Zorlu Center’ın tuvaletine yapıştırdığı sticker için Zorlu’nun güvenlikleri tarafından zorla alıkonulan kadın, yaşadıklarını anlattı.
Radikal'den Birce Altay'ın haberine göre hafta başında bir blog yazısı sosyal medyada dolaşıma girdi. ‘Merhaba. Herkese iyi günler demeyi o kadar çok isterdim ki’ diye başlayan yazıda, genç bir kadının evine giderken Zorlu Center güvenlik görevlileri tarafından durdurulduğu, AVM içindeki bir odaya getirildiği, görevlilere sorduktan sonra tuvaletin kapısına yapıştırdığı stickerlar yüzünden orada olduğunu ve kendisinin de AVM’deki ‘yüz tarama’ sistemi ile tespit edildiğini öğrendiği yazıyordu. Genç kadın sonrasında, güvenlik görevlilerinin tavırlarından rahatsız olduğunu, kamera olan bir odaya geçmek istediğini, sonra polis ekibinin çağrıldığını ve Levent polis şubesine götürüldüğünü, burada ifade vermek için saatler süren bekleyişten sonra, güvenlik görevlilerinin ima ettiği gibi, terörle bir bağlantısı olmadığı ortaya çıkmasına rağmen Zorlu Center yetkililerinin şikayetçi olması üzerine, kabahatler kanunu gereğince 105 TL cezaya çarptırıldıktan sonra salıverildiğini anlatıyordu.
Yazının üzerine kendisine ulaştığımız Elvan O. yaşadıkları yüzünden hala tedirgin. AVM içerisinde kamera olan bir odaya geçme isteğini, etiketlerin üzerindeki ‘Bu ülkede iç savaş var!’ ve ‘Her yerde tank var, günlerden savaş’ yazılarının söz konusu güvenlik görevlilerini böylesine rahatsız etmiş olduğunu gördükten sonra, kendisine de her türlü rahatsızlığı verebileceklerini hissetmiş olması üzerinden açıkladı. Polisler gelene kadar oldukça soğuk kanlı davrandığını düşündüğünü söyleyen genç kadın, polis aracından inerken kaydın durdurulmuş ya da çoktan silinmiş olduğu ihtimalini düşünerek daha büyük bir güvensizlik duygusuna sürüklendiğini söyledi.
Güvenlik görevlilerinin kendisine söyledikleri, emniyet şubesinde yaşadıkları ve Zorlu Center yetkililerinin kendisine olan yaklaşımını sorduğumuz genç kadın, tümü için ‘psikolojik şiddet’ tanımını kullandı. Şubede geçirmek zorunda kaldığı süreyi de ‘Şubeye getirildiğim zaman bana neden karakola getirildiğimle ilgili bir belge imzalattılar. Belgenin sonunda ''şüpheli şahsa bütün hakları suratına söylenmiştir.'' diye bir madde vardı. 'Bu haklarım neler bana söylemediniz' dediğimde, 'Birazdan ifade vereceksin, o zaman söylerler'' dendi. Yazımda da okuduğunuz gibi benim ifademi 8 saat sonra aldılar. O zaman bile bana haklarımı saymadılar. İfademe de 'Avukat istemiyorum.' yazılı bir notla başladılar’ diyerek anlattı. Elvan O., etiket yapıştırdığı için yaşamak zorunda bırakıldığı süreç ile ilgili konuşurken,‘Yaşadığım zorluğu, psikolojik buhranı ve en büyüğü olan çaresizliği anlatabilecek bir cümlem, bir kelimem yok’ diyor.
Zorlu Center'dan açıklama
Elvan O.’nun blog yazısı ve tarafımıza anlattıkları üzerine Zorlu Center ile iletişime geçtik. Kendilerine, genç kadının yazısında belirttiği gibi, kendisine söylendiğini iddia ettiği yüz tanıma sisteminin içeriğini, bu sistemin savcılık gibi bir yasal merciin bilgisi dahilinde olup olmadığını, kadınlar tuvaleti çevresindeki kameraların konumunu, genç kadının kendisini güvende hissetmeyeceği bir ortamın nasıl ortaya çıktığını ve bunun kabul edilebilir olup olmadığını, güvenlik görevlilerinin iş tanımlarını ve Elvan O.’nun, ima ve iddia edildiği gibi terörle bir bağlantısı olmadığı ortaya çıkmasına rağmen Zorlu Center’ın genç kadından neden şikayetçi olduğunu sorduk. Genç kadının yaşamasına yol açtıkları travma yüzünden kendisinden özür dilenip dilenmediği ve bu olaydan sonra bir iç soruşturma/denetleme yapılıp yapılmadığı da yönelttiğimiz sorular içindeydi.
