Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kobani Davası kararında sokak polemikleri

    17 Temmuz 2025

    Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

    16 Temmuz 2025

    Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

    16 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

      16 Temmuz 2025

      Öcalan ve Hozat’ın feraseti, Erdoğan’ın hamaseti

      14 Temmuz 2025

      Barış değil seçim konuşması

      13 Temmuz 2025

      Devrimci şiddetin sınırları ve dönüşümü: Tarihsel materyalist bir değerlendirme

      12 Temmuz 2025

      Yeni Eşik

      11 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Kobani Davası kararında sokak polemikleri

      17 Temmuz 2025

      Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

      16 Temmuz 2025

      ‘Ekonomik mucizeler’ için barış önemli, ancak planlı bir ekonomi olmazsa olmaz

      14 Temmuz 2025

      Ulus-devlet, iki basınç

      14 Temmuz 2025

      Silahlara veda, Kudüs İttifakı, karşılıksız düşler

      14 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      Josu Urrutikoetxea: Silahlı mücadeleden müzakereye, ETA’dan Kürt mücadelesine

      9 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Antalyaspor-Fenerbahçe maçında çalınan ‘tecavüz marşı’ davasında görevsizlik kararı

    Antalyaspor-Fenerbahçe maçında çalınan ‘tecavüz marşı’ davasında görevsizlik kararı

    Siyasi Haber5 Nisan 2017
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Antalyaspor’un Fenerbahçe maçında 5 kez çalınan ‘tecavüz marşı’ diye nitelendirilen ve tecavüzü meşrulaştırdığı için tepki gören müzikle ilgili davanın ilk duruşmasında mahkeme görevsizlik kararı verdi. Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği yetkililere futbolda eril şiddettin ve kadınların aşağılanmasına karşı somut adımlar atma çağrısı yaptı.

    Siyasi Haber / Antalya


    Antalyaspor’un Fenerbahçe’ye karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalınmasına; ayrımcılığa ve cinsel şiddet diline dikkat çeken tüm taraftar ve sporseverler tepki gösterdiler. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği birlikte suç duyurusundan bulunduktan sonra savcılık konuyla ilgili kamu davası açtı. Bu marş Yeşilçam filmlerinde Nuri Alço'nun canlandırdığı karakterlerin tecavüz sahnelerinde kullanıldığı ve internet ortamında 'tecavüz marşı' olarak bilinmektedir.


    Bu fiilin “Tecavüz suçunu övme ve suç işlemeye tahrik (TCK 214-215)”, “Kadınların cinsiyet olarak aşağılanması (TCK 216)” ve “Hakaret içeren tezahürat (6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun)” suçlarını kapsadığı belirtildi. Buna rağmen dava sadece TCK 216/2 Maddesindeki “Halkın Bir Kesimini Sosyal Sınıf Din Mezhep Cinsiyet, Bölge Farklılığına Dayanarak Alenen Aşağılama” iddiasıyla açıldı. Bu suçun gerekçesi ise, rakip takımın kadına benzetilerek küçük düşürülmesi idi. Yani, o gün saha da o müzik, “yenilen takım “kadın gibi” tecavüzü “hak etmiştir” düşüncesi ile çalındı. Suç burada oluşuyor.


    Ayrıca, “tecavüz marşının” yönetim tarafından çalınma öncesinde bir hazırlık yapılmış olması ve konusu suç teşkil eden bir hareketin müzik eşliğinde övülmüş olması bununla beraber, bu şarkıyı dinleyenlerin suçu işlemeye tahrik ediliyor oluşu da TCK’nın 214-215. maddelerince suç kapsamına giriyor.


    Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Türkiye’de futbol maçlarında rakip takımın kadına benzetilerek aşağılanması, yakılması benzeri şiddet eylemlerine her zaman karşı çıkacağını bildiren, davanın arkasında olduğunu ifade eden bir metin yayınladı. Benzer şekilde Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, davanın arkasında olduklarını, şiddet dilinin-küfrün romantikleştirilerek, komikleştirilerek ya da övülerek meşrulaştırılmasına, önemsizleştirilmesine karşı durduklarını, kimsenin ötekileştirilmediği futbolu desteklediklerini içeren bir bildiri yayınladılar.


