Fethiye’deki toplu tecavüz davasında, tecavüz sanıklarından birinin avukatlığını yapan Muğla Baro başkanı Mustafa İlker Gürkan’ın davalardaki yerinin sanıkların yanı olmadığını beyan eden protestoda Ankara Kadın Platformu adına açıklama yapan Avukat Candan Dumrul’a Türkiye Barolar Birliği uyarma cezası verdi.
Bu cezanın kadın özgürlük mücadelesi içinde bütün bir kadın hareketine kesilen bir ceza olduğunu düşünen Ankara Kadın Platformu bugün Türkiye Barolar Birliğini protesto ederek basın açıklaması yaptı.
“Barolar Birliği kimin birliği?
Platform adına konuşan Senem Büyüktenir; Barolar Birliği kimin birliği sorusunu yöneltirken şu açıklamayı yaptı: “Cevabı hemen verelim, anladık ki barolar birliği elbette erkeklerin birliği! Biz hiç unutmadık, şimdi yeniden hatırlatalım; bu ülkede Fethiye Davası diye bir dava yaşandı. Tecavüze uğrayan genç bir kadının davasıydı.
6 kişiden oluşan bir tecavüz çetesinin kendisine yaşattıklarından sonra şikayetçi olmuş, binbir güçlükle dava açılmış, arkasından da bilindik yargı kararı verilmişti. Tecavüz sanıkları serbest bırakılırken; kadının bütün hayatı çocukluğundan, annesinden, ailesinden başlayarak suçlu ilan edilmişti.
Bu davanın takipçisi olan kadınlar olarak bizler de çok defa suçlu ilan edildik. Bunda tecavüzcülerden birinin avukatı olan Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan’ın katkıları büyüktü. 2012 yılında Ankara Barosu tarafından düzenlenen Uluslararası Hukuk Kurultayında Gürkan’ın “direnme hakkı” başlıklı bir konuşma yapacağını öğrendiğimizde, direnişçi kadınlar olarak kurultaya giderek, tepkimizi ifade etmek istedik.
Ankara Kadın Platformu olarak oturuma katılıp Fethiye davasından söz ettik ve Gürkan’ın baro başkanı olarak, tecavüz sanıklarının avukatı olmasının bizi neden rahatsız ettiğini açıkladık. Kendisini protesto ettiğimizi ifade ederek, salonu terk ettik. Sonradan öğrendik ki arkamızdan Gürkan protesto etmenin ne kadar önemli bir insan hakkı olduğundan söz ederek bize hak vermiş! Bahsettiğimiz açıklamayı o gün platformumuz adına Candan Dumrul arkadaşımız yapmıştı ve heyhat! Kendisi avukattı. İşte her şey bundan sonra başladı. Sen kadın bir avukat olarak gelip de baro başkanını nasıl protesto edersin dedi baro erki!
Gürkan, Candan Dumrul hakkında Ankara Barosuna şikayette bulundu, baro şikayeti kabul ederek soruşturma başlattı. Bu soruşturmayı 300’e yakın kadın avukat ile çok sayıda kadın örgütü takip etti. Sonuçta arkadaşımız hakkında ceza tayinine yer olmadığına karar verildi. Ancak Gürkan durmadı, bu karara karşı Barolar Birliği’ne itiraz etti. Barolar Birliği ise arkadaşımız hakkında uyarma cezası vererek her açıdan son derece sıkıntılı tarihi bir karara bir imza attı”
Barolar Birliği’nin erkek egemen tavrını protesto eden Ankara Kadın Platformu “bu kararın aslında tacize, tecavüze, erkek şiddetine ve kadın cinayetlerine karşı mücadele eden bütün bir kadın hareketine, bizlerin mücadelesine kesilen bir cezadır” derken bütün baroların kadın komisyonlarının müdahil olduğu soruşturmaya Muğla Barosu Kadın Komisyonu’nun müdahil olamamasını eleştirdi.
“Cinsiyetçilik turnusoludur siyasetin”
“Hep dedik yine diyoruz, yakıcı bir mücadeledir bizimkisi, cinsiyetçilik turnusoludur siyasetin. Zira çoğu zaman en yerleşik en kabul görmüş olanı karşımıza almamız gerekir. Bu anlamda kadın özgürlük hareketi, baroların aldığı bu tavrı meşru görmemekte, savunma hakkından, avukata erişme hakkından asla yoksun olmayan sanıkların savunma hakkının ihlal edildiği bahanesi ile maskelenen kadın düşmanlığına karşı çıkmaktadır. Baro Başkanı olan bir avukatın baştan eşitsiz ilerleyen bir davada yerinin mağdurun karşısı olmadığı açıktır. Bu durum protesto edilmeyi sonuna kadar hak eder ve böylesi bir görev üstlenen birinin gelecek protestolara da hazırlıklı olması, hatta kendisinin de konuşmasında belirttiği gibi bir ilericiye düşen hoşgörüyle yaklaşması gerekir!” diyen Büyüktenir, Gürkan’ın Fethiye Davası’ndaki tecavüz sanığının avukatı olması konusunda meslek hayatının en gurur verici davası olarak tanımlamasına tepki gösterdi.
Gürkan’ın kadınlarla ve kadın hareketiyle önemli bir sorunu olduğunu belirten Büyüktenir; “Biliyoruz ki mücadele bir bütündür. Meslek örgütleri de bu mücadelenin önemli parçalarından biridir. Fakat Barolar Birliği kadın hareketini karşısına almaktadır, kadın cinayetlerini politik görmemekte, adi vaka olarak görmektedir. Oysa tam da bizim gibi erkek şiddetinin sürekli yükseldiği bir ülkede, baro ve diğer demokratik meslek örgütleri bu mücadelenin merkezinde olmalı, kendilerine bu alanda önemli bir misyon biçmelidir” dedi
“Birlik erkek egemenliğinden kurtulmak zorunda”
Barolar Birliği’nin Şu ana kadar bir tane bile kadın başkanın olmadığı, bu örgütün erkek egemenliğinden kurtulması gerektiğini vurgulayan Büyüktenir ; “Baro Başkanlarının tecavüz sanıklarının avukatlığını üstlenmesini kabul etmiyoruz. Burada aramızda pek çok avukat arkadaşımız var. Onlar da bu durumu protesto ediyor. Hiç durmayın onlar hakkında da soruşturma başlatın. Baro Başkanı tecavüz sanıklarını savunurken, nasıl kadınlara “şiddete uğradığınızda Baromuza gelin” diyebilirsiniz hiç düşündünüz mü? Baronun erkekleri, baro erki, kadınların özgürlük mücadelesine katkı vermiyorsun bari gölge etme” dedi.
Açıklamanın ardından Ankara Kadın Platformu Barolar Birliği’nin demirlerine mor kurdela bağladı. Siyasihaber.org/Ankara