Zorlu Center’ın tarafımıza ilettiği cevap metnini paylaşıyoruz;
25.02.2016
Sayın Birce Altay,
Her gün yerli yabancı binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapan Zorlu Alışveriş Merkezi yönetimi olarak önceliğimiz misafirlerimizin güvenli ve huzurlu bir deneyim yaşamasıdır.
Sadece ülkemizde değil, dünya çapında, güvenlik konusunun çok hassas olduğu bu dönemde, ziyaretçilerimizin güvenliğini maksimum seviyede sağlamak hem kurumsal hem kamusal çerçevede en öncelikli sorumluluğumuzdur.
Bu doğrultuda, 12 Şubat 2016 tarihinde, bazı ziyaretçilerimizin, kadınlar tuvaletinde “tedirgin eden duvar etiketleri yapıştırıldığı” yolundaki şikayeti üzerine, konu güvenlik birimizin takibine alınmıştır. Söz konusu olaydaki ziyaretçimizin, duvar etiketlerini tuvalete sistemli bir şekilde yapıştırdığı temizlik görevlilerimiz tarafından belirlenmiştir. Zorlu Center kapı giriş-çıkış noktaları gibi genel kullanım alanları içerisinde yer alan güvenlik kameralarıyla giriş çıkış süreleri izlenerek tespit edilen ziyaretçimiz, Alışveriş Merkezimize tekrar geldiğinde, konu emniyet birimlerine iletilmiştir. Emniyet yetkilileri gelene dek kendisine eşlik edilmiştir. Farklı platformlarda iddia edildiği gibi tuvalet gibi özel kullanım alanlarında kamera bulunması kesinlikle söz konusu değildir.
Zorlu Alışveriş Merkezi olarak konuya dahiliyetimiz, diğer müşterilerimizin şikayetleri üzerine elimizdeki verilerin emniyete aktarılmasından ibarettir.
Saygılarımızla,
Zorlu Alışveriş Merkezi
Söz konusu blog yazısı:
merhaba. herkese iyi günler demeyi o kadar çok isterdim ki. ama hep kötü günler. dün öğlen saatlerinde evime gitmeteyken evimin güzargahında olan zorlu centerdan geçtim. çıkış kapısına 10 metre kala özel güvenlik görevlileri beni durdurdu ve ‘’sizi şu tarafa alabilir miyiz acaba?’’ diye bir kapı gösterdi. ne olduğunu anlamadım tabii kamera şakası falan zannettim. kapıya yöneltim alışverişmerkezi’nin içerisine uzanan bir koridora girdik hepberaber. ‘’nooldu, anlamadım ben hiçbir şey.’’ dediğimde ‘’ 3 gündür sizi bekliyoruz? neredeydiniz?’’ dedi güvenliklerden biri. bir öteki gülmediğimi ve gerçekten anlamadığımı görüp ‘’müdürümüz gelince sizi bilgilendirecek’’ dedi.müdür geldiğinde;
-anlamıyorum neden burdayım, neyden ötürü getirdiniz beni buraya?
-(gülerek) gerçekten anlamadın mı? yani kaç gündür en tepeden en aşağıya bütün görevliler sizi arıyor. yüz tarama sistemi var bizde 3bin tane güvenlik kamerası var. amacın neydi napıyosun sen ya?! diye bağırdı.
olay şu ; 12-02-2016 tarihinde zorlu center’daki kadınlar tuvaletine ‘’bu ülkede iç savaş var! ve heryerde tank var günlerden savaş.’’ yazılı olan sticker yapıştırdım diye beni terörö ilan etmişler ve polisleri çağırmışlar. kapalı koridorda 4 özel güvenlik 2 sivil polis 2 zorlu müdürü beni sorguya çektiler. ‘’neden böyle bir şey yaptın.? hangi okula gidiyosun?marmara’da çok olur böyle siyasi tipler, var mı senin ordan örgüt arkadaşın? hangi örgüte üyesin? senin yüzünden insanlar buraya gelmeye çekiniyorlar zorluda teröristler varmış diyorlar!. gibi bir çok şey soruldu ve söylendi.kendimi güvende hissetmediğimi ve kamerası olan bir yere geçmek istediğimi söyledim, geçtiğimiz yerde 2 saate yakın polis ekibinin gelmesini bekledik.
