Türkiye ve dünyada üretimde ve kalitede 1. sırada yer alan Malatya halkının başlıca ve en önemli geçim kaynağı olan kayısı ağaçları bu sene soğuk ve don nedeni ile tamamen yandı. Kentte 30-31 Mart ve 1 Nisan’da yaşanan don olayı, kayısı bahçeleri başta olmak üzere elma, erik, armut, kiraz ve çeşitli tarım ürünlerine büyük zarar verdi. Üretici böylesi bir don olayının şimdiye kadar yaşanmadığını söylüyor.
Köylüyü kaderiyle baş başa bıraktı
Evrensel gazetesinden Doğan Sekmen’in haberine gore; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, kayısı üreticilerinin talep ettiği “Malatya’nın afet bölgesi ilan edilmesi” yönündeki talebe sıcak bakmadıklarını söyleyerek,”Çeşitli sigorta şirketlerine hibe olarak yüzde 75 sigorta desteği ödüyoruz. Buna rağmen maalesef Çiftçi Kayıt Sistemi kayıtlarına göre Malatya’da yüzde 45 oranında bir sigorta oranı var. Geri kalan yarısı maalesef tüm ikazlarımıza rağmen, bütün yüksek desteklere rağmen sigorta yaptırmamış” dedi.
Afet yasası değişmeli
Ali Turan Karakuş (Tarım Orkam-Sen Malatya Şube Başkanı): Arkadaşlarımız arazide tespitlerini yaptı, çalışmalar da devam ediyor. Şu an görülen yüzde 95 ve yüzde 100 civarında bir hasar. Geçmiş yıllardaki gibi düşük değil. Vatandaş en ufak bir ödemesini yapamayacak durumda. Afet Kanuna göre bu durumda halk herhangi bir yardımdan yararlanamıyor. Mevcut kanunlarla herhangi bir destek söz konusu değil ama üretici çiftçimiz bir beklenti içerisinde”
Ali Gürel (Tüm Köy-Sen Şube Başkanı): “Malatya üreticisi bir felaketle karşı karşıya.Elma, armut, ceviz, üzüm, şeftali, kiraz, nar yanmış durumda. Affet Kanunu ile ilgili bir yasa var ve bu yasa öyle katı kurullar koymuş ki canlı cansız tüm mal varlığınızın yüzde 40’ını kaybetmelisiniz ki yasadan yararlanasınız. Üretici köylüler olarak günün koşullarına göre yasanın yeniden düzenlemesini istiyoruz. Malatya’da geçmiş yıllarda yaşanan dondan dolayı köylülerin borçları sürekli erteleniyor, bu borçlar dağ gibi oldu. Bu yıl da ertelenme gibi durum olursa üçüncü kez ertelenmiş olacak ve borçlar ödenemeyecek duruma gelecek. Biz üretici köylüler olarak diyoruz ki; bu yıl borçlar ertelenmemeli bunun yerine köylünün borçları tamamı silinmeli.”
Vekiller ilgilensin
Tüm Köy-Sen’in Malatya geleninde başlattığı imza kampanyasında üreticilerin talepleri şöyle:
* Tarımsal destekler günün koşullarına göre uyarlanmalı ve artırılmalıdır.
* Malatya ili afet bölgesi ilan edilmeli, tüm üretici köylülerin devlet kurumlarına olan borçları silinmeli.
* Üretici köylülerin zararları tapu, ÇKS belgeleri temelinde değil ,üretimi yapan üreticiler dikkate alınarak belirlenmeli.
* Yürürlükte olan affet yasası çok katı olup üretici köylünün aleyhine yapılan antidemokratik bir yasadır. Bu yasa TBMM’de yeniden görüşülmeli, üretici köylü lehine yeniden yasalaşmalı.
* Don afetinden kaynaklı oluşan zararların bedeli koşulsuz olarak üretici köylüye ödenmeli.
* Üretici köylüler sendikası olarak ilimizin yetkili kurumlarını ve milletvekillerini yoksulluğumuza duyarlı olmaya çağlıyoruz.
* Üretici köylülerin bu mağduriyetinin giderilmesi için Hükümetin taleplerimizi dikkate alarak gerekli işlemlerin acilen başlatılmasını talep ediyoruz
Beklentiye yanıt vermiyor
Fevzi Çiçek (Ziraat Mühendisleri Odası Malatya Şube Başkanı): Malatya’nın afet kapsamına alınması farklı bir mevzuat gerektiriyor. 7269 sayılı Yasa’ya göre Malatya’nın afet kapsamına alınması bir yıkım da olsa zor görülüyor. Bu yasa hayat şartlarının zora girmesi şeklinde tarif ediliyor. Çiftçinin beklentisine cevap vermiyor. Malatya tarımı kayısıya endeksli, don olayları yaşandığı yıllarda veya rekoltenin yüksek olduğu yıllarda da bu tür darboğazlar yaşanıyor.
