Evrensel gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı’ya “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” iddiasıyla açılan davadan 11 ay 20 gün hapis cezası verildi. Mahkeme, Sarı’ya verilen cezanın ertelenmesine ve 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi.
Evrensel gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Çağrı Sarı’ya, Evrensel’de 30 Ocak 2017’de yayımlanan “Kardeşçe, barış içinde, hürce yaşamak için ‘hayır’ diyelim” başlıklı mektupta yer alan ifadeler nedeniyle “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret” suçlamasıyla açılan davanın karar duruşması Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kararını açıklayan mahkeme Sarı’nın, mektupta yer alan “Kur’an-ı Kerim eline alıp sokağa inen Cumhurbaşkanı, ailesini bile seçim malzemesi yapmaktan çekinmemiştir. 7 Haziran seçimlerinden sonra Hükümeti kurdurtmadı” ve “15 Temmuz Recep Tayyip Erdoğan ve sermaye darbesiyle 97 bin kişi işinden edildi” ifadeleri nedeniyle 11 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmetti. Mahkeme, Sarı’nın daha önce kasıtlı suçtan mahkum edilmemiş olması ve yargılama sürecinde gösterdiği iyi hal nedeniyle hükmedilen cezanın teciline ve 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verdi.
‘Haksız ve yanlış bir karar’
Kararı değerlendiren Sarı’nın avukatı Devrim Avcı, davaya konu olan mektubun bir işçiden geldiğini mahkemeye dilekçelerinde de sunduklarını belirterek, “Mektup, işçinin referandum öncesi yazdığı, kendi görüşlerini anlatan bir yazı. Başlığında barış çağrısı olan bir mektup. İşçinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinde Kur’an’la mitinglerde boy göstermesi ve ailesini siyasete alet etmesine dair bir eleştirisi var” dedi. Dava dosyasına konuya ilişkin çeşitli basın yayın organlarında çıkan fotoğrafları, haberleri ve eleştiri makalelerini de sunduklarını söyleyen Avcı, “Örneğin Hasan Cemal T24’te yayımlanan yazısında ‘Ben elinde Kur’an olan bir Cumhurbaşkanı istemiyorum’ diyor. MHP’de dahi eleştiriler olmuş, HDP bunu Yüksek Seçim Kurulu’na ‘Kur’an siyaset malzemesi değildir’ diye şikayet etmiş, farklı kesimlerden eleştiri gelmiş. Bu eleştiri işçiden gelince maalesef eleştiri mahiyetini aşıp hakaret içeren ifade oluyor. Mahkeme henüz gerekçeli kararını açıklamadığı için nedenini bilmiyoruz ama eleştiriden ziyade hakaret unsuru olduğuna karar verdi. Haksız ve yanlış bir karar umarım istinaftan, Bölge Adliye Mahkemesi’nden de döner” diye konuştu.
‘İfade özgürlüğünde çifte standart’
Yargıtay ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında siyasilerin eleştirilerinin sert olacağına dair kararlar olduğunu hatırlatan Avcı, “Hatta aynen şu ifadeyi kullanıyorlar kararlarında, ‘siyasiler kendilerine yönelen alkışlar kadar sert eleştirilere de katlanmak zorundadırlar’. Kaldı ki burada bir sert eleştiri dahi yok” diyerek karara itiraz edeceklerini belirtti. Mahkemenin Sarı’ya verdiği 11 ay 20 gün hapis cezasını 1 yıl tecil etmesi kararını da değerlendiren Avcı, “Burada önemli olan tecil etmesi, para cezası ya da hapis cezası vermesi değil. Önemli olan mahkemenin burada hakaret içeren ifade görüp müvekkilime ceza vermiş olması. Zaten siz onu tespit ettikten sonra bir ceza verip o cezayı erteliyorsunuz ya da o cezayı para cezasına çeviriyoruz. Ama burada asıl olması gereken mektubun ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamında olması sebebiyle ceza verilmemesi. Maalesef düşünce ve ifade özgürlüğüne çifte standart uygulanıyor. Bize yapılan hakaretler düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kabul ediliyor ama egemen siyasi kesimlere yaptığın her eleştiri sana ceza olarak geri dönüyor” ifadelerini kullandı.
‘Evrensel’e gözdağı verilmek istenmiştir’
Mahkemenin kararına ilişkin açıklama yapan Sarı ise, “Evrensel kuruluşundan bu yana işçi mektuplarına yer veren bir gazetedir. Bu yayınladığımız da yine bir işçinin anayasa referandumuna dair görüşleridir. İşçi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim çalışmalarını siyasi anlamda eleştirmiştir. Kur’an ile sokağa çıkmasını ve 15 Temmuz sonrasındaki tavrını… Tüm bunların basın ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmemesi hukukun siyasallaştığının göstergesidir. Evrensel’e ve gazeteciliğe gözdağı verilmek istenmiştir… Verilmek istenen mesajı kabul etmiyoruz. Basın özgürlüğünü savunmaya, mesleğimizi savunmaya, haber yapmaya devam edeceğiz. İşçi mektuplarını dün olduğu gibi bugün de yayınlamaya devam edeceğiz. Verilen hapis cezasına da itiraz edeceğiz. Okurlarımızın da bizlere sahip çıkacağına inanıyoruz” dedi.
(Evrensel)