Her Perşembe İstanbul Adliyesi’nde gerçekleştirilen Adalet Nöbeti’ne katılan Avukat Kemal Aytaç’ın evine aynı gün, hakkında gözaltı kararı olduğu gerekçesiyle baskın yapıldı. Evde olmayan Aytaç, ifade vermek için gittiği adliyede herhangi bir gözaltı kararı olmadığını öğrendi.
Hukukçuların Cumhuriyet gazetesi soruşturması kapsamında tutuklanan meslektaşları için Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde başlattığı Adalet Nöbeti'nin 44'üncü buluşmasında katılımcılar, gözaltına alınan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey üyelerinin Efrin operasyonuna karşı yayınladığı bildiriyi hep birlikte okumuştu. Aynı günün gece saatlerinde nöbette yer alan Avukat Kemal Aytaç'ın evine baskın düzenleyen polis, hakkında gözaltı kararı olduğunu belirtti. Nöbette okunan TTB bildirisi dolayısıyla soruşturma başlatıldığı belirtilirken, evde olmayan Aytaç hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.
Ardından savcılığa ifade vermek için İstanbul Adliyesi’ne gelen Aytaç, ifade işlemi öncesi İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ile birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Hasan Yılmaz ile görüştü. Görüşmede Aytaç'a hakkında herhangi bir yakalama kararı olmadığı ve dosya emniyetten geldikten sonra saat 14.00'da ifade vereceği belirtildi.
'Daha kötü uygulamalara tanık olduk'
Görüşmenin ardından aralarında İstanbul, Diyarbakır, Bursa, Van ve Artvin barolarından avukatların yanı sıra Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD üyeleri ve başkanları, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy ile ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taş’ın da bulunduğu çok sayıda avukat, adliyenin C kapsı önünde açıklama yaptı.
“Avukat Kemal Aytaç yalnız değildir” pankartı açılan açıklamada konuşan Aytaç, “7-8 polis memuru gecenin 01.30 sularında gözaltı için kapıma dayanıyor. Tesadüf bu ya ben evde değildim. 4-5 paragraftan oluşan gayet insani ve evrensel, herkesin kabul edebileceği cümlelerden oluşan TTB’nin bildirisini burada okuduk, onların gözaltına alınmasını protesto etmek için. Bundan ötürü gece yarısı evimi bastılar. Biz her gün buradayız zaten, polis de burada, büromuz belli. Şimdiye kadar yapılan uygulamaların bir örneği de buydu. Bundan çok daha kötü uygulamalara tanık olduk" diye konuştu.
'Kargadan korkan darı ekmez'
Emniyetin kendisini bugün aradığını ifade eden Aytaç, hakkında gözaltı ve yakalama kararı olmadığını belirttiğini söyledi. Aytaç, şöyle dedi: "Başsavcılıkta bir soruşturma olduğu ve ifademin alınacağı söylendi. Gözaltı kararı olmadığı söylendi. Hakikaten bir dikta, baskı dönemi yaşıyoruz. Yani sorgusuz sualsiz herhangi bir şeyi bahane ederek insanlar gözaltına alınıyor ve evleri basılıyor. Umarım hukukun, demokrasinin, insan haklarının ve vicdanın daha öne çıktığı bir sürece doğru evriliriz. Bu yaklaşımlar ve tavırlar bizim Adalet Nöbetimizi, adalet ve hak arayışımızı onurlu duruşumuzu geriletecek değil tam tersine bizi bileyecek ve bu konuda perçinleyecektir. Kargadan korkan darı ekmez. Biz kargadan korkmuyoruz.”
'Sistem dayanışmamızdan korkuyor'
Ardından konuşan Van Baro Başkanı Murat Timur, meslektaşlarına yönelik ciddi bir saldırının söz konusu olduğunu ifade ederek, "Bu Adalet Nöbeti dayanışma açısından çok önemli ve kıymetlidir. Sistemin, iktidarın korktuğu şeyde buydu tam olarak. Bizlerin üzerine düşen bu dayanışmayı daha da büyütmektir” diye belirtti.
Artvin Baro Başkanı Ali Uğur Çağal da, Aytaç’ın evinin basılmasının hukuksuz olduğunu dile getirerek, avukatların bu baskılardan korkmayacağını vurguladı.
'Dayanışmayı ortaklaştırmalıyız'
Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen ise, Diyarbakır Barosu olarak adalet talebinin olduğu her yerde olduklarını ve var olmaya devam edeceklerini kaydederek, “Mazlumun, ezilenin yanında onlarla birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz. Avukatlık mesleği üzerinden ne yazık ki yürütülen mesleki faaliyetler nedeniyle ciddi baskılar var. Meslektaşlarımız tutuklu, yüzlerce binlerce meslektaşımız hakkında soruşturmalar, davalar var. Ancak avukatlar bu davalara, soruşturmalara ve bu baskılara rağmen hiçbir zaman demokrasi, adalet ve barış mücadelesinden vazgeçmediler, bundan sonra da bu mücadeleyi daha büyüterek yürütmeye devam edecektir. Türkiye’deki tüm meslektaşlarıma bu dayanışmayı ortaklaştırarak, büyüterek hep birlikte demokratik bir ülke inşa etmek için mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
MA