Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    TFF bahis oynayan 1024 futbolcuyu açıkladı!

    10 Kasım 2025

    Afrika’da 970 milyon insan hâlâ odun ve kömürle yemek pişiriyor

    10 Kasım 2025

    Değerin performansı, kimliğin fetişi: Queer Marksist bir okuma

    10 Kasım 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Değerin performansı, kimliğin fetişi: Queer Marksist bir okuma

      10 Kasım 2025

      Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

      8 Kasım 2025

      Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yasaklanan Alevilik kitapları

      8 Kasım 2025

      Her şey o kadar da kötü değil!

      7 Kasım 2025

      Kuyu Tipi Hapishaneler: Tecrit ve direniş

      6 Kasım 2025
    • Seçtiklerimiz

      Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

      7 Kasım 2025

      “New York, New York”

      6 Kasım 2025

      Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

      3 Kasım 2025

      Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

      2 Kasım 2025

      Motokuryelerin ekim isyanı

      28 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Ali Coşkun: İşçi sınıfı üretimden gelen gücüyle toplumsal barışın en güçlü dayanağıdır

      29 Ekim 2025

      Altan Açıkdilli: “Canımı çekiştiriyor yine canım”

      28 Ekim 2025

      DSİP’ten Şenol Karakaş: Ne barış süreci demokrasinin gelişmesine ne de demokratik adımlar barış sürecinin nihayete ulaşmasına ertelenebilir

      27 Ekim 2025

      Ilan Pappe: Filistinliler hâlâ etnik temizlik ve soykırımla karşı karşıya

      16 Ekim 2025

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » “Bir daha asla!” diyebilmek için… Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi yıkılmasın! İnsan Hakları Müzesi olsun!

    “Bir daha asla!” diyebilmek için… Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi yıkılmasın! İnsan Hakları Müzesi olsun!

    Siyasi Haber18 Nisan 2022
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı: Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevini yıkmak, hatta okula, kültür evine dönüştürmek “oldu, bitti, unutalım gitsin” demek oluyor. Bilinmelidir ki, bu cezaevi bir halkın tarihi, bir döneminin hafızasıdır!

    12 Eylül cuntası döneminde Türkiye’de istisnasız bütün cezaevlerinde yoğunlaşmış bir baskı, işkence ve yıldırma politikası uygulandı.

     

    12 Eylül darbesinin ardından, 1980- 84 yılları arasında Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi‘nde ise buna ek olarak, özel bir politikayla insanların etnik/ulusal kimliklerini ve dillerini aşağılama ve yok etme hedeflendi, baskı ve işkencenin keyfiyet derecesi katmerli bir şekilde arttırıldı.

     

    Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nde uygulanan işkence yöntemlerinin çeşitliliği ve dozunun aşırılığı, uygun koşullar sağlandığında, 12 Eylül darbecilerinin topluma ve halka yönelik baskı, işkence ve terör politikalarının sınırsızlığından öte, insan unsurunun hemcinslerine karşı kötücül yaratıcılığının sınırsızlığını ortaya koydu.

     

    1980-84 döneminde devlet, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’ndeki uygulamalarının apaçık gösterdiği gibi, insanların Kürt olmaktan gelen kimliğini, baskı, aşağılama, işkence ve bazen doğrudan katletme yollarıyla bertaraf etmeyi denedi.

     

    Böylece Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nde binlerce ve büyük çoğunluğu Kürt olan insanlar bedensel ve ruhsal olarak örselendi, onlarcası katledildi, yüzlercesi sakat bırakıldı.

    Bu cezaevinde yaşananlar, bu cezaevinde yatan Kürtlerin, Türklerin, Arapların ve diğer halk toplulukların toplumsal hafızasında yoğun acı yüklü sembolik bir yer edindi ve maruz kalınan haksızlığa, adaletsizliğe ve direniş ruhuna işaret eder oldu.  

     

    Türkiye’nin diğer kent ve ilçe merkezlerinde ise Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nde yaşananların insan ruhu ve bedeni üzerindeki yıkıcı etkileri ve toplumsal sonuçları pek bilinmedi, bilinmemesi içinde gözden ırak tutuldu.

     

    1980-84 döneminde bu cezaevinde yatmış olanların tanıklıkları, bu cezaevinin çok özel bir rejime tabi, bir tür toplama ve işkence kampı işlevi gördüğünü hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde gösteriyor.

    Bu cezaevinde uygulanan vahşetin hiçbir sorumlusu hakkında şimdiye kadar hiçbir zaman ve hiçbir şekilde işlem yapılmadığı da derin adaletsizliğin ve vicdansızlığın kanıtı olarak tarihe geçti!

    Bu bağlamda, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun beş yıl süren çalışmaları adalet ve vicdan yürüyüşüdür!

     
    “Bir daha asla!” diyebilmek için

    Toplum ve ülke hakikatlerimizle yüzleşme bakımından Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin özel ve kritik bir anlam bütünlüğü, bir önemi vardır.

     

    Barış ve çözüm politikalarını geliştirmeliyiz.

     

    Toplumsal barış ve adalet arayışını çeşitlendirmeli ve yaymalıyız.

     

    Yakın tarihimizden geçmişe doğru çıkılan adalet ve vicdan yolculuğunda, tarihimizin karanlık sayfalarını bütün ayrıntılarıyla ortaya dökmeli, sorumluları tespit etmeli, bilgi ve belgeleri toplumsallaştırmalıyız.