koridorun kapısı açıldı ve içeriye 2 adet polis girdi.bir tanesi gözünü kırpmadan benim gözlerimi takip etti ve
‘’ülkeyi sen mi kurtarcan? tuvalette siyaset mi yapıyon sen? sana mı kaldı bu ülke? abi til oluyorum böylelerine ya!. öteki polis devam edip
‘’heryerde tank var demiş, sen görüyo musun burda tank?’’ diye bağırdı ardından ben ‘’ burda görmediğim başka yerde olmadığı anlamına gelmiyor.’’ -’’sus ya kes cevap verme.!’’
‘’sen önceden girdin di mi içeri bu yüzden hiç korkmuyosun cevap veriyosun. alışkınsındır sen zaten böyle şeylere.’’
-’’ben sadece fikrimi..’’
’’ne fikri ya, ne fikri?! kendine sakla fikrini. git evinde kendi kendine konuş, rahatsız etme insanları. başka yerde de konuşma.!
ardından hepberaber koridordan çıkıp polis aracına doğru yürüdük. arabaya biner binmez yanıma oturan polis kolumu arkaya doğru çevirip kafamı öndeki koltuğa vurdu ve sıkı sıkı yüzümü bastırdı ‘’napcan lan yarında molotof mu atıcan?!’ diye bağırdı.levent polis merkezine kadar o pozisyonda götürüldüm.
ardından törörö ekip şubesinden 3 tane adam geldi, koridorda yukardaki gibi sorular sordu bu arada 5 kez çantam ve üstüm arandı. ismini söylemedikleri bir savcıyla telefonda görüştüler ‘’evet savcım sticker’ın üzerinde hiçbir amblem, simge yok. evet anladım. yani ben kameradan falan ilk gördüğümde peşmergeye benzettim.belkide kullanmışlardır bunu.bilmiyorum. -nerelisin sen? .bolu doğumluymuş savcım. tamamdır anlaşıldı savcım kolay gelsin.’’ ardından başka bir savcıyla yine telefonda ‘’ az önce aradığım savcı töröröröyle bir ilgisi yok dedi ama ben size de danışmak istedim savcım. bunları alıp tuvalete yapıştırıyormuş kaç gündür. kamera görüntüleri var. evet savcım. anladım tamam kolay gelsin.’’
-’’hadi yırttın yine ha. valla törörö deseydi kurtulamazdın buradan. anlamıyorum ki annen baban yok mu senin? vatan hayini misin nesin belli değil.’’ dedi.
ardından zorlu center müdürüne
-‘’sen şikayetçi misin bundan?’’ dedi.
‘’tabiki şikayetçiyim amirim.! ‘’
‘’iyi, söyle baş müdürün gelsin.’’
aradan 2 buçuk saat daha geçmişti. zorlu center’ın baş müdür geldi. başka bir yere girip polislerle komiserle konuştu.zorlu center kadınlar tuvaletindeki görüntüleri teslim etti. ardından başka bir güvenlik amiri ifade verdi. bu 5 saat içinde bana hiçbir şekilde bilgi vermedikleri gibi,kimseyi telefonla aramama, tuvalete gitmeme, su içmeme dahi izin vermediler.bütün törörö ekibi,zorlu center müdürleri, güvenlik görevlileri gittikten sonra ifade verdim. bu 8 saatin sonunda bana ‘’ kabahatler kanunu doğrultusunda çevreyi kirletmekten ve rahatsızlık vermekten 105tl para cezası verdiler.merkezden çıktığımda saat 20.30'du. hemen yakınlarımı arayıp haber verdim. kimse inanamadı olup bitenlere. avukat arkadaşımla konuştum ‘’darp raporu al hemen’’ dedi. ekip arabasının içinde çok kararında bir darp olacaktı ki hiç çürük çarık kırık çıkık yoktu. psikolojik darp raporu almakta imkansız ya da çok zordu.
hala üzüntülü ve yorgunum.
21.02.2016