Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Amazonlu kadınlar COP30 müzakerelerinde yer talep ediyor

    3 Kasım 2025

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    3 Kasım 2025

    Latin Amerika devletlerinden barış ve istikrar için ABD karşıtı bildiri

    3 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

      3 Kasım 2025

      Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

      30 Ekim 2025

      Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

      29 Ekim 2025

      Ankara’nın vesayeti ve Kıbrıs halkının iradesi

      26 Ekim 2025

      Siyasetin simülasyonu ve kimliğin krizi

      24 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025

      İstikrarsızlık üreten istikrar programı

      26 Ekim 2025

      ESMA’nın hatırlattıkları

      26 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Demokratik rektörlük 101: Kaldınız!

    Demokratik rektörlük 101: Kaldınız!

    Siyasi Haber11 Nisan 2021
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Tunahan GÖZLÜGÖL yazdı “…Şimdi de vesayete karşı rektörlük kendi vesayetiyle yayınladığı açıklamada demokrat pozu veriyor. Ancak hadi oradan hocam! O dersten kaldınız.”

    Son süreçte Boğaziçi Üniversitesi’ne yapılan rektörlük atamasıyla hızla ivme kazanan öğrenci hareketinin sarsan konumunu hayatımızda hissettik. Aslında uzun zamandır rektör zaten Cumhurbaşkanlığı tarafından atanmaktaydı. Yani bir rektörün atanması yeni bir uygulama değil. Onu son yıllarda gündem eden yenilik yıllarca atanacak rektör akademi tarafından seçilir (ki bu da burjuva demokrasisinin okuldaki yansımasıydı) ve öyle atanırdı. Son günlerde Boğaziçi ile başlayan ve büyüyen gündem ise üniversitelerin iktidarın mikrokozmu haline getirilmesiydi. Bu atamaların doğrudan iktidarın içinden yapılması bunu kanıtlar nitelikteydi ve antidemokratik silsilenin de başlangıcıydı. Öğrenciler operasyonla gözaltına alınmaya, bakan yardımcılarına kadar hedef gösterilmeye, soruşturma açılmaya başlandı. Kuşkusuz bunlar yeni uygulamalar değil ancak hepsinin silsile oluşturması bunu oldukça gündem eden bir konuma getirdi. Bütün bunlar bizlere rektörlük makamına yerleşen teamülün kayyumluk olduğunu gösterdi ve göstermeye de devam ediyor. Bu noktada bu teamül aslında çok önceden önümüzde açıkça duruyordu. Boğaziçi direnişi buna verilmiş geç bir cevaptır ama en iyi cevap olduğu aşikardır. Öncelikle gündemi biraz değerlendirip ODTÜ’de gerçekleşenleri anlatırken bir kıyaslama olmadığını betimlemek istedim.

     

    Asıl bahsedeceğim noktaya gelecek olursak aslında bahsettiğim kayyumluk teamülü daha evvelinde ODTÜ örneği ile karşımızda dipdiri duruyordu. Örneğin mezuniyet sabahı öğrenciler evlerinden alınmıştı. Alınanlar ayan beyan rektörlüğün kara listesinin ve olası bir “ortalık karıştırma” eyleminin olağan şüphelileriydiler. Elbette kimse oluşan teamülü kabul eder bir konumda değildi. Mezuniyette en önde tek başına yürüyen Verşan’ın ardı sıra dizilen öğrencime dokunma pankartları bunun kanıtıydı. Sonrasında Kavaklık direnişi yaşandı. 5000 polis ile 40-50 öğrenci alandan işkenceyle atıldı. Yetmedi hakkımızda soruşturma ve kovuşturma başlatıldı. Bunu daha önce Onur Yürüyüşü’nde anayasal haklarını kullanan onlarca öğrenci olarak, olmayan bir yasak sebebiyle işkence edilip gözaltına alınırken görmüştük. Mesela bir başka öğrenci düşmanı ve tam da bu noktada iktidarın mikrokozmu olduğunu, Türk Eğitim-Sen’in ODTÜ’de kırım yapacağı iddiasıyla yürüyüş yapacağı öğrenildiğinde 70 kişi tek tek fişlenirken gördük. Bu 70 kişilik listede akademisyenlerden mezunlara, öğrencilerin hangi bölümde olduğuna kadar yer verilmişti. Ancak bunlar faşist bir düzen içerisinde bildiğimiz şeyler. Bana asıl sınıfta kaldınız dedirten şey, açılan soruşturmalar. Bundan sonra kuracağım cümlelerdeki bilgiler asla hayal ürünü değildir. Bizzat Verşan tarafından yapılmış kayyum uygulamalarıdır ancak oldukça da komiktir. 

