SYKP kurucularından Mustafa Kahya mezarı başında anıldı. Örgütlü mücadeleye katıldığı genç yaşlarından bu güne yaşamının her anını devrim ve sosyalizm mücadelesine veren Mustafa Kahya’yı dostları yalnız bırakmadı.
SYKP Eşgenel Başkanı Tuncay Yılmaz’ın Mustafa Kahya anma toplantılarına yolladığı mesajdan bir pasaj:
Ölen her devrimcinin, her yoldaşımızın ardından üzüldük, ağladık, onu çeşitli vesilelerle yad ettik… Her ölüm erken ölümdür devrimciler için dedik… Ölüm adın kalleş olsun dedik… Mustafa Kahya için de pek çok eski-yeni yoldaşı göz yaşı döktü, beklenmedik ve erken ölümüne isyan etti, onunla ilgili hatıralarını tazeledi, devrime, devrimci mücadeleye bağlılığından dem vurdu. Bunları hepsi doğruydu elbette. Kahya yoldaş ihtilalci mücadelemizin en yılmaz savaşçılarındandı. Daha pek çok şey yazıp çizecek, yeni kuşaklara partimizin kurucu önderlerinden olan Kahya’nın örnek alınacak devrimci kimliği üzerine pek çok şey anlatacağız. Bu hepimizin ortak görev ve sorumluluğu. Sadece partili yoldaşlarımızın değil, devrim ve sosyalizm davasına inancını yitirmemiş tüm parti dostlarının da sorumluluğudur.
Bugün aranızda olup Mustafa Kahya’yı sizlerle birlikte anmayı çok isterdim. İnanıyorum ki sizlerden dinleyip öğreneceğim pek çok şey var Kahya’yla ilgili. Konuşmacı olan yoldaşlarım da hem kişisel olarak hem de partimizin Kahya’yla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaşacaklardır sizlerle.
Ben sadece Kahya’nın çok önemsediğim bir kaç yönünü vurgulamak istiyorum. Kararlılığı, örgütlükte ısrarı, direnci, bilinci hepsi çok önemli özellikler elbette. Ama ben onun devrimi, devrimciliği sevdiren kişiliğine işaret etmek istiyorum. Kahya’nın mütevazi kişiliği ve neşeli, paylaşımcı, fedakar, empati yeteneği yüksek insani devrimciliği bence yeni kuşaklara en önemli mirası olacaktır. O devrimciliğin en sade örneklerinden birini sundu devrimci hareketimizin tarihine. Küçük dağları yaratmışcasına kasılarak değil, su içer gibi, türkü söyler gibi, dostlarlarla hasbihal edercesine mütevazice devrimin en zor görevlerini taşımayı öğretti. Düşmana çelikten sert, dosta pamuktan yumuşak olabilmeyi, sömürücülere karşı tavizsiz, devrimcilere karşı affedici olabilmeyi öğretti. Kahya’nın sınıf kini keskin ama sınıf kardeşliği derindi.
Yeni kuşaklar onda severek, yakınmadan, bıkmadan, usanmadan, sabırla devrimcilik yapılabileceğini gördü. Yoldaşlarına karşı emek ya da bilinç tahakkümü kurmadan nasıl devrimci mücadeleye önderlik yapılabileceğini gösterdi bizlere. Kaba hiyerarşiden kaçarken, örgütlü faaliyetin dışına düşmeden nasıl bir gönüllü devrimcilik olabileceğinin canlı örneğiydi Kahya.
Kahya kuşağından pek çoğunun aksine kendine ya da geleneğine değil devrimci mücadelenin kendisine aşıktı. Onun için önemli olan ihtilalciliğin doğru yolda devam etmesiydi. Şayet partimiz iddia ettiğimiz gibi kendisini oluşturan geleneklerin ve hatta dışında kalan geleneklerin tamamının birikimlerine ve değerlerine sahip çıkarak ama onlara takılı kalmadan yeni dönemin devrimci, kolektif önderliğini yaratabilirse bunda Kahya’nın izi ve payı büyük olacaktır. Kahya, noktasız, virgülsüz yoldaşlaşabileceğiniz bir devrimciydi ve kendisiyle böyle ilişkilenene gönlü sonuna kadar açıktı. Ben kendi adıma onun bu yüce gönüllüğüne sınırsızca teslim etmeye gayret ettim kendimi. Ve bundan sonra da onun öğrettiği bu yolda yürümeye devam etmeye çalışacağım.
