HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Oggito’dan Haden Öz’le edebiyat çalışmalarıyla ilgili gerçekleştirdiği söyleşide “Ben Sur ve Cizre’ye dair hiçbir şey konuşmadım, yazmadım daha. O kadar derin ki içimde, deşmekten korkuyorum” dedi.
HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 32 aydır tutuklu bulunduğu cezaevinden Oggito’dan Haden Öz’ün sorularını yanıtladı. Demirtaş, 2015’teki sokağa çıkma yasakları sırasında Sur ve Cizre’de yaşananlarla ilgili henüz yazı yazamadığını söyledi. Konuya yalnızca değinebildiğini söyleyen Demirtaş, “Ben Sur ve Cizre’ye dair hiçbir şey konuşmadım, yazmadım daha. O kadar derin ki içimde, deşmekten korkuyorum. Ancak bilinmeli ki, ne o vahşeti unutacağım ne de o onurlu duruşları. Bir gün layıkıyla yazabilirm belki" dedi.
4 kasım 2016’dan bu yana Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Demirtaş, bu süre zarfındaki edebiyat çalışmalarından da söz etti. Demirtaş cezaevinde bulunduğu sürede Seher ve Devran isimli iki öykü kitabı yayınladı. Bağlama çalan Demirtaş zaman zaman hazırladığı besteleri de paylaşıyor. Bir roman üzerine de çalışmalarını sürdüren Demiştaş, yaptığı çizimleri de avukatları aracılığı ile paylaşıyor.
“Öykülerimi havalandırmada tek başıma yürüyerek kurdum kafamda”
Cezaevinde sürekli üretim içinde olduğunu söyleyen Demirtaş, “Hapse girene kadar yazamadım. Burada, hareketsiz bir ortamda da yazabilmeyi öğrenmem biraz zaman alsa da oldu neticede. Öykülerin tamamını havalandırmada ve tek başıma yürüyerek kurdum kafamda ve geceleri de sabaha kadar, yatağımda oturup yazdım.
“Avukat ve siyasetçi olarak kimsem edebiyatta da aynı kişiyim”
Haden Öz’ün “Yıllarca insan hakları, özgürlük, barış ve demokrasi mücadelesi vermiş bir avukat ve siyasetçi olarak yaptığınızı şimdi edebiyatla mı yapmaya çalışıyorsunuz?” sorusuna ise Demirtaş “Elbette ben avukat ve siyasetçi olarak kimsem edebiyatta da aynı kişiyim. Yaşamın her ânı, bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Benim bir tek hayatım ve bir tek kişiliğim var, ne yapsam yansıyan budur neticede. Öykülerim de tıpkı İHD veya HDP gibidir. Farklılıklarımızla bir arada, zulme karşı ezilenin yanında ve elbette yeni yaşam için dirençle.
Kesinlikle. Angajeyim ve politiğim. Ötekinin ve ezilenin, yani çoğunluğun avukatı, siyasetçisi, edebiyatçısıyım. Daha özgür, onurlu, mutlu bir yaşam için mücadele alanları olarak görüyorum bu alanları. Bu mücadeleyi yürütebildiğim için de özgür, onurlu ve mutlu hissediyorum kendimi. Yani amaç ve ona ulaşmak için kullandığım araç iç içe geçmiş durumdadır bende” şeklinde cevap verdi.