Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Sinan Çiftyürek: “Kürtlerin varlığı anayasal olarak tanınmalı, Kürtçe eğitim dili olmalı”

    21 Eylül 2025

    İstanbul’da özel hastanede skandal iddia: Hamile kadınlara onaysız ilaç verilmiş

    21 Eylül 2025

    CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı başladı: Özel’den Erdoğan’a sert suçlama

    21 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

      20 Eylül 2025

      Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

      20 Eylül 2025

      Demokrasi koridorda kaldı

      18 Eylül 2025

      Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

      15 Eylül 2025

      Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

      15 Eylül 2025
    • Seçtiklerimiz

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

      21 Eylül 2025

      Dijitalleşmenin asıl karanlık yüzü: Nadir metaller savaşı

      18 Eylül 2025

      Yurtta grev, dünyada grev: Alpkan Birelma ile 2023 Uluslararası Grev Raporu üzerine

      17 Eylül 2025

      Zeytin katliamı kanuni olsa da gayrimeşrudur

      16 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

      21 Eylül 2025

      Deniz Can Aydın: Kürt halkının talepleri demokrasi ve devrim mücadelesiyle buluşturulmalıdır 

      21 Eylül 2025

      Zırhlı Tren: Gençlik, emekçi halkın demokratik haklar mücadelesinde sağlam bir müttefik olmalı

      20 Eylül 2025

      Hüseyin Mat: En kötü barış, en iyi savaştan iyidir

      19 Eylül 2025

      Nuray Sancar: Tek adam rejiminin yıkılması faşizmin geriletilmesinin ilk şartıdır

      18 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Eğitim Sen 11. Genel Kurulu; Ne oldu? Ne yapmalı?

    Eğitim Sen 11. Genel Kurulu; Ne oldu? Ne yapmalı?

    Siyasi Haber6 Aralık 2020
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Sendikal Değişim, Eğitim Sen 11. Genel Kurulu’yla ilgili bir değerlendirme metni yayımlandı. Metinde, “Yapılması gereken genel sonuçlar çıkararak sendikalarımızın yeniden inşasına hizmet edecek şekilde tartışmak ve öneri yapmaktır” saptaması yapılıyor.

    Sendikal Değişim, Eğitim Sen 11. Genel Kurulu’yla ilgili bir değerlendirme metni daha yayımlandı. Metinde, “Yapılması gereken genel sonuçlar çıkararak sendikalarımızın yeniden inşasına hizmet edecek şekilde tartışmak ve öneri yapmaktır” saptaması yapılıyor.


    Sendikal Değişim’in değerlendirme metninin tamamı şöyle:


    “Eğitim Sen 11. Genel Kurulu; Ne oldu? Ne yapmalı?