Mustafa Kahya militanlık, çalışkanlık, kararlılık, fedakarlık, cesaret ve birikiminin yanı sıra bu özelliklerinden dolayı da anılmayı ve örnek bir devrimci önder olarak öne çıkartılmayı fazlasıyla hak ediyor. Partimizi tüm tarihi, birikimleri, olumlulukları ve eksikleriyle Kahya’nın anısına sahip çıkacak ve onu yaşatacaktır.
Kahya Sosyalist Yeniden Kuruluş mücadelemizin devrimci önderlerinden biri olarak kendisini tarihe yazdırmıştır. Selam olsun Mustafa Kahya’ya! Selam olsun onun yolunda yürüyenler! Selam olsun devrimci mücadeleye.
—————————————————————————————————————————————–
Enternasyonalist bir komünist: Mustafa Kahya
Mustafa KAHYA 1955 yılında Antalya’nın İbradı ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğretim sonrası Antalya’nın Aksu ilçesinde bulunan ilk öğretmen okuluna gitti. 68’in devrimci eyleminden etkilenerek sol görüşe sempati duymaya başladı. Öğretmen okulunun son yıllarında siyasi eylem ve düşünceleri nedeniyle Samsun Perşembe’de bulunan ilk öğretmen okuluna sürgün edildi. 75-76 döneminde ilk öğretmen okulundan mezun oldu ve Diyarbakır, Bismil ilçesi Boyacık köyünde öğretmenliğe başladı.
71 silahlı direnişinin 12 Mart askeri darbe girişimi ile ezilmesi sonrası yeniden kabaran toplumsal muhalefet ile birlikte, 76 yılında kendisini THKP-C’nin kimi tezlerinin eleştirisiyle birlikte devamı olarak kuran Kurtuluş Hareketi’yle yolunu birleştirdi. Bismil’de tanıştığı Mahsun Korkmaz’ın “senin savunduğuna yakın fikirler Kurtuluş isimli bir dergide yazıyor” uyarısının Kurtuluşla ilişki kurmasına vesile olduğu söylenir. Kurtuluş’un işçi sınıfı devrimciliği ve Kürt ulusal sorunu konusundaki yaklaşımları M. Kahya’nın harekete katılmasını sağlayan önemli tezlerdendi. 77 yılının başlarında Kurtuluş’un Antalya’daki örgütlenmesinde görev aldı ve bir sömestr yaptığı öğretmenlik mesleğini, tüm zamanını devrimci mücadeleye ayırmak için bıraktı. Kurtuluş’un kitlesel olarak geliştiği Antalya’da il komite üyeliğini 12 Eylül 1980 yılındaki Askeri Diktatörlüğü’ne kadar sürdürdü. O günün aktüel siyasi görevleri arasında başat olan anti-faşist mücadelenin sürdürülmesinde ve işçi sınıfı mücadelesinde önemli yer tutan ant-birlik ve pil fabrikası grevlerinin örgütlenmesinde görev üstlendi. 79 yılında gerçekleşen kısmi senato seçimlerinde Kurtuluş’un senatör adayı gösterdiği üç ilden biri de Antalya’ydı.
Darbe sonrası Kurtuluş’un “sanayi merkezlerine ve işçi sınıfı içine geri çekilme kararı” doğrultusunda İstanbul’a geldi. 81 yılının sonunda İstanbul’da Anadolu yakasındaki bir operasyonda gözaltına alındı ve tutuklandı. Gözaltında yoğun işkence gördü. Dönemin İstanbul Emniyet Müdürlerinden olan Mehmet Ağar tarafından sorgulandı. İstanbul Emniyeti’ndeki işkenceli sorgudan sonra Antalya’ya götürüldü ve sorgusu burada devam etti. Tutuklanma ve mahkeme süreci sonrasında idam cezasına çarptırıldı. Müebbede düşürülen cezasını, 91 yılında çıkarılan İnfaz yasasıyla Aydın özel tip cezaevinde tamamlayarak tahliye edildi. İzmir Buca ve Eskişehir hücre tipi cezaevlerinde sayısız direnişe katıldı. Eskişehir cezaevinde kalırken kazılan tünelin örgütleyicilerindendi.
