İki yıl önce ana binası yanan Galatasaray Üniversitesi’nde, öğretim görevlileri bile çalışma alanı bulamazken okula mescit açılması tepkilere neden oldu. Üniversitenin acil ihtiyaçları arasında yer alan, yoğun talep olmasına revir ve kreş açılmazken, mescidin 300 imzayla açılmış olması üzerine okul yönetimine tepkler giderek büyüyor. Tartışmalar üzerine Sosyoloji Kulübü olayı özetleyen dört maddelik bir metin yayınladı. Metin şöyle;
”1.) Okulumuzda ibadethane adı altında bir mescit açılmıştır. Bu mescit bizlerin harçlarıyla ve velilerimizin ödediği ağır vergilerle oluşturulan kamu fonları kullanılarak ayakta durmaktadır. Bu fonlar, üniversite bileşenlerinin bütününün yararına kullanılmalıdır. Fakat tıbbi ilk yardım meselesine dahi ayrılmayan bu fonlar, ibadethane adı altında bir mescidin açılması için kullanılmıştır. Bahsi geçen mescidin masrafları ve ihtiyaçları, bizim cebimizden ve kamu fonlarından ödenmemelidir. Bu masrafları, ibadetini gerçekleştirmek isteyenler özel olarak karşılamalıdır. Dolayısıyla açılması planlanan kuruluş mescit değil, üniversite bileşenlerinin ihtiyaçlarına dönük kurumlar olmalıdır.
2.) Galatasaray Üniversitesi bileşenleri senelerdir revir ve kreş talep etmektedir. Okulumuzda öğrencilerin, üniversite işçilerinin ve akademisyenlerin en temel ihtiyaçlarını karşılamaya dönük hiçbir adım atılmamaktadır. İdari memurlar ve öğretim üyeleri kendilerine büro ve oda bulamazken, tuvaletlerimizde tuvalet kağıdı sürekli eksikken, revir gibi çok basit bir sağlık kurumunun bile varlığı söz konusu değilken, kulüplerimize etkinlikleri için yeterli alan verilmezken ve şehir dışından gelen arkadaşlarımızın kalabileceği ücretsiz bir yurt sunulmazken, okulumuzda ibadethane adı altında bir mescit açılmış olması kabul edilemez bir durumdur. Şu an can alıcı önemdeki ihtiyaçlarımızı bir mescit değil, o mescit için kullanılan kaynaklarla kurulabilecek olan revir, kreş ve yurt gibi kurumlar karşılayabilir.
3.) Okulumuz, kendisine çok yakın olmak üzere iki camiinin arasında konumlanmıştır. Bu gerçekten hareket ederek, mescidin ibadet etme ihtiyacını karşılamayı amaçlamadığı söylenebilir. Dileyen kişiler daima, birkaç dakika mesafede olan bu camilere gidebilir veya özel olarak okul dışında bir oda kiralayabilir.
4.) Mescit açılması için toplanan imzalar 300 civarında seyretmektedir. 2000’i aşkın öğrenciye eğitim veren GSÜ yönetimi bu sayıyı mescit açmak için uygun bulmuştur. Mayıs ayından beri süregelen ve 800’ü aşkın imza toplanan, okulun altından geçen tünele “Soma Tüneli” isminin verilmesi kampanyası ise hala görmezden gelinmektedir. Hiçbir maddi yükü olmamasına rağmen tünelin ismi değiştirilmemektedir. 300 imzaya mescit açan yönetim, 800’ü aşkın imza karşılığında okul tüneline “Soma” ismini vermemektedir. Böylelikle yönetim açıktan açığa politik bir tercihte bulunmaktadır. Bu noktalardan yola çıkarak biz GSÜ Sosyoloji Kulübü, mescidin okulumuzda bir ihtiyaç olmadığını ve mescidin değil kreşin ve revirin açılması gerektiğini söylüyoruz. Çocukları olan üniversite bileşenlerimiz için parasız kreş, en temel sağlık hakkımız için revir ve barınma hakkımız için de parasız yurt talep ediyoruz. Bu yönde hepinizin kampanyamıza katılımını ve imzalarınızı bekliyoruz. ”