Faşist çetelerin saldırılarına karşı Çorum halkının kitlesel direnişinin 39. yıldönümünde Çorum Direnişi Ankara’da bir panelle anıldı ve tartışıldı.
SiyasiHaber / Kenan Temir
Çorum Direnişi, 16 Haziran günü Ankara, Tuzluçayır’da Dedesli Ovası Kültür ve Dayanışma Derneği’nde yapılan panelle anıldı ve tartışıldı. Moderatörlüğünü Veli Saçılık’ın yaptığı panelde Yazar Gazi Eke ve Yazar İsmail Hardal konuşmacı olarak yer aldı.
Çorum Direnişinin tartışıldığı panel, Demokratik Alevi Dernekleri Ankara Şubesi, Dedesli Ovası Bizim Köyler Kültür ve Dayanışma Derneği / Çorum, Küre Köyü Derneği / Çorum, Karakaya Köyü Derneği / Çorum, DAD Mamak Şube Ana Fatma Cemevi’nin ortak çağrısıyla gerçekleştirildi. Anma’ya Sivas ve Dersim yöre derneklerinin temsilcileri de katıldı.
Moderatör Veli Saçılık açılış konuşmasında egemen sınıfların katliamları bir siyaset biçimi olarak her dönem kullandığını anlattı. Katliamların amacının tekleştirme, zorla boyun eğdirme ve asimilasyon olduğunu söyledi. Çorum direnişinin Sivas’ta, Maraş’da yapılan katliamlardan farklı olarak, sadece katliamcı bir saldırı değil, böylesi bir saldırı karşısında örgütlü bir halk direnişi olarak değerlendirmek gerektiğinin altını çizdi.
Daha sonra yapılan konuşmalarda, katliamların yeniden yaşanmaması için insanların yaşananları unutmaması gerektiği belirtildi. Kardeşlik ve barış mücadelesinin katliamları, ırkçı saldırıları önlemenin tek yolu olduğu vurgulandı. Konuşmacılar, bu ülkenin asıl ihtiyacının bütün farklılıklarıyla birlikte tüm yurttaşların eşit haklara sahip olduğu, kardeşçe bir yaşam olduğunu ifade etti, devletin insanlar arasındaki etnik, dini ayrılıkları körüklememesi gerektiğinin altını çizdi.
Konuşmacılardan İsmail Hardal, Alevilik felsefesinin tarihsel gelişimi içinde eşitlikçi bir kaynak olduğunu, bu yüzden devrimci, direnişçi bir geleneğinin olduğunu anlatarak egemenlerin Aleviliğe asıl düşmanlık nedeninin bu olduğunu söyledi.
Konuşmacılardan Gazi Eke de Çorum Direnişini o dönemdeki çeşitli illerdeki katliamlardan ayırt eden yönünün; faşist saldırılar karşısında bir katliam olmasını engelleyen, insanların yaşadığı topraklardan kaçmasını önleyen, Alevi-Sünni çatışmasına set çeken örgütlü bir halk direnişi karakterinin olduğunu söyledi. Direnişin Çorum’un geneline yayılan topyekün bir harekete nasıl dönüştüğünü anlatan Eke, “Olaylar öncesinde devlet güçleri Çorum’da milliyetçi ve dinci değerleri kullanarak, bu değerler etrafında toplumun belirli bir kesimini cami, kuran kursu, okul, hastane ve garaj gibi kamuya ait yerlerde toplayıp, sokaklara sevk ederek, kalkışma biçiminde karşı-devrimci bir saldırıyı organize etmiştir. Buna karşı, toplumsal muhalefet haline gelmiş devrimci demokratik güçler anti-faşist bir halk hareketiyle saldırıya karşılık vermiştir” dedi. Devletten umudunu kesen halkın, kendi komitelerini kurarak hayatın bütün alanlarını yöneten bir örgütlenmeyi nasıl var ettiğini anlattı. “Ve işte bu gün biz yenilmiş bir taraf olarak değil, yenilmeyen bir insan ruhuyla kentimizde yaşamamızı bu direnişe borçluyuz” dedi.