    Eğitim Sen kongresinde yaşananlar ve sonrasında ortaya çıkan manzara üzerine çok şey konuşuluyor, yazılıyor. Bir şaşkınlık haliyle ve durumun vehametinden bahsedilerek itidal çağrıları yapılıyor. Üstelik bu manzaranın müsebbiplerine sorumlulukları hatırlatılarak sağduyuya davet ediliyor. Çıkan sonucun iyi olmadığını düşünenlerin sendika adına endişe duymaları, gidişe dair telaş etmeleri elbette anlaşılır bir şeydir. Lakin bu manzaranın 11. Olağan Genel Kurul’da ortaya çıkmış bir sonuç olmadığını, çok uzun yıllardır sendikalarımıza egemen olmuş grup siyasetlerinin bir sonucu olduğunu görmek gerekiyor. Bu sonucu kendini sendikalara ikame eden, dar grupçu, sendikaları bir temsil aracına dönüştüren irili ufaklı bu grup anlayışlarının iflas ettiğinin bir göstergesi olarak okumak daha doğru olur. Demokratik çoğulculuğun, sendikal demokrasinin yok edilerek adına grup mutabakatı denen ilkesiz, programsız görece delegesi fazla olanın/olanların kendi aralarındaki “ittifak”ların sonucunun genel kurullara dayattığı anlayış 11. Genel Kurul’da iflas etmiştir. Geçen kongrelerde pazarlıklarla “istediklerini  almış”, “istediklerini vermiş” olarak yan yana yürümüş olanların bugünkü sonuçlar üzerinden yazdıkları “politik” gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını herkes biliyor. Bu yüzden bu sonuç ülke siyasetinin en zor dönemecinde, ekonomik krizin en yoğun zamanında, sendikalara en çok ihtiyacın olduğu bu dönemde  sendikalarımızı daha korunaksız, saldırılara daha açık ve iç tartışmalara gömülmüş bir hale sokacaktır. Kendi politik ikballerini sınıf mücadelesinin önüne koyarak zerrece sorumluluk hissetmemiş bu grup anlayışlarını sorumluluğa davet etmek bu dar grupçuluğun başka dönemlerde başka biçimlerde devam etmesini sağlar. Tam tersine yapılması gereken bu dar grupçuluğun bir daha var olmamacasına  mahkum edilmesidir. Şube üyelerinden almış oldukları demokratik yetkiyi kendi dar grup çıkarları uğruna  harcamaktan çekinmemişlerdir. Ayrıca çekilme gerekçelerinin temsil pazarlığında istediklerinin olmadığı herkesçe malumken sendika üyelerini ve kamuoyunu yanıltan, birbirlerini suçlayan açıklamalarda bulunmuşlar. Yaptıkları açıklamaların hiçbir inandırıcılığı olmadığı gibi hem kongredeki tutumlarıyla  hem de kongre sonrası yaptıkları açıklamalarla sendikaya  zarar vermişlerdir. Diğer yandan işin bütün sorumluluğunu genel kuruldan çekilenlere yükleyerek bu işin içinden çıkılamaz. Gerek pandeminin en yoğun olduğu dönemde ısrarla kurulu toplayarak delegasyonun riske edilmesi ve katılımın azalması,  gerekse ihraç kararlarının özellikle uygulanması gayreti sendika yönetimini belirleyen ağırlıklı grubun yanlışları olarak belirtilmelidir. En önemlisi ise en çok delegeye sahip olunmasına dayanarak sendikayı sürekli belirleme, organize etme ve sistem karşısında muhatabiyet alanları olarak görme hali sorunların en büyük kaynaklarından biridir. Öte yandan bu yanlışları görmelerine rağmen çeşitli gerekçelerle de olsa yönetimde temsil edilme isteği yüzünden yaşananlara ses çıkaramayanların büyük açmazını da burada belirtmek gerekmektedir.


    ee1


    Buraya nasıl gelindi?


    Hak verilmez alınır sloganını sokakta işyerinde fiili mücadeleyle örgütleyerek kuruldu kamu sendikacılığı hareketi. Sınıf ve kitle sendikacılığı perspektifini sendikanın merkezine yerleştirip ücret ve meslek sendikacılığıyla arasına mesafe koyarak büyüdü sendikalarımız. Sendikaların kuruluşunun önemli dinamikleri olan sendikal gruplar ve eğilimler bütün enerjilerini sendikaların inşasına yönelterek sürece olumlu katkı verdiler. İşte böylesi bir dönemde kuruldu ve büyüdü Eğitim Sen ve KESK.


    Kamu sendikacılığının en güçlü döneminde karşımıza çıkarılan 4688 sayılı yasa KESK in mücadele amaç ve perspektiflerinin değişmesine yol açmış, bugün yaşanan bir kısım sorunların da kaynağı olmuştur. 4688 sayılı yasaya karşı mücadeledeki zaaflar ve yasayla çok hızlı uyumlulaşma kamu sendikacılığın da dönüm noktasıdır. 4688 ile başlayan yasallaşma sendikalarımızın sınıf örgütünden ziyade sivil toplum örgütüne dönüşmesine neden oldu.


