Partisinin grup toplantısının ardından gazetecilere konuşan Bahçeli, Oğan’a yapılan saldırıya ilişkin, “Bunun neresini değerlendireyim? Bir kişi kürsüyü yıkıyor. Kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir şeyi yarım bırakmaz” ifadelerini kullandı.
MHP grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli, toplantı sonrasında da gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin “Sinan Oğan’a yapılan saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna “Bunun neresini değerlendireyim. Bir kişi kürsüyü deviriyor, kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü hiçbir işi yarım bırakmaz” diye cevap verdi.
Bahçeli, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'yle ilgili olarak "Toplumsal benliğimiz ne yazık ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır. Eğer kadına şiddet varsa medenilik ya yok, ya da tartışmalıdır. Kadın cinayetlere maruz kalıyorsa, ilkel dürtüler, toplumsal huzuru iliklerine kadar sömürüyor demektir. Şiddet sükun ederken kadınların feryadı insanlığın utanç çığlığıdır" dedi.
AKP'lilerin toplantılarıyla ilgili çıkan kriz nedeniyle Almanya Başbakanı Merkel'e çağrı yapan Bahçeli "Merkel yanlıştan dönüş yaparak gerilimden kaçınmalıdır. Bu yol bulunamıyorsa, Almanya kendi bilecek, kendi düşen de ağlamayacaktır." dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Kadın her alanda olmalıdır. Türk kadını yeterli ve istenilen ölçülerde değillerse de hayatın merkezinde bulunarak sosyal ve siyasal faaliyetlere katılmıştır. Mesele siyasete gelince, sadece milletvekili seçilmeleri ve Meclis albümünde güler yüzle poz vermeleri adet haline gelmiştir. Kadın demokrasinin en aktif yüzüdür. Siyasal temsilin her kademe ve karesinde yer almasının önünde suni engeller dışında hiçbir mahsur yoktur. Demokrasinin uygulanmasını ve gelişmesini engelleyen unsurlar ile kadın haklarını ihlal eden hususlar aynıdır. Maalesef Türk kadını ihmallere mahkumdur. Bu bizi son derecede rahatsız etmektedir. Tüm önlemlere rağmen kadına şiddetin hala durdurulamamış olması büyük bir kayıptır.
"Toplumsal benliğimiz kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır"
"Toplumsal benliğimiz ne yazık ki kışkırtılmış erkeklikle bastırılmış kadınlık arasında kalmıştır. Eğer kadına şiddet varsa medenilik ya yok, ya da tartışmalıdır. Kadın cinayetlere maruz kalıyorsa, ilkel dürtüler, toplumsal huzuru iliklerine kadar sömürüyor demektir. Şiddet sükun ederken kadınların feryadı insanlığın utanç çığlığıdır. Ülkemiz tarafından imzalanan ve onaylanan, 1 Ağustos 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi'ne göre, kadına şiddet insan hakları ihlalidir. Diyoruz ki; kadına şiddet dursun, aileler huzurla buluşsun. Kadına uzanan eller kırılsın, adalet yerini bulsun.
"MHP, kökeni ve anasının dili ne olursa olsun şerefli Türk kadının her zaman destekçisi olacaktır. Bu vesileyle aramızda bulunan saygıdeğer hanımefendiler başta olmak üzere tüm kadınlarımızın 8 Mart dünya kadınlar gününü kutluyorum. Hepsine ebedi saadetler diliyorum.
"Muhterem arkadaşlar, siyasi ve fikri mücadelemizde milli bekanın savunulması ayrı bir öneme sahiptir. Bizim için beka, varlığımızın kilididir. Bizim için beka, Türk milleti, Türk devletidir. Bekasız bağımsızlık olamayacağı gibi, geleceğe ulaşmak da mümkün değildir. Geçmişte defalarca bu konudaki kaygılarımızı Türk milletiyle paylaşmıştık. Partimizin arşiv kayıtları, milli beka ile görüşlerimizi saklı tutmaktadır.