    Bu davanın ilk duruşması 4 Nisan 2017 günü saat 10:15’de Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.


    "3. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi"


    Antalya Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davada hakim ‘Görevsizlik kararı vererek’ davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdi. Mahkemenin kararını vermesinin ardından davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüleceği belirtildi.


    Adliye bahçesinde basın açıklaması yapan Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği müşteki vekili avukatı Aylin Onursev, "Futbol takımları bunu ‘Operasyon Müziği’ olarak kullanıyor. İnternete girdiğiniz zaman ‘Nuri Alço tecavüz müziği’ olarak çıkıyor. Herkes bu müziğin Nuri Alço’nun tecavüz sahnelerinde kullanıldığının farkında ama ne yazık ki her golden sonra bu marşlarda kullanılan bir müzik. Kadınların tecavüz edilmesinin meşrulaştırıldığı bir söylemi aslında üretiyor" dedi.


    Antalyaspor’un, Fenerbahçe’ye karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalındığını ifade eden Onursev, "Görevsizlik kararı verilmesi dosyanın uzaması dışında çok da bir anlam ifade etmiyor. Biz daha dosya esnasında beyanımızı ilettik. TCK’nın 216/2 maddesinin daha ağır bir suç olduğunu ve dosyanın aslında 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülebileceğini beyana geçirdik ama mahkeme hakimi böyle takdir etti. Uzman olarak 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin olduğunu, spor suçlarının orada görüldüğünü ve o mahkemenin bakmasının doğru olacağını beyan etti ve o şekilde karar verdi. Biz itirazımızı yapacağız. Bizim bu davaları görmemizin temel amacı, hep birlikte her birimiz farklı kimliklerimizle ve dayanışarak, sahalardaki tüm güzel hareketleri, tüm başarıları şiddet dili üretmeden ve kimsenin aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği sloganlarla kutlayarak futbolu seviyor ve destekliyoruz. Bu şekilde futbol olması için mücadelemiz. Bütün tribünlerin ve futbol sahalarının kadınlara açılmasını istiyoruz. Kadınlar ötekileştirilmeden, küfredilmeden ve şiddet dili üretilmeden rahatça her alanda bulunabilsin diye mücadele ediyoruz. Buna kulüplerde, TFF’de dahil olursa çabalarımızın meyvelerini görmüş olacağız" ifadelerini kaydetti.


    Marşın son olarak Bursaspor’un stadyumunda çalındığını ifade eden Avukat Onursev, "Bursaspor çalmış stadyumunda. Gollerden sonra bu ‘tecavüz marşı’ çalınmaya devam ediyor. Antalyaspor, biz dava açtıktan sonra bir daha çalmadı. Bizim karşı çıktığımız kadınlara tecavüzün meşru olmadığı, böyle bir şeyin kesinlikle dilde üretilmesinin aslında kadınların tecavüzünün hak görüldüğü belki de doğru olduğu söyleminin insanların düşüncesinde üretilmesiyle ilgili. O yüzden biz spor futbol kulüplerinin bu konuda hem sporcularına, hem taraftarlarına eğitim vermesini, slogan attırmasını hesaba katmasını, anonslarında belirtmesini istiyoruz. İddia ediyoruz ki siz anonslarınızda ve pankartlarınızda erkek şiddetini ayıplayan ve kınayan mesajlar verirseniz küfürler ve cezaları daha az ödersiniz" dedi.


    Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:


    Antalyaspor’un büyük bir takıma karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalınmasına; ayrımcılığa ve cinsel şiddet diline dikkat çeken tüm taraftar ve sporseverler tepki gösterdiler. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği birlikte suç duyurusundan bulunduktan sonra savcılık konuyla ilgili kamu davası açtı. Bugün davamızın ilk duruşması görüldü.


