AKP’nin kurucularından eski TBMM başkanı Bülent Arınç, katıldığı bir programdaki sözlerine yönelik eleştirilere yanıt verdi: “Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım gibi kalemini ve kelâmını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım.”
Arınç, Kanal 42’de katıldığı bir programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la ilişkisine dair konuşmak istemediğini belirtmiş ve gülerek şunları söylemişti: “Bence bu büyüklerimizi konuşalım, bu program böyle gitsin, günümüze gelme… Geleyim de beni kodese mi tıkacaksınız demiş adam.“
Arınç, aynı programda CHP oylarının yükseldiğine ilişkin tespitleri de paylaşmıştı. CHP’nin, Baykal’ın laik ve Kemalist çizgisini bırakmasıyla oylarını artırdığını söyleyen Arınç, bunun devam edeceğini belirtmişti.
Ancak bu sözler bazı AKP’lileri kızdırdı. Örneğin eski AKP milletvekili Şamil Tayyar, “Liderine güvenmiyorsan AK Parti’de niye duruyorsun?” diye yazdı.
Arınç, eleştirilere yanıt niteliğindeki mesajında önce Sezai Karakoç’un, “Anlamak masraflı iştir; emek, gayret samimiyet ister. Yanlış anlamak kolaydır oysa. Biraz kötü niyet biraz da cahillik yeter” dizelerine atıf yaptı.
Arınç’ın açıklaması şöyle: “Son birkaç yıldır çeşitli vesileler ile yaptığım açıklamaların ardından beyanatlarımın kasıtlı olarak çarpıtılması ve ardından cümlelerime açıklık getirme ihtiyacı hissetmek can sıkıcı bir hal almaya başladı. Geçtiğimiz Pazar günü Kanal 42 ekranlarında merhum Oğuzhan Asiltürk’ü ve Milli Görüş’ün önemli figürlerini yad etmek üzere Yaşayan Hafıza isimli programa katıldım. Program öncesinde çerçevesini belirlediğimiz gündeme olan hassasiyetim ve saygımdan dolayı moderatörün program gündeminin dışına çıkabileceğimiz sorular sormasının önüne bir Karadeniz fıkrası ile geçtim; ardından da karşılıklı gülüşerek programı kapattık. Fıkradaki mizah unsurunu çarpıtarak benim güncel siyaset hakkında konuşmaktan imtina ettiğimi düşünen bazıları beni korkaklıkla suçlamışlar. Çeşitli mecralarda yaptığım siyasi yorum, eleştiri hatta en doğal konuşmaları bile gündem olan biri olarak doğruyu söyleyen, ciddiyet ve vicdan sahibi biri olarak bilinmek benim için yeterlidir.
‘Omurgasızlardan korkmam’
Son 10 yılda gördüğüm bir manzara var. Televizyonlarda ve gazetelerde boy gösteren kıymeti kendinden menkul sözde siyasetçi ve gazeteciler türedi. Bazı medya patronları rahatsız oldukları gazetecileri kendi gazetelerinde işe alıyor, onları kullanıyorlar. Bir kısım siyasetçiler de şerrinden çekindikleri isimleri başını ağrıtacak endişesiyle kendi çevrelerinde tutuyorlar. Bunun örneklerini her zaman görmek mümkün. Her devrin adamı ve her devrin kalıbına girme becerisini gösteren omurgasızlardan korkmam. Yetersiz nitelikleri sebebiyle siyasette ve toplumun gönlünde yer edemeyen bazılarının ismim üzerinden polemik yaratarak birilerine veya bazı makamlara yaranma çabası, beni doğru bildiklerimi ifade etmekten alıkoymaz. Birileri tarafından maaşa bağlanan siyasetçi tiplerden olmadığım gibi kalemini ve kelâmını para için satan bukalemun tiplerden de olmadım.
‘AK Partililerin gocunmasını gerektirecek bir durum yok’
Program içerisinden kamuoyunun dikkatini çeken diğer bir ifade ise “CHP’nin oyları artıyor.” cümlesi. CHP’nin oyları artıyor demek bir hüküm cümlesi değildir; bir tespittir. Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu dönemi CHP’sini laiklik, laikçilik ve Kemalizm kavramları üzerinden mukayese ettim. Günümüz CHP’sindeki dine saygılı ve özgürlükçü laiklik anlayışının Baykal CHP’sinden farklı olduğunu ve bu durumun halk ile CHP arasındaki buzları eritmeye başladığına işaret ettim.
Bu tespitte AK Partililerin gocunmasını gerektirecek bir durum yoktur. Bu CHP’ye ait bir tespittir ve bunu CHP’liler pek tabii tartışabilir. Bir kısım “Hayır biz değişmedik.” derken diğer bir kısım bu tespiti haklı bulabilir. Bu tespitin doğruluğu; oyların arttığı ya da azaldığı konusu ise kamuoyu araştırmacılarının gündemidir. Benim sade ve anlaşılır açıklamalarımda AK Parti’nin ya da başka bir partinin oylarının düştüğüne dair bir ifade yok. Ancak buradan bu anlamı çıkarabilme başarısını göstererek akıl ve izan dışı cümleler sarf edenlere de değer vermiyorum.”
(Diken)