4 Kasım 2016 tarihinden beri Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, reddi hakim talebinde bulundu.
Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında 27 Aralık 2013 tarihinde yapılan yerel seçim aday tanıtım toplantısında kitle içinde bazı kişilerin “yasadışı” slogan attığı iddiasıyla açılan davanın duruşması görüldü.
Reddi hakim talebi
Bu davada, “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet” ettiği iddiasıyla yargılanan Demirtaş, Şırnak 1. Asliye Ceza Mahkesmesi’nde görülen duruşmaya SEGBİS ile katıldı. Demirtaş, mahkemenin adil yargılama ilkesine uygun davranacağına inanmadığını belirtti ve reddi hakim talebinde bulundu.
‘Güvenlik sorununu yaratan ben değilim’
Reddi hakim talebinde bulunan Demirtaş’ın savunması şöyle:
“Önceklikle SEGBİS ile savunma yapmayı açık ve net bir şekilde savunma hakkımın ihlali olarak görüyor ve kabul etmiyorum. Adil yargılanma hakkımın açık bir gaspı olarak görüyorum. Susma hakkımı kullanmak istemiyorum.
Tutuksuz yargılandığım bir dosyada, tutukluluktan daha ağır koşullarda yargılama dayatılmasını kabul etmiyorum. Ben yargılamanın adil ve hızlı yürütülebilmesi için mahkemeye yardımcı olmak adına, başından beri bizzat mahkeme huzuruna çıkmayı talep ediyorum. Şu anda mahkeme salonunun görüntüsünü de sesini de net olarak alamıyorum. Duruşma salonunda bulunan avukatlarımla, kimsenin duyamayacağı şekilde görüş alışverişi yapabileceğim koşullar da mevcut değildir. Benim Şırnak’ta bizzat duruşmaya getirilmememin gerekçesi olarak tanınmış bir kişi olmam, çevremin geniş olması gösteriliyor. Bunlar benim kusurum ve zaafım değil. Güvenlik sorununu yaratan da ben değilim. Türkiye’nin 12 farkı şehrinde hakkımda 25 dava açanlar ve dosyalarıma coğrafi olarak en uzak cezaevine beni koyanlar bunun sorumlusudurlar.
Ben yargılanmaktan kaçmıyorum, çekinmiyorum. Başından beri istediğim tek şey adil, dürüst ve hızlı yargılanabilmektir. Bununla birlikte mahkemeniz hakkımda hazırlanan iddianameyi yeterli deliller toplanmadan, etkili bir soruşturma yapılmadan kabul etme suretiyle beni ‘sanık’ konumuna düşürmüştür. Mahkemenizin gıyabımda yapılan duruşmalarda verdiği ara kararlarda, soruşturma aşamasında yapılması gereken delil toplama faaliyetine giriştiği açıkça anlaşılmaktadır. Kovuşturma aşamasından çok, soruşturma aşamasının safahatları gibi ilerlemektedir dosya. Yine mahkemenizce, bizzat duruşmada bulunma talebimin şahsım ve avukatlarımca mütemadiyen tarafınıza iletilmiş olmasına rağmen, iki ayrı defa bulunduğum cezaevine müzekkere yazılarak SEGBİS’e zorla çıkarılmam talimatı verilmiştir. Oysa CMK’da kimler hakkında zorla getirilme kararı verilebileceği açıkça sayılmıştır. Ben duruşmaya çıkmaktan ve mahkemeye gelmekten imtina etmeyen, bilakis bu konuda ısrar eden bir sanık olmama rağmen, mahkemeniz benim hakkımda kanuna açıkça aykırı bir şekilde, zorla getirme kararları vermiştir.
‘Beni adil yargılayacağınıza inanmıyorum’
Hem eksik iddianamenin kabulü ile hem de duruşmanın savunma hakkım güvence altına alınmak suretiyle inceletilmemesi nedeniyle daha mahkeme huzuruna bile çıkarılmadan, mahkemenizin ara kararlarla aleyhime delil toplama işlemleri yapmış olması mahkemenize olan güvenimi ve inancımı sarsmıştır. Beni adil, tarafsız ve bağımsız bir şekilde yargılayabileceğinize dair en küçük bir hissiyatım yoktur. Bu nedenle Ceza Muhakemeleri Kanununun 29. maddesinde belirtilen ‘tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı da hakimin reddi istenebilir’ hükmüne dayanarak reddi hakim talebinde bulunuyorum. Çünkü bu yargılamanın öznesi benim. Mahkemenizin en çok koruması gereken şey de benim savunma hakkım, adil yargılanma hakkımdır. Ancak iddianamenin kabulünden bu yana bu hakkımın korunması bir yana, bizzat tarafınızca aleni bir şekilde ihlal edilmiştir. Bu nedenle reddi hakim talebimin bir üst mahkemeye iletilmesini bekliyorum. Beni adil yargılayacağınıza inanmıyorum”