    Antalyaspor’un, Türkiye birinci liginde önemli yeri olan başarılı bir kulüp olarak yapılan bu talihsiz eylem sonrasında bu konunun önemini anlamış olmasını umuyoruz. Kadınları aşağılamak artık kimsenin fütursuzca yapabileceği, “eğleniyorduk, kutluyorduk” diyebileceği bir durum değildir. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği olarak futbolda tribün şiddetine ve cinsiyetçi ayrımcılığa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.


    Dava sürecindeki beyanımızı burada da yineliyor ve futbolda tribün şiddetini üreten, görmezden gelen, savunan tüm bireylere ve yöneticilere sesleniyoruz. Futbolda eril şiddettin ve kadınların aşağılanmasının önüne geçmek için somut adımlar atmaya başlayın. Çünkü sizi takip ediyoruz. Sahalar, tribünler sizin değil, bizim de alanımız! Eğer nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız aşağıdaki önerilerimize kulak verin.


    Her maç sonrası küfür ve hakaret yüzünden 10 binlerce TL ceza ödeyen ve bu işin bir sektör haline gelmesine sebep olan kulüpler bu parayı kendi bünyelerindeki sporculara ve taraftar gruplarına toplumsal cinsiyet eğitimleri verilmesi için harcarsa hem şiddetin azalmasında somut adım atmış olur hem de cezalardan kurtulabilir. Futboldaki şiddet, eril şiddettir. Eril şiddettin ne olduğunu görmek, adını koyabilmek ve sonuçlarıyla yüzleşmek taraftarlar, futbolcular, yöneticiler ve herkesin ihtiyacı, tribünlerde –hatta ülkemizde- kadına yönelik şiddetin azalması için önemli bir adımdır. Futbol kulüpleri, takımlarını ve prestijini temsil eden herkesi toplumsal cinsiyet eğitiminden mahrum ederek aslında kendilerini de cezalandırmaktadır.


    Futbolda eril şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için önerilerimiz:


    1.Kulüp medya organları ve yayınlarında, sporda cinsiyetçi şiddetin önlenmesine yönelik bilinçlendirici ve farkındalık arttırıcı program ve sayfalar hazırlanması


    2. Kadınların kulüp yönetimlerinde bulunmasının teşvik edilmesi


    3. Sporda kadınların olduğu branşların artırılması


    4.Cinsiyetçi ve homofobik şiddet içeren tezahüratlarda bulunan taraftarlara yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanması


    5.Stadyumlarda anonsların, maçlardan önce kulüpler tarafından taraftarlara atılan smslerin homofobik şiddet diliyle ve ayrımcılıkla mücadeleyi içine alan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ön planda tutan bir şekilde tasarlanması


    6.Sporcuların maç öncesi taşıyacağı pankartların toplumsal cinsiyet eşitliğine ve ayrımcılıkla mücadeleye vurgu yapan sloganlar olmasına dikkat edilmesi


    7.Taraftarlara, stadyumlarda homofobik şiddet diliyle ve ayrımcılıkla mücadeleyi destekleyen, cinsiyet eşitliğini içeren bilgilendirici, farkındalık arttırıcı broşürlerin dağıtılması


    8.Sporculara toplumsal cinsiyet temelli şiddet üzerine farkındalık eğitimleri verilmesi


    9.Yöneticilere ve kulüp çalışanlarına toplumsal cinsiyet temelli şiddet üzerine farkındalık eğitimleri verilmesi


    Önerilerimiz dikkate alınırsa, futbol ortamları ve tribünlerde küfür ve şiddettin azalması için kulüplerin de samimi ve somut adımlar atmış olduklarını görmüş olacağız.


    Cinsel şiddet dili ve cinsiyetçi ayrımcılıkla her alanda mücadele eden bizler; hiçbir spor kulübünü, kişi ve kurumu ayırmadan kadın düşmanlığını, ırkçı ve homofobik ayrımcılığı, cinsel şiddeti ve çocuk istismarını öven, teşvik eden ve kitlelere dayatan slogan, pankart, müzik, ritüel vb. tüm fiillere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Futbolu ve takımını seven herkesi bu mücadelede bizlere destek vermeye çağırıyoruz.


