15 Ekim Beyaz Baston Körler ve Güvenlik Günü kapsamında konuşan Türkiye Körler Federasyonu üyelerinden Avukat Hasan Tatar, görme engellilerin toplumsal yaşamda karşılaştıkları engelleri ve çözüm önerilerini paylaştı. Tatar, beyaz bastonun yalnızca bir araç değil, “görme engellilerin gözü, kılavuzu ve özgürlüğü” olduğunu belirterek, bu farkındalığın toplumda hâlâ yeterince oluşmadığını vurguladı.
“Beyaz bastonun anlamı bilinmiyor”
Tatar, trafik kurallarında beyaz bastonun özel bir yere sahip olduğunu hatırlatarak, “Beyaz baston taşıyan birini gördüğünüzde yavaşlayıp durmanız gerekir. Bu hem insani hem yasal bir zorunluluktur” dedi. Vatandaşlara, görme engellilere yardım ederken doğru iletişim kurmaları ve fiziksel temas öncesinde izin istemeleri çağrısında bulundu.
“Sarı takip çizgileri ve anons sistemleri standartlara uygun değil”
Federasyon Başkanı, kaldırımlardaki sarı takip çizgilerinin ve toplu taşıma araçlarındaki sesli anons sistemlerinin çoğu yerde standartlara uygun yapılmadığını belirterek, “Kaldırımlara yapıştırılan plastik malzemeler yazın kalkıyor, kışın donuyor. Bu durum kazalara neden oluyor. Otobüslerde ve metrolarda da anons sistemleri ya yok ya da çalışmıyor. Oysa Engelliler Yasası bu sistemleri zorunlu kılıyor” ifadelerini kullandı.
“TBMM Beyaz Baston Yasası’nı çıkarmalı”
Hasan Tatar, dünyanın birçok ülkesinde beyaz baston yasalarının bulunduğunu belirterek Türkiye’de de benzer bir düzenlemenin acilen hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin beyaz bastonun standartlarını, kullanım alanlarını ve ihlaller durumunda uygulanacak yaptırımları düzenleyecek bir yasa çıkarması gerekiyor. Bu konuda sivil toplumla işbirliği yapılmalı.”
“Kentler görme engelliler için tehlikelerle dolu”
Tatar ayrıca şehirlerdeki uygunsuz düzenlemelerin ciddi kazalara neden olduğunu ifade etti:
“Kaldırımlar zincir, mantar, çukur ve tümseklerle dolu. Bu durum bağımsız hareketimizi engelliyor. Çukura, zincire takılıp düşerek yaralanan, hatta yaşamını yitiren vatandaşlarımız var.”
Tatar, açıklamasını “Erişilebilir, güvenli ve engelsiz şehirler için tüm kurumları, yerel yönetimleri ve yurttaşları sorumluluk almaya davet ediyoruz” sözleriyle tamamladı.