    Yasayla uyumlulaşma süreci sadece tüzüksel değişikliklerle değil ideolojik ve politik tercihlerin değişmesiyle de çok farklı bir yola girdi. O günün başat tartışmaları olan AB’ye giriş ve özelleştirme karşısındaki ikircikli tutumlar sınıf sendikacılığı anlayışını zayıflattı ve bir tür demokrasi mücadelesini başat hale getirdi. Bundan sonrası da bildiğimiz üzere demokratik kitle örgütü anlayışının egemen olmasıyla günümüze gelindi. Bu dönemde memleketin siyasi dengesini ve gündemini belirleyen demokratik güçlerin ortaya çıkışı memleketin siyasal haritasını da değiştirdi. Bunun yansıması çok geçmeden sendikalara sirayet etti. Sendika içi dinamikler parçalandı ve çok farklı güç dengeleri oluştu. Sınıf mücadelesi gereksiz görüldü, yer yer özelleştirmeler savunuldu, Avrupa Birlikçilik içselleştirildi. Sınıf çelişkisinin temel çelişki olmaktan çıktığının bile yüksek perdeden dile getirilmeye başlandığı bu dönemde sendikalar tamamen sivil toplum örgütüne dönüştü. Bir kez bu yola girince aslolan sınıf ve sınıfın çıkarları değil grupların çıkarları olmaya başlar. Nitekim öyle de oldu. Sendika yönetimlerinde bulunma ve temsiliyet başat mücadele alanı haline dönüştü. Faydacı, ilkesiz ve programsız ittifaklarla yönetimler belirlendi. Merkezden bağlanan ittifaklarla şubeler insiyatifsiz bırakıldı. Taban ve üyeyle bağlar koparıldı. Üyelerin çok az bir kısmını temsil eden gruplar başat unsurlarmış gibi sendikaların tamamını denetler hale geldi. Çoğulculuğun ve demokratik temsil kanallarının tıkanmasıyla sendikalar daraldı ve gruplar koalisyonuna dönüştü. İş bu hale gelince 11. Olağan Genel Kurul’da ortaya çıkan durum kaçınılmaz bir son olarak karşımıza çıktı. Bu yüzden değerlendirmeleri 11. Olağan Genel Kurulla sınırlayıp geçici ve sonuç almaktan uzak tartışmalardan sakınılmalıdır. Yapılması gereken genel sonuçlar çıkararak sendikalarımızın yeniden inşasına hizmet edecek şekilde tartışmak ve öneri yapmaktır.


    ee2


     Ne yapmalı?


    *Yapılması gereken ilk iş ilke ve program dahilinde sendikalarımızı en geniş üyeye açan, sendikalarımızı  güçlendirecek ve sınıf mücadelesinin önünü açacak perspektife sahip üye ve sendikal eğilimleri sendikaya sahip çıkmaya çağırmak olmalıdır.


    *Sendikalarımız sınıf ve kitle sendikacılığını yeniden gündemine alarak tartışmalıdır. Sınıf çelişkisini ve mücadelesini yok sayarak çelişkiyi uygarlıklar arası çelişki olarak değerlendiren sivil toplumcu, ekonomist-sınıf indirgemeci ve popülist anlayışlara ve ücret/meslek sendikacılığına karşı sınıf mücadelesinin önemi ve gerekliliği yeniden bilince çıkarılmalıdır.


    *Bu Genel kurulda çoğulculuğu ve sendikal demokrasiyi yönetimsel kaba bir aritmetik olarak görmenin ne tür olumsuzluklar yarattığı görülmüş oldu. Sendikal demokrasi ve çoğulculuk, nasıl bir mücadele, nasıl bir sendika, nasıl bir gelecek istiyoruz tahayyülünün somutudur. Seçimle, temsille anlaşılması gereken en geniş, en kapsayıcı, en güçlü organı belirlemektir amaç. Bu vesileyle;


    *KESK’e bağlı bütün sendikalarda ve şube genel kurullarında en fazla üyeyi katacak demokratik ve çoğulcu yöntemler hayata geçirilmelidir. Şube seçimlerde delege sistemi kaldırılarak doğrudan seçim yapılmalıdır.


