Eşçinsel olduğu için görevinden uzaklaştırılan hakem Halil İbrahim Dinçdağ, Merkez Hakem Kurulu’na başkanlığını açıklamıştı. Dinçdağ futboldan kopmayacağını vurgulayarak “Merkez Hakem Kurulu’undaki saltanatı yıkacağım” diyor.
Dinçdağ en önemli hedefinin MHK’yi seçimle işbaşına gelen özerk bir yapıya kavuşturmak ve hakem camiasını ayağa kaldırmak olduğunu söylüyor. Hakemlerin, hocaların iki çift lafıyla işlerinden edildiğine dikkat çekerek, “Yapamazsın diyorlar, belki de ciddiye almıyorlar. Ben inanıyorum. Federasyonu yendim, kanseri yendim, hakem camiasındaki saltanatı da yeneceğim” diyor.
Dinçdağ "Hakemler, spor yorumcularının ağzına sakız oldular. Bu beni çok üzüyor. Genç, vizyonu, misyonu olan bir ekibin projeleriyle beraber bu camiayı ayağa kaldırması gerekiyor. İnanın şu an sahaya çıkan hakemler kimsesiz. Rehin alınıyorlar, koridorlarda can güvenlikleri yok, küfür hakaret cabası. Çıkıyor bir yönetici açıklama yapıyor, hooop bir hakemin görevine son. Kimsin sen? Ben sana ‘bu hocayı beğenmedim gönder’ diyor muyum? Bunları yıkacağız. Hakemler, medya baskısı, yönetici baskısı, futbolcu baskısı altında… Biz özgüveni onlara vereceğiz. Hata yapmalarına ise müsaade etmeyeceğiz. Hakemlerin sendikasını kuracağız. Adil olursanız, dürüst olursanız, bir şeyleri düzeltmek için yola çıkarsanız eninde sonunda yaparsınız” diyor.
Hakemliğin, torpil yüzünden bir saltanat haline geldiğini vurgulayan Dinçdağ şu ifadeleri kullanıyor:
“Babadan oğula, akrabadan akrabaya geçen bir meslek. Araştırın göreceksiniz. Adil yarış yok. Çok başarılı bir hakemin, babası hakem olan bir çocuğu geçmesi mümkün değil. Sonra da hatalardan yakınıyoruz. ‘Torpili asla bitiremezsin’ diyorlar. Hayır, bitiririm. Ben bu ülkede futbolun duvarlarını yıkmış bir adamım. Hayat zaten mücadele değil mi? Mücadeleden kaçarsanız öldünüz demektir. ‘Aday olma, seni kim dikkate alır’ diyorlar. Ben sesimi az da olsa duyurayım da… ”
Dinçdağ projelerini şöyle sıralıyor:
“Cinsel ayrımcılığı, kadın ayrımcılığını, küfürü kesinlikle bitireceğiz. Türkiye’yi karış karış gezeceğiz. Spor akademilerine gideceğiz. Eğitim ordusu kuracağız. İlk başta gözlemcileri eğiteceğiz. Yarışmacı hakemliği getireceğiz.”
Trabzon’da, 17 yıl boyunca haftada bir gün spor programı, dört gün de güncel program yapan Dinçdağ, hak aramaya başladığında yalnız kaldığını belirtiyor. Şimdi, memleketine gittiğinde, kendisiyle tanışmak isteyenler yolunu kestiğini söylüyor. Üniversitelerden gelen davetler üzerine söyleşiler yapıyor.
“İlk başta şoke oldum. Karanlık bir tünelin içindesiniz, ne tarafa gideceğinizi bilemiyorsunuz. Acılar gerçekten insanı olgunlaştırıyor. Bunu gördüm sonunda” diyor. Hayatta en büyük darbeyi ise en büyük destekçisi annesinin vefatıyla almış: “Bir yıl sonra ben de testis kanseri oldum. Şimdi iyiyim. Hayat bir şekilde devam ediyor. Baş ediyorum. Federasyonu homofobiyle mücadele anlamında yendim. Kanseri yendim. Benim işim kötülükleri yenmek.”
Dinçdağ, Trabzon’da, hakem ve radyocu olarak tanınan, sevilen biriydi. Cinsel kimliği açıklandı ve hayatı altüst edildi. İşinden uzaklaştırıldı. Ölüm tehditleri aldı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) aleyhine açtığı 100 bin TL’lik tazminat davasını 2015 yılında kazandı. Mahkeme, 23 bin TL tazminata hükmedince, itiraz etti. 2011 yılından beri İstanbul’da. 2013’te kurulan Efendi Lig sayesinde, çok sevdiği hakemlik mesleğini sürdürebiliyor. Efendi Lig’i, “14 takım, haftada 3 gün maç yapıyor. Maç izlemenin son derece keyifli olduğu bir lig. Rekabet de heyecan da var. Ama centilmenlik ön planda. Beni hayata bağladı” diye anlatıyor.
(CUMHURİYET)