Meclis Darbe Araştırma Komisyonu’nda ifade verdikten sonra gözaltına alınan Diyarbakır Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak, gözaltına alınmadan önce verdiği röportajda, “Kayyım ataması ile askerlerin darbesi arasında hiçbir fark yok bu da askeri bir darbedir” dedi.
25 Ekim’de Darbe Komisyonu’nda konuştuktan sonra Ankara’dan dönerken Diyarbakır Havalimanı’nda gözaltına alınan Kışanak, Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Fırat Anlı ve 3 belediye daire başkanıyla birlikte Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde sorgulanıyor.
Gözaltına alınmadan önce T24’ten Veysi Polat’a konuşan Kışanak, yasalarda merkezi ve yerel yönetimlerin hangi şartlarda belirlendiğinin açıkça yer aldığını ifade ederek, “Şu an merkezi hükümetin elinde istediği yasayı Meclis’ten geçirecek bir çoğunluk yetkisi var diye anayasayı, yasaları rafa kaldıran bir şekilde kullanması doğru olmaz. Sonuçta biz seçimle geldik. Bu halk yönetimi beğenmiyorsa değiştirir” diye konuştu.
“Seçimle iş başına geldik”
Kışanak’ın değerlendirmeleri şöyle:
“Kayyım atamakla askerlerin darbesi arasında hiçbir fark yok. Çünkü merkezi ve yerel yönetimler seçimle iş başına gelir. Bu ülkenin anayasasında kamu yönetiminin merkezi ve yerel yönetimin eliyle yürütüldüğü, genel ve yerel seçimle iş başına geldiği açıkça yazıyor. Ya darbe yapıp bu yasaları rafa kaldıracaklar, biz yerel yönetime el koyduk diyecekler ki şu an yapılanlar darbeyle aynı kapıya çıkar ya da bu yanlıştan vazgeçecekler. Seçimle iş başına gelmiş yönetimi elindeki yetki ve gücü kullanarak görevden almak darbeyle eş değerdedir. Şu an merkezi yönetimin elinde istediği yasayı Meclis’ten geçirecek bir çoğunluk yetkisi var diye anayasayı, yasaları rafa kaldıran bir şekilde kullanması doğru olmaz sonuçta biz seçimle geldik. Bu halk yönetimi beğenmiyorsa yine seçimle değiştirir.
"Kayyım için yasa çıkarmak Meclis’i feshetmek anlamına gelir"
“Ayrıca bizi terörle bağlantılanarak kamuoyunda bir meşruiyet sağlamaya çalışıyorlar. Türkiye mevcut yasalara göre terör faaliyeti içerisinde bulunanlara cezaları tanzim eden onlarca yasa var zaten. Kimse ‘Ben terör faaliyeti yapayım. Koltuğumda da oturayım’ keyfiyeti içerisinde değil. Böyle bir şey yok. Zaten mevcut yasalarda, kamu vicdanında ve de uluslararası hukuk normlarında terör faaliyetleri yasak bunu yapanlara cezalar veriliyor. Görevden alınıyor, cezaevlerine konulabiliyor. Şimdi bunlar varken yeni bir yasa çıkarma ihtiyacı nereden çıktı. Bu konuda yasa çıkarmak Meclis’i feshetmek anlamına gelir. Çünkü mevcut yasada belediye başkanı görevden alındığında belediye meclisi kendi içinde birini seçiyor. ‘Meclis seçmesin ben oraya memur atayacağım’ diyor yani ‘Yerel seçimlerin benim açımdan bir hükmü yok’ diyorsun kabul edilebilir şey değil. Bu da siyasi bir darbedir. Eldeki gücü kötüye kullanmaktır. Kabul edilebilir tarafı yoktur."