"Siyasi ve fikri mücadelemizde milli bekanın savunulması özel bir yere sahiptir. Bizim için beka Türklük, Türk milleti, Türk bayrağı, Türk Cumhuriyeti'dir. Bekamız çok yoğun tehdit altındadır. 8 Mart 2006'da Irak'ta yaşanan gelişmelerin ve hükümetin tutumunun Türkiye'nin güvenliği ve bekasına ilişkin tehdit oluşturduğu uyarısında bulunmıştum. PKK'nın Kandil'den sonra Sincar'ı ihanet merkezi yapma gayreti, DEAŞ'ın Musul'dan atılamaması hala ortadadır. Türkiye misakı millinin olduğu herde duyulmalıdır. 11 Ağustos 2009'da demiştik ki, Türkiye'ye dayatılmaya çalışılan yitik toplum modelini kabul etmemiz mümkün olmadığını haykırmıştım. 27 Mart 2012'de terörle mücadeledeki zaafiyetin, siyasi kredilerin millet ve devlet bekası için önemli sıkıntılara yol açtığını belirtmiştim. Beka oyuncak, oyun, şaka değildir, şarlatanların lütfuna bırakılamayacaktır. Bu yüzden, 16 Nisan'da Türklüğün bekası için evet diyeceğiz.
‘Merkel'in tahammülsüzlüğünü kabartmıştır’
"Hazımsızlığın daniskası"
Komşu coğrafyalar kağıt kuleler gibi devrilmektedir. Amaç Türklüğü son yurdundan çıkarmaktır. Oyun vahşi, senaryo acımasızdır. Türkiye direndiği için saldırıların yön ve yöntemi farklılaşmaktadır. Hevesler boş, çabalar boşunadır. Türk milleti bütün akınları kırıp bozguna uğratmaya muktedirdir. Türkiye bölgesel sistemin ağırlık merkezidir. Türkiye kaynarsa Berlin yanacaktır, Londra kaosa yatacaktır. Terörizm Almanya'da takdir edildi, Fransa'da alkışlandı. Nedir bu sözde gelişmiş ülkelerden çektiğimiz. Hala mı haçlı aklı devrede? Tek dişi kalmış canavarın Türkiye'ye zincir vurmaya kalkması hangi özgür akla sığacaktır. Hazımsızlığın daniskası kararlar birbirini izlemektedir. Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızı 16 Nisan referandumu konusunda bilgilendirmek, siyasi partilerin doğru ve olması gereken faaliyetidir. Bundan kim niye rahatsız olmuştur? Türkiye Cumhuriyeti bakan ve milletvekillerinin konuşmaları hangi hakla engellenmiştir? Almanya bunu sabote ediyorsa, bunu Türkiye düşmanlığı sayarız. Siyasi parti temsilcilerinin vatandaşlarımızla kanunu hak ve sınırlar çerçevesinde bir araya gelmesi, Merkel'in tahammülsüzlüğünü kabartmıştır. Almanya hayır cephesinde yerini mi almıştır da bizim haberimiz olmamıştır?
"Almanya'nın yolu yol değil"
Karşımızda saf saf dizilip, canilerin arkasına saklananlarla, fitne saçanlarla son ferdimize kadar haklı mücadelemizi sürdürmezsek yaşamak bize haram olsun. Almanya'nın yolu yol değildir, acilen dönmelidir. Bu sözüm aynı zaman diğer ülkeler için geçerlidir. Almanya'da varlık ve birlik mücadelesi veren kardeşlerimizin, gelişmelerden şikayetçi oldukları da açıktır. Tüm dünya bilsin, tüm dünya aklında tutsun; Türk milleti birdir, düşmanca tutumlara karşı tek bilek, tek sestir. Avrupa duy sesimizi, bu ses Türklüğün bitmeyen kudret sesidir. Merkel yanlıştan dönüşten yaparak gerilimden kaçınmalıdır. Bu yol bulunamıyorsa, Almanya kendi bilecek, kendi düşen de ağlamayacaktır. Kendi söküğümüzü dikmekten çekinmeyiz.
Menbiç
Fırat Kalkanı harekatının yeni hedefinin Menbiç olduğu bilinmektedir. ABD'nin YPG/PYD'li teröristlere silah yardımında bulunması iyi niyetle değerlendirilemeyecektir. Hala teröristleri silahlandırması tam bir kovboy aymazlığıdır. ABD'nin Türkiye'den destek mi istediği, yoksa YPG/PYD'li teröristlerin olması için iknaya mı çalıştığı net değildir. ABD'li üst düzey bir asker, Rakka'nın IŞİD'den alınmasını Türkiye ile görüştüklerini ama YPG/PYD'li teröristlerin de katılacağını söylemesi kuşkularımızı doğrulamaktadır.
