Demokrasi için Birlik ve Yurttaş Girişimi, Leyla Güven’in başlattığı ve giderek yaygınlaşan açlık grevlerine ilişkin ortak açıklama yaptı. Açıklamada “Aslolan hayattır! diyerek bütün ilgili kurumları, kesimleri, partileri, siyasîleri, duyarlı kişileri ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz” dendi.
SiyasiHaber
Demokrasi için Birlik ve Yurttaş Girişimi Leyla Güven’in başlattığı ve bugün 101. gününde olduğu, cezaevlerinde ve dışarıda yaygınlaşan açlık grevlerine ilişkin acil diyalog çağrısında bulundu. Yapılan açıklamada “Yüzlerce insanımız ölüme, onarılmaz bedensel ve beyinsel sakatlığa doğru gidiyor. Bu insanların ölümü neden göze aldıklarını anlamaya çalışalım. Hak, hukuk, özgürlük, adalet taleplerine kulak verelim. Leyla Güven’in kızı Sabiha’nın “Lütfen annemin ölümüne izin vermeyin! Lütfen!” çığlığını duyalım” ifadeleri yer aldı.
Ortak açıklamada, “Aslolan hayattır! diyerek bütün ilgili kurumları, kesimleri, partileri, siyasîleri, duyarlı kişileri; ölümü değil yaşamı desteklemeye, yaşamı yüceltmeye, açlık grevlerinin sonlandırılması için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz” dendi.
Demokrasi için Birlik ve Yurttaş Girişimi’nin ortak açıklamasının tamamı şöyle:
Cezaevlerindeki açlık grevleri, HDP Hakkari milletvekili Leyla Güven örneğinde görüldüğü gibi dışarıya taşarak yaygınlaşıyor. Türkiye’nin çeşitli hapishanelerinde, çok güç koşullar altında 300’ün üzerinde tutuklu/hükümlü açlık grevinde, kimisi tehlikeli sınırı aşmış durumda ya da aşmak üzere. Açlık grevlerinde, ölüm oruçlarında, birçok insanımızın ölümüne, kalıcı sakatlıklarına tanıklık etmiş olan bizler, gelinen noktada karşılaşılabilecek ölümlerden, sakatlıklardan büyük kaygı duyuyoruz.
Bütün yurttaşların, özellikle de cezaevlerindekilerin yaşamından devlet birinci derecede sorumludur. Sorunu çözmek, ölümlere varacak vahim gelişmeleri engellemek için: bireyin iradesini ve onurunu zedelemeden, etik dışı zorlamalara başvurmadan, acilen diyalog kurulması gerekmektedir. Son açlık grevlerinin talebi, devlete/iktidara insan hakları ve hukuk çerçevesinde, bütün tutuklulara-hükümlülere eşit ve adil davranma çağrısıdır. Gereğini yapmak devletin sorumluluğudur.
İnsan yaşamından daha üstün değer yoktur. Açlık grevlerindeki insanların iradesine saygı duyarken, onların ölümünün ya da kalıcı sakatlanmasının hiçbir davaya hizmet etmeyeceğini, aksine özgürlük, hak, adalet mücadelesini zaafa uğratacağını hatırlatmak istiyoruz.
Yüzlerce insanımız ölüme, onarılmaz bedensel ve beyinsel sakatlığa doğru gidiyor. Bu insanların ölümü neden göze aldıklarını anlamaya çalışalım. Hak, hukuk, özgürlük, adalet taleplerine kulak verelim. Leyla Güven’in kızı Sabiha’nın “Lütfen annemin ölümüne izin vermeyin! Lütfen!” çığlığını duyalım.
Aslolan hayattır! diyerek bütün ilgili kurumları, kesimleri, partileri, siyasîleri, duyarlı kişileri; ölümü değil yaşamı desteklemeye, yaşamı yüceltmeye, açlık grevlerinin sonlandırılması için ellerinden gelen her şeyi yapmaya çağırıyoruz.