    *Şube merkez seçimlerinde en demokratik nispi temsile dayalı seçim sistemi hayata geçirilmelidir. Merkez genel kurul temsiliyetinin olabilecek en geniş üyeye delege edilmesi sağlanmalıdır. Sendikaya sahip çıkmak isteyenler, bir daha bu tür vakaların ortaya çıkmasını istemeyenler nispi temsil taleplerini en net şekilde söylemek zorundadır.


    *Sendika, dernek, siyasal parti gibi yapılarda ilke, program gibi genel ilkeler ve taciz, tecavüz, çocuk istismarcılığı, şiddet suçları ve yolsuzluk dışındaki sorunları disiplin kurulları yoluyla çözmeğe çalışmak  doğru bir yöntem değildir. Atma/ihraç etme gibi yöntemlerin sorunları daha da büyüttüğü pratiklerde görülmüştür. Bu yüzden disiplin kurulu raporlarındaki maddelerden bağımsız olarak genel kuruldaki ihraç kararı yanlış bir karardır. Hem yöntemsel olarak hem ilkesel olarak hem de konjonktürel olarak sorunlu bir karardır. Genel kuruldaki disiplin meselesinin geçici kararla sürece yayılarak çözülmesi daha doğru olurdu. Yeni yürütmenin bu konu üzerinde yeniden bir müzakereyi önüne koyması yararlı olacaktır.


    *11. Genel Kurul, pandemi yüzünden katılamayanlar ve kuruldan çekilenlerle önemli ölçüde düşük temsille sonuçlanmıştır. Gerekçe ne olursa olsun ortada ciddi bir temsil sıkıntısı vardır. Her düzlemde içerden ve dışarıdan meşruiyet tartışmasına imkan verebilecek bu durumu görmek buna göre hareket etmek gerekiyor. Yeni MYK kongrenin beceremediğini, en geniş üyeyi katacak, sendikanın geçmiş birikimlerini ve mirasını açığa çıkaracak diyalog, eylem/etkinliklere önem vererek bu süreci aşmalıdır. Şubelerden başlayarak her düzeyde en geniş katılımlarla seçimsiz konferanslar hızla gerçekleştirilmelidir.


    Bu zor koşullarda bütün üyeleri, sendikal grup ve eğilimleri Eğitim Sen’e sahip çıkmalıdır…


    Yaşasın Eğitim Sen!


    Yaşasın KESK!”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025

    İzmir’de DİSK/Genel-İş yöneticileri gözaltında: “Erdoğan’a hakaret” suçlaması

    12 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Apê Musa’nın kalemi: Zaman aşımına sığmayan bir cinayet

    Elif Gamze Bozo

    Şiddetin ödüllendirildiği bir düzen: Çocuk hakları nerede?

    Ömer Bölüm

    Demokrasi koridorda kaldı

    Yunus Emre Özel

    Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Siyasi Haber

    Venezuela Komünist Partisi’nden Andrade: Anti-kapitalizm olmadan anti-emperyalizm olmaz

    Ümit Akçay

    Çin yoksulluk tuzağından nasıl çıktı?

    Siyasi Haber

    Dijitalleşmenin asıl karanlık yüzü: Nadir metaller savaşı

    Siyasi Haber

    Yurtta grev, dünyada grev: Alpkan Birelma ile 2023 Uluslararası Grev Raporu üzerine

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025

    İzmir’de DİSK/Genel-İş yöneticileri gözaltında: “Erdoğan’a hakaret” suçlaması

    12 Eylül 2025
    KADIN

    Kadın avukata komşu tacizi: “Evimde yalnız kalmaya korkuyorum”

    14 Eylül 2025

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.