Bianet Nalin Öztekin’in haberine göre; Türkiye’de her beş çocuktan biri okula aç gidiyor. OECD’nin 2024 tarihli “Hayat Nasıl?” raporuna göre, 15 yaşındaki öğrencilerin yüzde 20’si haftada en az bir kez yeterli parası olmadığı için yemek yiyemiyor. Çocukların eğitim hakkını doğrudan etkileyen bu tabloya dikkat çekmek isteyen Sulukule Gönüllüleri Derneği, “Okulda Beslenmenin Hakkını Verelim” kampanyasıyla hem kamuoyunun hem de karar vericilerin dikkatini bu temel insan hakkına yöneltti.
Kampanyanın gönüllü koordinatörü Işıl Seray Gençer, ücretsiz ve sağlıklı okul yemeği talebinin bir “yardım” değil, bir “hak” meselesi olduğunu vurguladı. “Sorun bütçe değil, devletin önceliği” diyen Gençer, “beslenmenin yalnızca sosyal bir destek olarak değil, eğitim ve sağlık hakkının ayrılmaz bir parçası olarak görülmesi gerektiğini” belirtti.
Gençer, Türkiye’de yoksulluğun giderek görünmezleştirildiğine dikkat çekerek, “MEB verilerine göre 2024–2025 eğitim yılında 17 milyon 956 bin 523 öğrenci öğrenim görüyor. Her birinin beslenme hakkı vardır. Ancak bu konuda kapsamlı ve şeffaf bir veri paylaşımı yok” dedi.
Çocukların okullarda yeterli gıdaya erişememesinin yalnızca açlık değil, aynı zamanda eğitimde eşitsizlik, sağlık sorunları ve sosyal dışlanma anlamına geldiğini ifade eden Gençer, “Yorgunluk, halsizlik ve dikkat eksikliğiyle derse odaklanamayan çocuklar başarısız ya da ilgisiz olarak etiketleniyor. Bu süreç çoğu zaman okul terkiyle sonuçlanıyor” diye konuştu.
Dernek tarafından yapılan hesaplamalara göre, tüm öğrencilerin bir öğün ücretsiz yemekle desteklenmesinin Milli Eğitim Bakanlığı bütçesine oranı yalnızca yüzde 13. 2024–2025 dönemi için yapılan maliyet hesaplamaları, okul öncesinde günlük 36,05 TL, ilkokul ve ortaokulda 48,91 TL, lisede ise 61,77 TL’lik bir öğün bedeline işaret ediyor.
Gençer, bu maliyetin yüksek değil, aksine ülkenin geleceğine yapılan bir yatırım olduğunu savunarak şu sözlerle noktalıyor:
“Okulda beslenme, çocukların yalnızca bugününü değil, yarınını da şekillendirir. Sağlıklı beslenen çocuk daha iyi öğrenir, daha güçlü bir birey olur. Bu, eğitim kadar adaletin de meselesidir. Bütçenin yüzde 13’ü çocukların yaşam hakkına harcanacaksa, bu harcama değil, kazanımdır.”