Türkiye sınırlarının ötesinde hiçbir terör unsurunun bulunmamasına Fırat Kalkanı ile ortaya koymuşken, bu azmin bozulmaya çalışılması dikkatimizden kaçmamıştır. ABD'ye ait bazı zırhlı araçlar Menbiç'in kuzeyinde görüntülere takılmıştır. ABD'nin eski Ankara büyükelçisinin röportajında 'Nasıl El Bab'ı almışsanız, biz de Menbiç'i aldık' ifadelerini kullanmıştır. Bu büyükelçi kimin adına konuşmaktadır?
"ABD ve Rusya PYD'yi koruma altına alıyor"
Esad rejimine bağlı ordu güçleri de El Bab'dan başlattıkları ilerleyişi Menbiç'e kadar yürtümüştür. Rusya Genelkurmayı YPD ve Esad arasındaki anlaşma gereğince, bazı mevzilerin devredildiğini ifade etmiştir. Bu durumdan ABD'ye haber verdiklerini söylemiştir. Menbiç'te yaşanan son örnek saman altından yürütülen düzenli ilişkileri gözler önüne sermiştir. Bu iki ülkenin PYD'de askeri ve siyasi açıdan destek olduğu biliniyorken, bunun resmi olduğuna şahitlik edilmiştir. Milli Savunma Bakanı'nın söyledikleri PYD ve IŞİD'in birlikteliğine atıf yapması ibretliktir.
Türkiye için Fırat Kalkanı beka konusudur. Asla tavizi, geri dönüşü olmayan stratejik adımdır. Askeri ve siyasi kararlara sonuna kadar destek vereceğimiz bilinmelidir.
16 Nisan referandumu
Hayası pazara çıkmışların, 16 Nisan ile ilgili çarpık iddiaları gözümüzden kaçmamaktadır. Aciz ve kof söylemleri ulu orta söylenmektedir. Kripto elemanlar hezeyan bataklığında çırpınmaktadır. Kuyruklarının giremeyenlerin başını sokmaya çalışanların ciddiye alınacak yanı yoktur. Avarekasnak gibi dönüp duranlar için milli iradenin demir yumruğu sandık başında beklemektedir.
MHP, nurlu yolculuğuna devam edecek, ülkücü ömürlerle davasını kararlıca sürdürecektir. Her zaman ahlakın, güzelliğin, samimiyetin yüreklerimizin gergefinde dokuduk. Bazen incincik, hüzünlendik, bazen şehit olduk. Bağrımıza taş basıp yolumuza devam ettik.
Bazı kokuşmuşlara göre, 16 Nisan'dan sonra MHP bitecekmiş. MHP bitecek diyen bre densizler, bu aklı nereden alıyorsunuz? Zübükzadelerin gönüllerinden böyle geçiyor. MHP Ötüken sancağıyla ilelebet yaşayacak Türkiye ve Türklüğün atardamarıdır. Bizde er tükenmez, kırılmakla ülkü bitmez, önü kapatılmakla MHP'yi yıkıp kalemizin hisarlarına taarruzlarına inanacak kimse yoktur. Bunla musibetin çıbanbaşı olacaklardır. MHP'den kovulduktan sonra fikirlerini rehin bırakanların, MHP'ye ömür biçmeleri fıstır. MHP teslim olmayacak, baş eğmeyecektir.
MHP 16 Nisan'da millet için evet, devlet için evet, cumhuriyet için evet, Türklüğün bekası için evet diyecektir. Evet sözde Kürdistan paçavrasına ses çıkaramayan, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisi olduğunu söyleyen CHP'ye cevaptır."
Soru-cevap
Almanya ziyareti sözleri: Sayın Cumhurbaşkanı eğer Avrupa'ya gidecekse onu yalnız bırakmayacağım.
Disiplin süreci: Verilen süre beklenmektedir. Süre tamamlanmak üzere.
Kılıçdaroğlu'nun gafı: 9 Ocak'tan itibaren geçen süre içerisinde olayları takip etmediği anlaşılmaktadır. Değerli danışmanlarıyla konuyu görüşmeli.
Sinan Oğan'a saldırı: Neresini değerlendireyim, bir kişi kürsüyü deviriyor, kimseye bir şey olmuyor. Ülkücü bir işi yarım bırakmaz.
(BİRGÜN)