Vejetaryenlik insan dışındaki hayvanların bedenlerini (et,tavuk,balık vb.) yememe biçimidir.
Veganlık hayvan bedenini ve hayvansal hiçbir ürünü (süt,yumurta,ipek,deri,kürk,vb.) tüketmemeye dayalı yaşam biçimidir.
Kendi yaşamı için mücadele veren; hak, hukuk, eşitlik ve adalet isteyen insan aynı şeyi hayvanlar için de istemelidir. Hayvanlar mülk, mal ya da insandan daha az değerli bir meta değildir. Tıpkı siyahi insanların beyazlardan, kadınların erkeklerden, Ermenilerin Kürtlerden, Kürtlerin Türklerden, Ateistlerin müslümanlardan, LGBTİ’lerin heteroseksüellerden, trans kadınların diğer kadınlardan, engellilerin engelli olmayanlardan daha az değerli varlıklar olmamaları gibi. Irkçılık karşısında hepimiz şiddetle duruyoruz, kadına şiddete karşı eylemler yapıyoruz, homofobiye karşı Onur yürüyüşüne gidiyoruz, Van’da üşüyen insanlar için bir şeyler yapıyoruz, Roboski’yi unutmuyoruz, 24 Nisanda Taksim’de anmada oturuyoruz ama tüm bunları yaptıktan sonra; kendimizi iyi bir insan olarak tanımladıktan sonra, tabağımızdaki masum ineğin öldürülmüş bedenine çatalımızı batırıyoruz. Çünkü yediğimiz bize göre masum inek değil, et. İnek burada kayıp gönderge oluyor. Yediğimizin inek olduğunu unutuyoruz, unutmak için soslarla, sebzelerle onun parçalanmış bedenini değiştiriyoruz. Çünkü hiçbirimiz yavrusunu emziren başka türün annesini yediğimizi bağırmak istemiyoruz. Kuzu kıyma alırken bu kuzunun yeni doğmuş bir bebek olduğunu, süt danası kokoreç yerken bu dananın henüz süt emecek yaşta bir yavru olduğunu aklımıza getirmek istemiyoruz.
Bir katil yeni doğmuş bir bebeği hastaneden kaçırsa; onu parçalara ayırıp yese ve bunu öğrensek muhtemelen o adamı linç etmek isteriz. Peki aynı şeyi neden bir kuzuyu yerken kendimize yapmıyoruz? Etsiz bezelye yemeğiyle de doyabilecekken neden tabağımıza zulüm koyuyoruz? Ne yersek yiyelim sonunda tuvalete gitmiyor muyuz? Neden damak zevkimiz için öldürüyoruz? Çünkü tadı güzel. Roboski’de insanlar ve katırlar bombalandı; çünkü kaçakçıydılar.Roşin Çiçek öldürüldü ;çünkü eşcinseldi. Çünkülerimizi yok etmeden kendimizle yüzleşemeyiz. Kendimizle yüzleşmeden de başka bir dünya mümkün değil.
Damak zevkimiz için öldürmeyelim. Zulme ortak olmayalım. Kadınların, çocukların tecavüzüne nasıl şiddetle karşı duruyorsak, süt üretim tesislerinde yapay döllenme adı altında ineklerin tecavüzüne de dur diyelim. Başka türün kadınlarını da görelim. Başka türün çocuklarını da görelim. Acılara karşı ayrım yapmadan, faşizme karşı savaşırken hayvanlara karşı faşist olmamak için kendimizle yüzleşelim.
Unutmayın, devrim tabakta başlar!