Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, okul öncesi öğretmenlerinin sorunlarına ilişkin açıklama yaptı.
Eğitim Sen Genel Merkezi’nde yapılan açıklamada okul öncesi eğitiminin herkes için erişilebilir ve nitelikli hale getirilmesinin hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşıdığına dikkat çekilirken, bu alanda çalışan öğretmenlerin taleplerinin görmezden gelindiği de vurgulandı. Okul öncesi öğretmenlerinin taleplerinin görünür kılınması adına bir imza kampanyası başlattıklarını belirten ırmak, sendika olarak yaptıkları saha çalışmalarını da paylaşarak öğretmenlerin mola hakkı olmadan 6 saat boyunca kesintisiz çalışmaya zorlandıklarını dile getirdi.
Sendikanın açıklamasının tamamı ise şu şekilde:
“Öğretmenler 6 saat kesintisiz çalıştırılıyor”
Okul öncesi eğitim, çocukların bilişsel, duygusal, sosyal ve fiziksel gelişimini destekleyen en kritik evrelerden birisidir ve eğitim sürecinin temeli olarak kabul edilmektedir. Yapılan araştırmalar, okul öncesi dönem olarak bilinen 0-6 yaş arasındaki dönemin bireyin öğrenme kapasitesini, sosyal becerilerini ve akademik başarısını doğrudan etkilediğini göstermektedir.
Okul öncesi eğitimin herkes için erişilebilir ve nitelikli hale getirilmesi hem bireysel hem de toplumsal açıdan büyük önem taşımaktadır. Ancak bu alanda çalışan öğretmenlerimiz, ağır çalışma koşulları ve yapısal eksiklikler nedeniyle yıllardır büyük zorluklar yaşamakta, talepleri görmezden gelinmektedir.
Eğitim Sen olarak, okul öncesi öğretmenlerinin karşı karşıya kaldığı ciddi sorunlara dikkat çekmek ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak amacıyla bir imza kampanyası başlattık. Sendika olarak bugüne kadar yaptığımız saha çalışmaları ve bu alanda çalışan eğitim emekçileri arasında yaptığımız anketler, okul öncesi eğitimindeki temel sorunları açıkça ortaya koymaktadır:
Okul öncesi öğretmenlerinin mola hakkı yoktur ve 6 ders saati boyunca kesintisiz çalışmaları beklenmektedir. Bu durum, mesleki verimliliği ve öğretmenlerin fiziksel-psikolojik sağlığını olumsuz etkilemektedir.
Okul öncesi eğitim kurumlarında öğretmen başına düşen öğrenci sayısı giderek artmakta, sınıflar kalabalıklaşmaktadır. Anketimize katılan öğretmenlerin yüzde 93’ü, 20’yi aşan sınıf mevcutlarının ders verimliliğini olumsuz etkilediğini belirtmiştir.
Uzman yardımcı personel eksikliği, öğretmenlerin iş yükünü artırmaktadır. Katılımcı öğretmenlerin yüzde 59’u sınıflarında yardımcı personel bulunmadığını ifade etmiştir.
Okul öncesi eğitim ortamları, fiziki koşullar ve materyal açısından yetersizdir. Bu durum, öğrencilerin gelişimlerini doğrudan etkilemektedir. Fiziksel olarak yeterli alanın bulunmaması, öğretmenlerin çocuklarla birebir ilgilenmesini zorlaştırmakta, eğitimin niteliğini düşürmektedir. Ayrıca, okul öncesi öğretmenleri yalnızca eğitim faaliyetleriyle değil, aynı zamanda bakım hizmetleriyle de ilgilenmek zorunda bırakılmaktadır.
Anaokullarının bağımsız bütçesi yoktur. Bakanlık bütçe ayırmadığı için velilerden bağış toplanmakta, bu da öğretmenlerle velileri sık sık karşı karşıya getirmektedir.
Okul öncesi eğitimi, hâlâ çocuk bakımı ile eş değer görülmekte, öğretmenlerin pedagojik uzmanlıkları yeterince kabul edilmemektedir. Bu durum toplum nezdinde okul öncesi öğretmenlerinin emeğinin değersizleştirilmesine yol açmaktadır. Oysa erken çocukluk eğitimi, bilimsel temellere dayalı pedagojik bilgi ve beceri gerektiren bir alan olup, bu alanda çalışan öğretmenlerin toplumsal statülerinin yükseltilmesi gerekmektedir.Okul öncesi eğitimdeki mevcut tablo, çocukların eğitim hakkını ve öğretmenlerin çalışma koşullarını hiçe sayan bir sistemin varlığını gözler önüne sermektedir. Eğitim Sen olarak, okul öncesi eğitimin niteliğini artırmak için şu taleplerimizin ivedilikle yerine getirilmesini talep ediyoruz:
Okul öncesi eğitimin zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi sağlanmalı, kamusal eğitim politikaları güçlendirilmelidir.
Okul öncesi öğretmenlerine mola hakkı tanınmalıdır.
Kesintisiz çalışma saatleri azaltılmalıdır.
Sınıf mevcutları en fazla 12 öğrenci olacak şekilde düzenlenmelidir.
Her sınıfta en az bir uzman yardımcı personel görevlendirilmelidir.
Özel eğitim gereksinimli öğrenciler için uygun fiziki koşullar sağlanmalı ve her okulda psikolojik danışman istihdam edilmelidir.
Anaokullarına bağımsız bir bütçe tahsis edilmelidir.
Okul öncesi eğitim, tüm çocuklar için zorunlu ve tamamen ücretsiz hale getirilmelidir.
Okul öncesi öğretmenlerinin taleplerinin hayata geçirilmesi, sadece çocukların nitelikli bir eğitim almasını sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda öğretmenlerin sağlıklı ve insani çalışma koşullarına kavuşmasına da katkı sunacaktır.Okul öncesi eğitimin ülkenin geleceğinin inşasında temel bir role sahip olduğu açıktır. Ancak, bu alanın gerçek değerini bulabilmesi için öncelikle okul öncesi öğretmenlerinin acil talepleri karşılanmalı, okul öncesi eğitimin ticarileştirilmesi ve tamamen piyasaya teslim edilmek istenmesine karşı güçlü bir kamusal politika izlenmelidir.