Kahya Kurtuluş Örgütü adına faaliyetlerine tahliye olduğu 1991 yılından sonra Ankara’da devam etti. Kurtuluş’un “sosyalist demokrasi” görüşü ekseninde geliştirdiği “sosyalist hareketin birlik ve yeniden yapılanma” girişimlerinde önemli görevler üstlendi. BSA-BSP ve sonrasında ÖDP, SDP’de MYK görevlerinde bulundu. Yeniden Kuruluşa giden yolda kendisini geçiş partisi olarak tanımlayan Sosyalist Parti’nin kuruculuğunu ve Sevim Belli’den sonra genel başkanlığını yaptı.
Genç yaşta katıldığı ve siyasi yaşamının çok büyük bölümünü geçirdiği Kurtuluş Örgütünün her kademesinde görev yaptı. Merkez Komitesi’nde değişik dönemlerde görev üslendi. Örgüt içindeki tartışmalarda gelenek takipçiliği fikrini değil, dünün kazanımlarını arkalayan ama yeniden yapılanmayı savunan bir fikri ödünsüz savundu. Sosyalist hareketin yeniden yapılanmasını sağlamak için 2011 yılında yapılan son kongresinde örgütün oy birliğiyle feshedilerek bütün enerji ve gücün SYK sürecine akıtılması görüşünü savundu. SYK sürecinin başarıya ulaşmasını sağlayan isimlerden biriydi ve yeniden kuruluş sürecinde Kurtuluş geleneği dışındaki farklı komünistlerle yeni bir hayat başlatma konusunda en istekli olanların arasındaydı. Sosyalist hareketin yeniden yapılanması fikrinin yaygınlaşması ve gerçekleşmesi için sayısız makale ve yazı kaleme aldı. SYKP’ye giden yolda Sosyalist Yeniden Kuruluş Merkezi Kurulu’nda görev yaptı.
İki halkın mücadele birliğini stratejik bir görev olarak gören M. Kahya bütün Emek, Barış, Demokrasi bloklarında merkezi görevlerde bulundu. HDK ve HDP’ye giden süreçte önemli bir kilometre taşı olan DBH’ın (Demokrasi için Birlik Hareketi) kurulması ve yürütülmesine öncülük edenlerdendi. M. Kahya aynı zamanda Kürt savaşının sona erdirilip adil ve onurlu bir barışın da yılmaz savunucusuydu. Bu amaçla kurulan Barış Meclisi’nin önemli bir aktivistiydi.
2013 yılında kuruluşunu Gezi İsyanı içinde gerçekleştiren SYKP’nin kurucusu oldu ve MYK üyeliği görevini üstlendi. Karadeniz’den Çukurova’ya, Antalya’dan Edirne’ye SYKP’nin örgütlenmesinde il il emeği olan M. Kahya Sosyalist Yeniden Kuruluş fikrinin ve pratiğinin en önemli taşıyıcılarındandı.
2014 yılında gerçekleştirilen SYKP kongresinde PM ve MYK üyeliğine seçilen Mustafa Kahya, SYKP süreciyle birlikte Siyaset gazetesi ve Siyasi Haber internet portalında çeşitli konularda makaleler yayınladı. Devrimci yaşamının çeşitli evrelerinde Yeni Öncü, Kurtuluş dergisi, İşçi Dünyası ve sayısız gazete ile dergide yazıları yayımlandı. Bir dönem Özgür Gündem Gazetesi’nde de köşe yazarlığı yapan Mustafa Kahya’nın ulusal sorunla ilgili çalışmalarını kapsayan “Ulusal Sorun – Sömürgecilik ve Kürt Sorunu” adında bir kitabı da bulunmaktadır. Ermeni soykırımı ve 1915 yılında Beyazıt’ta idam edilen Paramaz ve 19 yoldaşı ile ilgili çalışmaları bulunan Mustafa Kahya, 2009 yılında Ankara’da gerçekleştirilen Ermeni konferansına Ermeni Sorununun çözümünün; soykırımın tanınması, yaratılan maddi manevi zararın tazmin edilmesi, Ermenistan Cumhuriyetiyle ortak bir federasyon kurularak, pozitif ayrımcılık uygulanmasını öneren Sosyalist partinin tezlerini sundu.
Rahatsızlandığında 59 yaşındaydı. Mustafa Kahya bütün devrimci yaşamı boyunca çalışkanlığı, mütevazılığı ve fedakarlığı ile sadece kendi bulunduğu siyasi yapılarda değil, diğer sol-sosyalist örgütlerce de örnek gösterilen enternasyonalist bir komünistti.