    Hep birlikte; her birimiz farklı kimliklerimizle ve dayanışarak, sahalardaki tüm güzel hareketleri, tüm başarıları şiddet dili üretmeden ve kimsenin aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği sloganlarla kutlayarak futbolu seviyor ve destekliyoruz.


     


     


    Siyasi Haber / Antalya


    Antalyaspor’un Fenerbahçe’ye karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalınmasına; ayrımcılığa ve cinsel şiddet diline dikkat çeken tüm taraftar ve sporseverler tepki gösterdiler. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği birlikte suç duyurusundan bulunduktan sonra savcılık konuyla ilgili kamu davası açtı. Bu marş Yeşilçam filmlerinde Nuri Alço'nun canlandırdığı karakterlerin tecavüz sahnelerinde kullanıldığı ve internet ortamında 'tecavüz marşı' olarak bilinmektedir.


    Bu fiilin “Tecavüz suçunu övme ve suç işlemeye tahrik (TCK 214-215)”, “Kadınların cinsiyet olarak aşağılanması (TCK 216)” ve “Hakaret içeren tezahürat (6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun)” suçlarını kapsadığı belirtildi. Buna rağmen dava sadece TCK 216/2 Maddesindeki “Halkın Bir Kesimini Sosyal Sınıf Din Mezhep Cinsiyet, Bölge Farklılığına Dayanarak Alenen Aşağılama” iddiasıyla açıldı. Bu suçun gerekçesi ise, rakip takımın kadına benzetilerek küçük düşürülmesi idi. Yani, o gün saha da o müzik, “yenilen takım “kadın gibi” tecavüzü “hak etmiştir” düşüncesi ile çalındı. Suç burada oluşuyor.


    Ayrıca, “tecavüz marşının” yönetim tarafından çalınma öncesinde bir hazırlık yapılmış olması ve konusu suç teşkil eden bir hareketin müzik eşliğinde övülmüş olması bununla beraber, bu şarkıyı dinleyenlerin suçu işlemeye tahrik ediliyor oluşu da TCK’nın 214-215. maddelerince suç kapsamına giriyor.


    Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Türkiye’de futbol maçlarında rakip takımın kadına benzetilerek aşağılanması, yakılması benzeri şiddet eylemlerine her zaman karşı çıkacağını bildiren, davanın arkasında olduğunu ifade eden bir metin yayınladı. Benzer şekilde Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, davanın arkasında olduklarını, şiddet dilinin-küfrün romantikleştirilerek, komikleştirilerek ya da övülerek meşrulaştırılmasına, önemsizleştirilmesine karşı durduklarını, kimsenin ötekileştirilmediği futbolu desteklediklerini içeren bir bildiri yayınladılar.


    Bu davanın ilk duruşması 4 Nisan 2017 günü saat 10:15’de Antalya 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.


    "3. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi"


    Antalya Adliyesi 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen davada hakim ‘Görevsizlik kararı vererek’ davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdi. Mahkemenin kararını vermesinin ardından davanın 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüleceği belirtildi.


    Adliye bahçesinde basın açıklaması yapan Antalya Kadın Dayanışma Merkezi ve Dayanışma Derneği ile Cinsel Suçla Şiddetle Mücadele Derneği müşteki vekili avukatı Aylin Onursev, "Futbol takımları bunu ‘Operasyon Müziği’ olarak kullanıyor. İnternete girdiğiniz zaman ‘Nuri Alço tecavüz müziği’ olarak çıkıyor. Herkes bu müziğin Nuri Alço’nun tecavüz sahnelerinde kullanıldığının farkında ama ne yazık ki her golden sonra bu marşlarda kullanılan bir müzik. Kadınların tecavüz edilmesinin meşrulaştırıldığı bir söylemi aslında üretiyor" dedi.