     

    Mağdurlardan resmen özür dilemeli ve onları onurlandırmalıyız.

     

    “Bir daha asla!” diyebilmek için kötülüğün sembolü haline gelmiş olan bu tip ve benzeri mekanları koruyarak, iyiliğin sembolü haline dönüştürebilmeliyiz.

     

    Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevini yıkmak, hatta okula, kültür evine dönüştürmek “oldu, bitti, unutalım gitsin” demek oluyor.

     

    Bilinmelidir ki, bu cezaevi bir halkın tarihi, bir döneminin hafızasıdır! 

     

    Toplumsal tarihte ve halkın belleğinde unutulmayacak düzeyde derin izler bırakmıştır (virgül yok) bu cezaevi!

     

    Böylesi bir unutma talebi halkı hafızasızlığa mahkûm etmekten başka, mağdurlar ve yakınları açısından kabul edilemez bir toplumsal hadsizlik, bir saygısızlık oluyor.

    12-13 yıl önce olmalı…

     

    Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu, “Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi İnsan Hakları Müzesi olsun!” ismiyle bir imza kampanyası açmıştı.

     

    18 Nisan 2013’de sonuçlandırılan imza kampanyasında toplanan 100 bin imza, TBMM Dilekçe Komisyonu’na ve onun aracılığıyla, Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, TBMM Başkanlığına, AK Parti, CHP ve BDP Grup Başkanvekilleri ‘ne sunulmuştu.

     

    Hemen akabinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ile iş birliği içinde Belediye Kültür Tesisleri’nde merkezi İstanbul’da bulunan Karşı Sanat Çalışmaları isimli sanat kurumu ve Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu üyeleri Müze çalışmasına başlamıştı.  

    Diyarbakır Cezaevi Gerçeğini Araştırma ve Adalet Komisyonu’nun 1500 civarında Diyarbakır Cezaevi çıkışlı eski siyasi tutsakla Suç Duyuruları yaptığı,

     

    Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’nın cezaevindeki baskı, işkence ve ölümlerle ilgili soruşturma açtığı,

    Diyarbakır Cezaevi vahşetinin uluslararası ve ulusal TV ve Radyo programlarına, gazete ve dergi söyleşilerine, Barış ve Çözüm çerçevesinde Akil İnsanlar Heyeti Raporları’na, TBMM’ye taşındığı,

    Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın bu cezaevini kastederek “Şu duvarların dili olsa” diye başlayan nutuklar attığı zamanlardı…  

     
    Ama…

    Önce barış ve çözüm süreci bitirildi.

    Sonra soruşturmayı açan Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı başka bir kent merkezine tayin edildi.

    Zamanaşımı oyunu ile soruşturmaya son verme bunu takip etti.

    Müze çalışması da Büyükşehir Belediyesi’ne atanan kayyum marifetiyle bitirildi.

     
    Bitti mi?

    Adalet ve vicdan yürüyüşü bitmez, sürer!

    Şimdilerde Diyarbakır 5 No’Lu Askeri Cezaevi’ni yıkmak istiyorlar.

    Kendilerince toplumsal hafıza tarihe havale olsun, unutulsun istiyorlar.

    78’liler, kalan Komisyon üyeleri, Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’ne karşı duyarlı aydın, halk, sivil toplum örgütleri, siyasi partiler “yıkım” ve “müzeyi ret” politikasına karşı “hazırlanma” noktasına geldi.

     
    Temel talep

    Diyarbakır 5 No’lu Askeri Cezaevi’nin yıkılmaması ve yapı olarak aynen korunması, yaşanmışlıkları sergileyen, mağdurları onurlandıran, toplumu eğiten, dolayısıyla toplumsal hafızanın olumlu ve yapıcı yönden yeniden kurulmasına katkıda bulunan, barış ve kardeşlik sembolü bir İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesidir…

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    7 Kasım 2025

    “New York, New York”

    6 Kasım 2025

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    3 Kasım 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Remzi Altunpolat

    Değerin performansı, kimliğin fetişi: Queer Marksist bir okuma

    İrem Kabataş

    Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

    Mahsuni Gül

    Osmanlı’dan Cumhuriyet’e yasaklanan Alevilik kitapları

    Ercan Jan Aktaş

    Her şey o kadar da kötü değil!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Kavel Alpaslan

    Ekim Devrimi 108 yaşında: Geçmişin harabesinden geleceğe yol yapmak

    Ertuğrul Kürkçü

    “New York, New York”

    Fehim Taştekin

    Sudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları

    Ümit Akçay

    Trump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Dilovası katliamı: Kaza değil cinayet!

    10 Kasım 2025

    Arçelik 2,1 milyar TL zarar açıkladı: İşçilerden tepki “Vergi oyunu, bizi kandıramazlar”

    10 Kasım 2025

    İsviçre’de inşaat işçileri grevde: “Daha kısa çalışma saatleri ve adil ücret istiyoruz”

    8 Kasım 2025
    KADIN

    Kadınlardan 25 Kasım çağrısı: “Kaybedilen kadınlara ne oldu diye sormaya devam edeceğiz”

    9 Kasım 2025

    Erkek / devlet şiddeti ve kadın tutsaklar

    8 Kasım 2025

    Eşitlik İçin Kadın Platformu: 11. Yargı Paketi kadınların mücadelesini suç sayıyor!

    4 Kasım 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.