdır, sefalettir. Çocukların anasız ve babasız kalmasıdır.
Savaş; acı ve gözyaşıdır. Savaş göçtür. Savaşta kazanan olmaz, herkes kaybeder.
Onun için biz insan hakları savunucuları, siyasi partiler, sivil toplum ve emek örgütleri olarak diyoruz ki;
Savaşa hayır inadına barış.
Bu talep insanlık talebidir.