747. kez bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 27 yıl önce gözaltında kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu, dosyasının zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatılmasına tepki gösterdi. Suruç’ta yaşamını yitirenler de unutulmadı.
Hasan Gülünay, 20 Temmuz 1992 günü Tarabya'daki evinden işyerine gitmek üzere çıktı ve bir daha geri dönemedi. Kızı, Deniz Gülünay'ın şu sözleri Cumartesi Anneleri/İnsanları'nın 747. Hafta eyleminde yankılandı:
Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre: İçişleri Bakanlığı'nın "yasaklaması" nedeniyle 48 haftadır Galatasaray Lisesi önünde açıklama yapamayan Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu haftaki eylemlerini de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nin bulunduğu Çukurluçeşme Sokak'ta yaptı.
Ellerinde karanfiller ve kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını taşıyan Cumartesi Anneleri/İnsanları'na, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da destek verdi.
"Bakanlık 'kurguya dayalı olasılık' suçu icaat etti''
Eylemde bu haftanın basın açıklamasını Cumartesi Anneleri/İnsanları'ndan Sebla Arcan okudu. Arcan şöyle konuştu:
"48 haftadır düşünce ve kanaatlerimizi toplu olarak Galatasaray'dan açıklama hakkımız resmî makamların müdahalesi olmaksızın kullanma serbestliğimiz ihlal ediliyor.
"İçişleri Bakanlığı bu engellemenin gerekçesini dünyaya evrensel değerlerle izah edebilecek durumda değil. Bakanlık hukukî dayanaklara sahip olmayan yasaklama kararını, uluslararası kamuoyuna ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu'na inandırıcılıktan uzak, olasılıklara dayanan, kurmaca gerekçelerle açıklıyor. Bakanlık kendisini gülünç duruma düşürerek, yaşlılıktan yürüyemez hale gelmiş annelerimizin, Galatasaray'da terörist faaliyetlerde yer alma olasılığından bahsediyor. Kısacası İçişleri Bakanlığı; Cumartesi Anneleri'ne karşı 'kurguya dayalı olasılık' diye özel bir suç icat etmiş ve Galatasaray'ı bize yasaklamış.
"Hasan Gülünay dosyasındaki 27 yıldır devam eden inkâr ve cezasızlık son buluncaya kadar hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Kayıplarımızdan ve kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray'dan vazgeçmeyeceğiz."
Arcan'ın ardından Hasan Gülünay'ın kızı Deniz Gülünay'ın mektubunu insan hakları savunucusu Ümit Efe okudu. Gülünay, mektupta şöyle seslendi:
"Gözaltında kaybedilişinin 27.yılında babamx yoldaşım Haşan Gülünay'ın anısı önünde saygı ile eğiliyor, mücadelesini sahipleniyorum ve selamlıyorum. 27 yıldır bitmeyen acı, dinmeyen öfke, vazgeçmediğimiz arayışımız ve hiç bitmeyen adalet mücadelemiz…
"Acılarımızdan, öfkelerimizden birer köprü oluşturduk seni ve tüm kayıplarımızı ararken. Galatasaray'da bir araya ilk geldiğimizde 'sağ aldınız, sağ istiyoruz' sloganı ile mücadeleye başlamıştık. Bize sağ vermeyeceklerini biliyorduk çünkü kayıplarımız devletin karanlık elleri tarafından planlı bir şekilde yok edilmişlerdi. Hangi kelime sana olan özlemimi, seni benden koparan devlete olan öfkemi anlatır bilmiyorum.
"Senin varlığın dün gibi halen benimle hayat buluyor. Devlet kayıplarımızın hesabmı vermezken kayıplarımızı arama mekanımız olan Galatasaray Meydanı'm bize kapatırken bu mücadelede bir kez daha kaybetmiştir. O meydanı kapatan zihniyet bizi engelleyemedi ama kendi yenilgilerini kabul ettiler."
Gülünay'ın mektubu sonrası Hanife Yıldız gözaltında kaybedilen oğlu Murat Yıldız'ın bugün doğum günü olduğunu hatırlattı ve oğluna yazdığı şiiri okudu.
Öte yandan Suruç Katliamı'nın yıldönümü nedeniyle hayatını kaybedilenlerin arasında Cumartesi İnsanları'nın da olduğu hatırlatıldı.