Gezi Direnişi’nde İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu 14 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili, bugün olay yerinde keşif yapılacak.
Gezi Direnişi’nde İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu 14 yaşında hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın ölümüyle ilgili, bugün olay yerinde keşif yapılacak.
Elvan, 16 Haziran 2013’te polis tarafından atılan gaz kapsülünün başına isabet etmesi sonucu ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmış, 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014’te yaşamını yitirmişti.
Olay yerinde 6 yıl sonra keşif
Elvan’ın öldürülüşünün üzerinden 6 yıl geçmesine rağmen, olay yerinde bilirkişiler eşliğinde keşif, bugün ilk kez yapılıyor.
Berkin Elvan’ı vuran polis Fatih Dalgalı hakkında, 27 Şubat’ta görülen son davada tutuklama kararı çıkmamış, mahkeme, keşif yapılmasına karar vererek, davayı 8 Mayıs’a ertelemişti.
Soruşturma sürecinde neler olmuştu?
14 yaşında vurulan Berkin Elvan, Taksim Gezi Parkı’nda süren direniş sırasında Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almaya giderken 16 Haziran 2013’te polis tarafından atılan gaz fişeğinin başının arkasına isabet etmesi nedeniyle ağır yaralanmıştı. Elvan 269 gün tedavi gördüğü hastanede 11 Mart 2014’te hayatını kaybetmişti. Cinayete ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturmada ilk olarak Cumhuriyet Savcısı Adnan Çimen görevlendirilmişti. Atama ve yer değişikleri nedeniyle soruşturmaya daha sonra Memur Suçları Bürosu’ndan Abdullah Yıldırım, Seyfettin Atıcı ve Faruk Bildirici bakmıştı. Savcı Bildiri’nin başka bir ile atanması üzerin dosya Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’a verilmişti. Savcı Kiraz, 31 Mart 2015 tarihinde yaşanan rehine olayında hayatını kaybetmişti.
Soruşturma dosyasının son savcısı İsa Dalgıç, incelenmesi için olay yeri ve TOMA aracı görüntülerini Adli Tıp Kurumu, Jandarma Kriminal Laboratuvarı ve Ulusal Kriminal Büro’ya göndererek, görüntülerle şüpheli polis fotoğraflarının karşılaştırılmasını istemişti. Savcı Dalgıç’ın bu taleplerine karşın, Adli Tıp Kurumu, Ulusal Kriminal Büro ve Jandarma Kriminal Büro tarafından yapılan inceleme sonucunda şüpheli polis memurunun kimliğine ilişkin bir tespit yapılmamıştı.
Şüpheli polisin tespit edilmemesi üzerine savcı Dalgıç, bu kez bilirkişi listesi dışında ‘yüz tarama ve tanıma’ uygulamasını yapan özel bir şirketten dosyaya bilgisayar konusunda uzman bilirkişi atamıştı. Söz konusu yüz tanıma programında daha önce Jandarma Kriminal tarafından iyileştirilen olaya ilişkin TOMA aracının görüntüleri ile şüpheli 43 polis memurunun fotoğrafları yüklenerek karşılaştırma yaptırılmıştı. Uygulama sonucunda fotoğraflardaki şüphelilerden yalnızca 2’sinin yüzü görüntülerdeki kişinin yüzüne oturmuş ve eşleştirme yapılmıştı. Bu kez asıl şüpheliye ulaşmak için incelemelerine devam eden savcı Dalgıç, TOMA aracı görüntülerindeki şüphelinin boyunun tespit edilmesini bilirkişiden rapor aldırmış, gelen raporda görüntüdeki kişinin boyunun 1,91 olduğu ancak 1-2 cm yanılma payı olabileceği belirtilmişti. Eşleştirme programında yüzü görüntülerdeki kişiyle eşleşen 2 şüpheliden birinin boyu 1.85 cm diğerinin ise 1.89’ olması üzerine savcı Dalgıç, 1-2 cm yanılma payını dikkate alarak, boyu 1.89 olan şüpheli Fatih Dalgalı hakkında iddianame düzenlemişti. Böylece 3,yapılan soruşturma sonucunda polis memuru Fatih Dalgalı hakkında dava açılmıştı.
(Artı Gerçek)