Silivri’de devam eden Gezi Davası’nın ilk duruşmasında savunmasını yapan Yiğit Aksakoğlu, “Cebir ve şiddetten anlamam. Bu 657 sayfalık iddianamede suç yok, suçlu var; pervasız bir ağırlaştırılmış müebbet talebi var” dedi.
Gezi Parkı direnişine ilişkin davanın ilk duruşması bugün başladı. Silivri’de gerçekleştirilen duruşmada 2’si tutuklu toplam 16 kişi yargılanıyor. Gezi davasında Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu tutuklu, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, İnanç Ekmekçi, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi ise tutuksuz yargılanıyor. Diğer tutuksuz yargılananlar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Memet Ali Alabora, Gökçe Yılmaz Handan, Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu hakkında ise yakalama kararı bulunuyor.
Duruşmayı izlemek için siyasi parti temsilcileri, meslek odaları temsilcileri, milletvekilleri ve çok sayıda yurttaş Silivri’ye gitti. Jandarma engeline rağmen basın açıklaması yapan Taksim Dayanışması “Bu ülkenin özgürlük umudu Gezi’nin kirletilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Duruşma salonunda güvenlik görevlileri, salona yalnızca beş uluslararası, 20 ulusal basın kuruluşu muhabirinin alınacağını belirtti. Fransa’nın İstanbul Başkonsolosu’nun yanısıra HDP milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Ahmet Şık, Garo Paylon, Meral Danış Beştaş ve Levent Tüzel de duruşmayı izliyor.
Duruşmada Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu salona girdiklerinde izleyici sıralarındakiler ayağa kalkarak alkışladı.
TIKLAYINIZ- Osman Kavala: Suçlamalar fantastik ve haysiyet kırıcı
Kavala'nın tahliye ve beraat talebiyle savunmasını noktalamasının ardından, davada tutuklu yargılanan diğer sanık Yiğit Aksakoğlu savunmasına başladı.
Aksakoğlu, iddianamedeki suçlamaların temelden yoksun olduğunu ve kendisinin faaliyetlerine ters düştüğünü belirterek şunları söyledi:
"Sivil toplum ve sosyal kalkınma alanında araştırma yapan ve yayınlar hazırlayan bir uzmanım. Hayatımın hiçbir döneminde demokrasiye karşı bir yönetimden taraf olmadım. iddianamedeki suçlamalar temelden yoksundur ve faaliyetlerime ters düşmektedir."
"Benim MEB’le 2013’te yürüttüğüm bir proje iddianamede konu olmuş. Projelerimle ilgili konuşmalarım gezi olaylarıyla ilgili gibi gösterilmiş ve 220 gündür tutukluyum. AKP’li belediyelere aktarılan paraların görülmemesi, gazeteciler tarafından ya kötü niyet ya ihmaldir. 7 aydır 10 metrekarelik hücrede tek başıma tutuluyorum"
"Sivil toplum yöntem olarak şiddeti dışlar"
"2013 yılında çözüm sürecinde kurduğum Diyalog Grubu'nun ardından, şimdi benimle aynı cezaevinde olan savcılar ve polislerce dinlendim. 2013'te yapılan dinlemelerin kıymetlendirilerek 6 yıl sonra yeniden kullanılmasını anlayamıyorum."
"Ben hiçbir zaman şiddetle değişimden yana olmadım, ama değişimden yana oldum. Sivil toplum, doğası gereği siyasidir ama talepleri noktasında siyasetten ayrılır. Sivil toplumun amacı hükümeti değil, kendisine olan ihtiyacı ortadan kaldırmaktır. Sivil toplum yöntem olarak şiddeti dışlar. Cebir ve şiddetle hükümeti yıkmak sivil toplumun alanı değidir. Bir sivil toplumcu ve uzman olarak şiddeti ve şiddetle değişmeyi savunmadım."
"657 sayfalık iddianamede suç yok, suçlu var"
"Cebir ve şiddetten anlamam. Bu 657 sayfalık iddianamede suç yok, suçlu var; pervasız bir ağırlaştırılmış müebbet talebi var."
"Hakkımda somut olarak sunulan tek delil, 2013 yılında yapılan telefon dinlemeleri. 26 Haziran 2013 ve Aralık 2013 arasında gerçekleşen dinlemelerden 31'i girmiş iddianameye. Şubat 2013'te yaptığım 43 görüşmenin içeriği yok, sayı olarak belirtilmiş.
"İddianameye içeriği konulan görüşmeler park boşaltıldıktan sonraki görüşmeler. Gezi’nin 2011'de planlandığı söyleniyor, ama delillerde bu yok."
"Bu ülkede her yıl 400 kadın öldürülüyor. Sokakta 3 kadına şiddet uygulayan bir adam, parti genel başkanına saldıran bir başka adam bir gün cezaevinde kalmadı. Ama benim şiddetsiz eylem konusunda yayınlamaya girişmem suç kabul ediliyor. Yedi aydır hapishanedeyim. İddianamede, şiddetsiz eylemlerde piyano çalınması ve duran adam ile yeryüzü iftarlarına ilişkin bir ses kaydım var. O konuşma bu eylemlerden bir ay sonra yapılmış. Ne durmak, ne piyano çalmak, ne de iftar yapmak suç. Tarihler belirtilmeden tapelerin iddianameye konulması suçlu gösterme çabası."
"220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir gece Gezi’de yatardım"
"İddianamede Gezi olayları öncesinde ya da sonrasında ismim geçmiyor. Taksim Dayanışması ile Anadolu Kültür ile Açık Toplum ile ilişkim yok. Olması suç değil, ama yok. Otpor-Canvas ile de yok. Bunları bırakın, Gezi’ye gittiğime dair bile bir delil yok."
"Gezi’de bir gece yatmışlığım bile yok. 220 gün cezaevinde yatacağımı bilseydim, bir gece Gezi’de yatardım. Gezi ile ilgili bir tane tweetim yok. Koca eylemi organize etmişim ama bir tane WhatsApp grubum yok. O zaman ben neden aylardır tutuklu yargılanıyorum?"
"Bu davada yargılananlarla bile ilişkisi olmayan Yiğit Aksakoğlu, Gezi eylemlerini yaygınlaştırmış ve derinleştirmiştir diyor bu iddianame. Ben neden bu iddianamede varım? Ne Gezi’den kalkışma, ne de bu davadan suç çıkar. FETÖ’cü savcı ve polislerin sözde delilleri kıymetlendirilerek hazırlanan bu iddianame hiçbir somut delile dayanmıyor."
"Çocuklarımı okula bırakabilmek için, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum"
"Ben sadece yasal değil, meşru bir şekilde STK yönettim. Bu iddianame, Türkiye’de zaten can çekişmekte olan sivil toplumu kriminalize etme çalışmasıdır. Bu dava sadece benimle, Gezi ile değil, hukukla yurttaş arasında örülen duvarla ilgili. Vereceğiniz karar bu duvarı yıkmayacak; duvara bir taş daha ekleyecek ya da eksiltecek."
"Ben temel haklarıma erişmek istiyorum. Kaçmak ya da delil karartmak için değil. Çocuklarımı okula bırakabilmek için, tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum."
Yiğit Aksakoğlu'nun savunmasının ardından duruşmaya ara verildi.
T24