    Antalyaspor’un, Fenerbahçe’ye karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalındığını ifade eden Onursev, "Görevsizlik kararı verilmesi dosyanın uzaması dışında çok da bir anlam ifade etmiyor. Biz daha dosya esnasında beyanımızı ilettik. TCK’nın 216/2 maddesinin daha ağır bir suç olduğunu ve dosyanın aslında 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülebileceğini beyana geçirdik ama mahkeme hakimi böyle takdir etti. Uzman olarak 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin olduğunu, spor suçlarının orada görüldüğünü ve o mahkemenin bakmasının doğru olacağını beyan etti ve o şekilde karar verdi. Biz itirazımızı yapacağız. Bizim bu davaları görmemizin temel amacı, hep birlikte her birimiz farklı kimliklerimizle ve dayanışarak, sahalardaki tüm güzel hareketleri, tüm başarıları şiddet dili üretmeden ve kimsenin aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği sloganlarla kutlayarak futbolu seviyor ve destekliyoruz. Bu şekilde futbol olması için mücadelemiz. Bütün tribünlerin ve futbol sahalarının kadınlara açılmasını istiyoruz. Kadınlar ötekileştirilmeden, küfredilmeden ve şiddet dili üretilmeden rahatça her alanda bulunabilsin diye mücadele ediyoruz. Buna kulüplerde, TFF’de dahil olursa çabalarımızın meyvelerini görmüş olacağız" ifadelerini kaydetti.


    Marşın son olarak Bursaspor’un stadyumunda çalındığını ifade eden Avukat Onursev, "Bursaspor çalmış stadyumunda. Gollerden sonra bu ‘tecavüz marşı’ çalınmaya devam ediyor. Antalyaspor, biz dava açtıktan sonra bir daha çalmadı. Bizim karşı çıktığımız kadınlara tecavüzün meşru olmadığı, böyle bir şeyin kesinlikle dilde üretilmesinin aslında kadınların tecavüzünün hak görüldüğü belki de doğru olduğu söyleminin insanların düşüncesinde üretilmesiyle ilgili. O yüzden biz spor futbol kulüplerinin bu konuda hem sporcularına, hem taraftarlarına eğitim vermesini, slogan attırmasını hesaba katmasını, anonslarında belirtmesini istiyoruz. İddia ediyoruz ki siz anonslarınızda ve pankartlarınızda erkek şiddetini ayıplayan ve kınayan mesajlar verirseniz küfürler ve cezaları daha az ödersiniz" dedi.


    Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:


    Antalyaspor’un büyük bir takıma karşı kendi sahasında oynadığı ve 4 gol atarak galip geldiği maçta 5 defa ‘tecavüz marşı’ çalınmasına; ayrımcılığa ve cinsel şiddet diline dikkat çeken tüm taraftar ve sporseverler tepki gösterdiler. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği ve Antalya Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği birlikte suç duyurusundan bulunduktan sonra savcılık konuyla ilgili kamu davası açtı. Bugün davamızın ilk duruşması görüldü.


    Antalyaspor’un, Türkiye birinci liginde önemli yeri olan başarılı bir kulüp olarak yapılan bu talihsiz eylem sonrasında bu konunun önemini anlamış olmasını umuyoruz. Kadınları aşağılamak artık kimsenin fütursuzca yapabileceği, “eğleniyorduk, kutluyorduk” diyebileceği bir durum değildir. Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği olarak futbolda tribün şiddetine ve cinsiyetçi ayrımcılığa karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.


    Dava sürecindeki beyanımızı burada da yineliyor ve futbolda tribün şiddetini üreten, görmezden gelen, savunan tüm bireylere ve yöneticilere sesleniyoruz. Futbolda eril şiddettin ve kadınların aşağılanmasının önüne geçmek için somut adımlar atmaya başlayın. Çünkü sizi takip ediyoruz. Sahalar, tribünler sizin değil, bizim de alanımız! Eğer nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız aşağıdaki önerilerimize kulak verin.


    Her maç sonrası küfür ve hakaret yüzünden 10 binlerce TL ceza ödeyen ve bu işin bir sektör haline gelmesine sebep olan kulüpler bu parayı kendi bünyelerindeki sporculara ve taraftar gruplarına toplumsal cinsiyet eğitimleri verilmesi için harcarsa hem şiddetin azalmasında somut adım atmış olur hem de cezalardan kurtulabilir. Futboldaki şiddet, eril şiddettir. Eril şiddettin ne olduğunu görmek, adını koyabilmek ve sonuçlarıyla yüzleşmek taraftarlar, futbolcular, yöneticiler ve herkesin ihtiyacı, tribünlerde –hatta ülkemizde- kadına yönelik şiddetin azalması için önemli bir adımdır. Futbol kulüpleri, takımlarını ve prestijini temsil eden herkesi toplumsal cinsiyet eğitiminden mahrum ederek aslında kendilerini de cezalandırmaktadır.


