Dünyada 5 Ekim’de kutlanan Öğretmenler Günü’nün Türkiye’de 12 Eylül darbesi sonrasında 24 Kasım’a taşındığını hatırlatan Eğitim Sen, bu tarihin darbeci zihniyetin öğretmenlere biçtiği “makbul öğretmen” anlayışının bir simgesi olduğuna dikkat çekti. Sendika, her yıl tekrarlanan hamasi söylemler yerine öğretmenlerin giderek ağırlaşan ekonomik ve mesleki sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini talep etti.
Eğitim Sen, yaptığı açıklamada öğretmenlik mesleğinin son yıllarda hızla değersizleştirildiğini, öğretmenlerin ekonomik koşullarının ise OECD ülkeleri arasında en geri sıralarda kaldığını vurguladı. Sendika, maaşların eridiğini ve öğretmenlerin alım gücünün dramatik şekilde düştüğünü hatırlatarak şu örneği paylaştı: “Bir öğretmen on yıl önce maaşıyla 14 çeyrek altın alabilirken bugün sadece 5 çeyrek altın alabiliyor. Siyasi iktidar öğretmenlere 9 çeyrek altın borçludur.”
Kariyer basamakları öğretmenleri böldü
Öğretmenlik Meslek Kanunu ile getirilen kariyer basamaklarının eşitsizliğe dönüştüğünü belirten sendika, 1 milyonun üzerindeki öğretmen içinde yalnızca 315 bin 856 kişinin bu basamakların ekonomik avantajlarından yararlanabildiğini açıkladı. Öğretmenlerin üçte ikisi daha düşük maaşla çalışmak zorunda bırakılıyor.
Angarya iş yükü büyüyor
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile birlikte öğretmenlerin idari ve bürokratik yükünün ciddi oranda arttığına dikkat çeken Eğitim Sen, ders planlamadan sınav görevlendirmelerine, raporlamalardan tören hazırlıklarına kadar pek çok angarya işin öğretmenin pedagojik görevlerini gölgelediğini ifade etti.
Okullarda yetersiz destek personeli bulunması nedeniyle öğretmenlerin eğitim dışı işlerde de zorunlu olarak görevlendirildiği belirtildi.
“Hükümetin değil, halkın öğretmenleri olacağız”
Eğitim Sen açıklamasında, iktidarın öğretmenleri “itaatkâr memurlar” haline getirme çabasına karşı duracaklarını vurgulayarak şu başlıklarda mücadeleye devam edeceklerini duyurdu:
• Öğretmenlerin siyasi baskı altına alınmasına ve otoriteye koşulsuz itaat dayatmalarına,
• Kariyer basamaklarıyla yaratılan bölünme ve eşitsizliklere,
• Mülakat ve torpil uygulamalarına,
• Siyasi kadrolaşmanın etkisiyle yapılan öğretmen ve yönetici atamalarına,
karşı çıkılacağı ifade edildi.
Bütün eğitim emekçilerine çağrı
“Nitelikli eğitim ancak güvenceli ve itibarlı öğretmenle mümkündür” diyen Eğitim Sen, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, sosyal ve özlük haklarının geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Sendika, hak gasplarına karşı örgütlü mücadelenin önemine vurgu yaparak birlik çağrısı yaptı:
“Haklarımız ve geleceğimiz için bütün eğitim ve bilim emekçilerini ortak talepler etrafında birleşmeye çağırıyoruz.”