Kayısı yanmadı kül oldu
Doğanşehir Çığlık köyünden Hüseyin Erbaş, “Devletten yardım bekliyoruz, mahsulümüz yandı. Kayısılara tonlarca ilaç, gübre attık. İşçilik, su, gübre, mazot, kredi borçları var. Biz bunları bu yıl nasıl ödeyeceğiz? Çiftçi olarak durumumuz iyi değil, biz de donduk öylece, devletin bu görmesi lazım” dedi
Doğanşehir’de hem esnaflık hem de kayısı üretimi yapan Eren Aslan da şunları aktardı: “Kayısılarda belli bir oranda yanma yok. Yüzde yüz oranında bir yanma, yok olma var. Tabiri caiz ise yanmadı, kül oldu! İnsanlar umutlarını gelecek yıla ertelemiş durumda, 16 ay boyunca bir çiftçinin herhangi bir geliri ve beklentisi yok. Bizim isteğimiz bu bölgenin affet bölgesi ilan edilmesi ve dondan dolayı zarar gören köylünün üreticinin zararlarının karşılanması. Don olayından önce kayısının yüzüne bakan tüccar yoktu. Bu yıl bir rekolte eksikliği, ürün eksikliği olacağından dolayı kayısı fiyatları fırlamış durumda. Bu fiyatlar çiftçiler için süreklilik arz etmedikten sonra bizler için bir önemi yok. Gelecek yıl kayısı tutarsa yine çok düşük fiyatlara ürünümüzü satmak zorunda bırakılacağız. Buralarda kooperatifleşmenin olmadığı üretim fazlasının depolanmadığı için kayısı fiyatlarında bu denli dalgalamalar oluyor. Bizim çiftçimizde birlik bir araya gelme yok, kooperatifleşmek önemli. Bunları yapabilsek hem ürünümüzün olduğu yıllarda ürünü hak ettiği değere satarız hem de böylesi doğa olaylarında mağdur olmayız, gereken desteği daha kolay alırız”
Malatya değil tüm doğu yandı
Vahap Köse: “Yaşadığımız bu doğa afeti Malatya’yı değil tüm Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu da vurdu. Bu bölge illerinden kayısıda çalışmak için yüz binlerce işçi; çoluk, çocuk, genç, yaşlı Malatya’ya mevsimlik göç ediyor, burada kayısı işinde çalışıyordu. Adıyaman, Şanlıurfa Batman, Diyarbakır, Şırnak’tan işçiler geliyordu, onlar da kayısıdan geçimini sağlıyordu. Şimdi buradaki insanlarda işsiz kaldı. Malatya’nın 6 milletvekili var hiç biri bir kelime konuşmuyor çiftçi hakkında. Tarım Bakanı geldi ‘Burası affet bölgesi olmaz’ dedi, arkasından milletvekili de aynı sözü söylüyor.”
Ağaçlar 3 yılda zor toparlayacak
Hüseyin Kahramanoğlu: “Elimizde bir kayısı vardı, don tamamen öldürdü. Bırakalım meyveyi kayısı ağaçlarımız kurudu. Bu ağaçlar kendini 3 yıl da zor toparlar. Tütün, pancar, buğday zaten para etmiyor. Ne iş var ne iş sahası var, halk acından ölecek. Bundan sonra ne yapacağımız belli değil. Devlet ‘Git sigortanı yap’ diyor bize. Gücü parası olmayan nasıl sigorta yapacak? Bir bahçenin sigortası en aşağı 3-5 milyar buna da zaten gücümüz yetmiyor. Yapacak bir iş yok kahve köşelerinde oturup duruyoruz.”
Devlet çiftçisine destek olmalı
Musa Barlas: “Buradaki bahçelerin çoğu miras yoluyla bölünmüş durumda sigorta ortak arazileri, bahçeleri sigorta yapamıyor. Sigorta şirketleri ortak arazi sahiplerinden ÇKS kaydı veya tapu gibi belgeler istiyor. Acilen bu evrak işlerine son verilip üreticinin zararları tespit edilerek desteklenmelidir. Ağaçlarımız altına ateş verilmiş gibi yanmış, kime ne diyelim, herkes mağdur. Bu yıl köylüye ekmek yok. Ama bakanların keyfi yerinde
Hükümet el atmalı
Ali Karabağ: “Bütün varımızı kayısıya yatırdık ama bu yıl durumumuz ortada. Devlet kendi çiftçisine destek olmalı, bunu yapmadığı takdirde köylüyü çiftçisi bitirmiş olur. TARSİM bu yıkımın altından kalkamaz, devletin hükümetin bu işe el atması lazım dedi.”
Hüseyin Öcal: Kayısımız olsa da olmasa da devlet sahip çıkmıyor. Dünya devletlerinin birçoğu köylüsünü çiftçisini destekler elinden tutar bizim Sayın Bakan ‘Ölün, yok olun ki malınız mülkünüz kalmasın, size öyle yardım edelim’ diyor. Biz de buradan kendisine soruyoruz: Bu memlekette insanlar yok olursa sen daha kime yardım edeceksin? Malatyalı olarak herkes kayısı borçludur, tek ekmek kapımız.
Hayvancılığı da bitirdiler
Tacettin Yaşar: Affetten önce de durumu pek iç acıcı değildi. Karadeniz’de fındık, Aydın’da ceviz ve Çukurova’da karpuz da aynı.. Ülke bir doğal affet yaşıyor. Donun olduğu yerlerde affet ilan edilmeli ve üreticilerin borçları silinmeli, devlet destek sunmalı. Kayısı ağaçları yandı, meyve zaten yok, şimdi insanlar ağaçlarını kurtarmak için iki defa ilaç atmak zorunda yoksa ağaçlar kökten kuruyacak. Burada hayvancılık da bitti, meralarımız iki tane koca şirkete kiralandı. Hayvanları otlatacak yer bile kalmadı. Tütüne, pancara getirilen kotalarla birlikte artık insanlar bu ürünlerden de elini çekti.