    Öncelikle bir dönem açılışında kayyum Verşan’ı protesto etmek için açılışın yapılacağı salona gittik. Açılış, protesto edecek bilindik (fişlenmiş) öğrenciler ciddi güvenlik açığı (!) olarak görüldüğü için iptal edildi. Bu sırada “Kimse Seni Sevmiyor” pankartı açıldı. Bu ayrıntı çok önemli. Aklınızda tutun. Daha sonrasında sahte açılışa karşılık öğrenciler açılışın kendisine davet edildi. Kalabalık bir şekilde fizik çimlerine geçilerek öğrenciler halaylarla (burası da önemli unutmayınız) açılışını yaptı. Açılış sonrası gelelim asıl konuya. Salonda güvenlik açığı (!) olarak görülen öğrenciler tek tek tespit edildi ve haklarında soruşturma açıldı. Gel gelelim sizlere unutmayın dediğim ayrıntıların oluşturduğu komediye. Bizlere iletilen tebligatta sayılan suçlar arasında “halay çekmek” ve “kimse seni sevmiyor” pankartı açmak vardı. Halay çektiğimiz ve bir şahsa onu sevmediğimiz için soruşturma açılmıştı. Hoş akademi yürürken öğrencime dokunma pankartları önünde yapayalnız yürürken ve hatta açılış konuşması yapacak cesareti kendinde bulamamışken sevilmediğini kabullenmemiş bir şahsa onu sevmediğimizi söylerken bir karşılık beklemiyorduk ancak bu yüzden de soruşturma açmazsın be hocam! Daha sonrasında soruşturmalar git gide öğrencilere doğrultulan bir silah haline geldi. Bu noktada biraz şahs-ı kadim ile aramızda dönen paslaşmaları anlatacağım. Bakmayın böyle esprili bir dil ile anlattığıma. Konuya bahis olan paslaşmalar benim şahsıma dönük kişisel husumetini disiplin soruşturmalarına döküyor. Soruşturma sürecinin şahsıma doğrultulmuş bir silah olmaya başlaması rektörlük atamaları sonrası yazdığım yazıdan aldığım kınama cezasıyla başladı aslında. Daha önce de defalarca soruşturma yedim; hem de anayasaya aykırı suçlamalardan. Ancak konuya bahis paslaşmalar bu soruşturma ile başladı yani rektörlüğün soruşturmaları silah niyetine kullanması yeni değil. Rektörlük atamalarını eleştirdiğim “Rektörünüzü Nasıl Bilirdiniz?” yazımdan dolayı hakkımda soruşturma açıldı. Soruşturmaya konu olan maddede okul içinde yapılan eylemlerle karakter zedelemek vardı ancak yazının okul ile tek bağlantısı ODTÜ hakkında olmasıydı. Yani bu yazı hakkında YÖK disiplinince hakkımda soruşturma açılamaz. Oldukça emindim bundan ancak daha sonra kınama cezası verildiğini öğrendim. İşin asıl alengirli tarafı ise savunmamı alan hocanın yolladığı dosya geri dönüyor ve cezayı İİBF dekanı Ramazan Sarı veriyor. Yani bu şu demek oluyor. Dosyada muhtemelen beğenilmeyen bir rapor vardı -ki savunmamı alan hoca bir hukuk profesörü-. Tahminimce ve olması gerektiği gibi savunmamı alan hoca hakkımda ceza vermedi ve dosya geri dönerek dekan tarafından ceza verildi. Bunun sonrasında bunu eleştirdiğim sosyal medya paylaşımımdan dolayı soruşturma yedim ve bahsettiğim paslaşma bununla başladı. Stalker Verşan Kök artık onun hakkında attığım her tweet’e soruşturma açar oldu. Son birkaç ayda bu yüzden 3 soruşturma yedim. Şimdi de vesayete karşı rektörlük kendi vesayetiyle yayınladığı açıklamada demokrat pozu veriyor. Ancak hadi oradan hocam! O dersten kaldınız.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    3 Kasım 2025

    Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

    30 Ekim 2025

    Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

    29 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Elif Gamze Bozo

    Adaletin eşiğinde: Demirtaş kararı ve hukukun imtihanı

    Toros Korkmaz

    Cumhuriyetin kurucu İdealleri ve ötekileri

    Siyasi Haber

    Bakımın görünmeyen yükü: Engelli kadınlar ve kız çocuklarının onurlu yaşama hakkı

    Coşkun Özdemir

    Ankara’nın vesayeti ve Kıbrıs halkının iradesi

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Mesut Çeki

    Motokuryelerin ekim isyanı

    Ümit Akçay

    İstikrarsızlık üreten istikrar programı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Bern’de şantiyeler durdu: İnşaat işçilerinden “Biz olmadan inşa durur” eylemi

    1 Kasım 2025

    Osmaniye’de köylülerden taş ocağına karşı traktörlü direniş

    1 Kasım 2025

    SGK Başkanı Kaya: Emekliler çok yaşadığı için kuruma yük oluyor 

    31 Ekim 2025
    KADIN

    Amazonlu kadınlar COP30 müzakerelerinde yer talep ediyor

    3 Kasım 2025

    Gülistan Doku soruşturmasında yeni görüntüler: 700 saatlik kayıt inceleniyor

    2 Kasım 2025

    İstanbul Sözleşmesi: Kadınları koruyan anlaşmadan kimler imzacı, kimler çekildi?

    2 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.