Dilek Doğan’ın babası, “Kızımı yıkadılar definden önce. Saçlarını kurutturdum üşümesin diye. İyice kuruttular, annesi de ördü güzelce. Çok severdi saçlarını. Ellerine kına yaktık. Sırtına da battaniye koyduk toprağın sertliği acıtmasın diye.”
Küçükarmutlu’da geçen ay polisin yaptığı bir ev baskınında, polis tarafından göğsünden vurulan ve 1 hafta sonra can veren Dilek Doğan’ın (24) 20 yılını geçirdiği yas evinde, anne ve babası konuştu. Anne Aysel Doğan, “Kızımı bir polis öldürdü ama o, vurulmadan 10 gün önce bir polis cenazesinde tabut başında babası için ağlayan çocuğa üzülüp gözyaşı dökmüştü” dedi.
Maddi yetersizlik nedeniyle üniversiteyi kazanan ancak okuyamayan kızı Dilek’in, bir giyim mağazasında çalıştığını ve maaşıyla hem kardeşini okuttuğunu hem de evlenen ağabeyi için çektiği krediyi ödediğini dile getiren anne Doğan, “Kendine ayırdığı 50 lirayı da yol parası olarak harcıyordu” diye konuştu. Kızını rüyasında gördüğünü söyleyen anne Aysel Doğan, “Kızım, ‘Burada her şey var anne. Çiçekler var, meyveler, sebzeler var’ dedi, sonra gitti. Kızımı gördüm ya, bugün daha iyiyim” ifadesini kullandı.
Baba Mehmet Doğan ise kızıyla son vedasını ise şu sözlerle anlattı: "Kızımı yıkadılar definden önce. Saçlarını kurutturdum üşümesin diye. İyice kuruttular, annesi de ördü güzelce. Çok severdi saçlarını. Ellerine kına yaktık. Sırtına da battaniye koyduk toprağın sertliği acıtmasın diye. Aslında Dilek kendi yorganıyla çok rahat yatardı ya, o acıyla kendi yorganını koymayı akıl edemedik işte."