    Futbolda eril şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için önerilerimiz:


    1.Kulüp medya organları ve yayınlarında, sporda cinsiyetçi şiddetin önlenmesine yönelik bilinçlendirici ve farkındalık arttırıcı program ve sayfalar hazırlanması


    2. Kadınların kulüp yönetimlerinde bulunmasının teşvik edilmesi


    3. Sporda kadınların olduğu branşların artırılması


    4.Cinsiyetçi ve homofobik şiddet içeren tezahüratlarda bulunan taraftarlara yönelik caydırıcı yaptırımlar uygulanması


    5.Stadyumlarda anonsların, maçlardan önce kulüpler tarafından taraftarlara atılan smslerin homofobik şiddet diliyle ve ayrımcılıkla mücadeleyi içine alan ve toplumsal cinsiyet eşitliğini ön planda tutan bir şekilde tasarlanması


    6.Sporcuların maç öncesi taşıyacağı pankartların toplumsal cinsiyet eşitliğine ve ayrımcılıkla mücadeleye vurgu yapan sloganlar olmasına dikkat edilmesi


    7.Taraftarlara, stadyumlarda homofobik şiddet diliyle ve ayrımcılıkla mücadeleyi destekleyen, cinsiyet eşitliğini içeren bilgilendirici, farkındalık arttırıcı broşürlerin dağıtılması


    8.Sporculara toplumsal cinsiyet temelli şiddet üzerine farkındalık eğitimleri verilmesi


    9.Yöneticilere ve kulüp çalışanlarına toplumsal cinsiyet temelli şiddet üzerine farkındalık eğitimleri verilmesi


    Önerilerimiz dikkate alınırsa, futbol ortamları ve tribünlerde küfür ve şiddettin azalması için kulüplerin de samimi ve somut adımlar atmış olduklarını görmüş olacağız.


    Cinsel şiddet dili ve cinsiyetçi ayrımcılıkla her alanda mücadele eden bizler; hiçbir spor kulübünü, kişi ve kurumu ayırmadan kadın düşmanlığını, ırkçı ve homofobik ayrımcılığı, cinsel şiddeti ve çocuk istismarını öven, teşvik eden ve kitlelere dayatan slogan, pankart, müzik, ritüel vb. tüm fiillere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz. Futbolu ve takımını seven herkesi bu mücadelede bizlere destek vermeye çağırıyoruz.


    Hep birlikte; her birimiz farklı kimliklerimizle ve dayanışarak, sahalardaki tüm güzel hareketleri, tüm başarıları şiddet dili üretmeden ve kimsenin aşağılanmadığı, ötekileştirilmediği sloganlarla kutlayarak futbolu seviyor ve destekliyoruz.


     


     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Mahir Sayın: “Demokratik konfederalizm, bölge halklarının barışa ve refaha kavuşabilmeleri için tek seçenek gibi durmaktadır”

    28 Haziran 2025

    Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”

    6 Haziran 2025

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mete Gönültaş

    Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

    Tuncay Yılmaz

    Öcalan ve Hozat’ın feraseti, Erdoğan’ın hamaseti

    Mehmet Murat Yıldırım

    Barış değil seçim konuşması

    Siyasi Haber

    Devrimci şiddetin sınırları ve dönüşümü: Tarihsel materyalist bir değerlendirme

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Alp Altınörs

    Kobani Davası kararında sokak polemikleri

    Ohannes Kılıçdağı

    Dört nal, bir at, biraz da kılıç şakırtısı

    Süleyman Karan

    ‘Ekonomik mucizeler’ için barış önemli, ancak planlı bir ekonomi olmazsa olmaz

    Ergin Yıldızoğlu

    Ulus-devlet, iki basınç

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.