Çorum Tarhan Köyünde bulunan Cemevinde ezan dinletiliyor, okunuyor… Bu, sadece bir ses meselesi değil; kimliğe, inanca ve hafızaya yönelik köklü bir müdahalenin göstergesi.
Alevi köyleri yüzyıllardır türlü asimilasyon girişimleriyle kuşatılmıştır. Kimi saldırılar sonuç verdi; bugün Alevi toplumunun bir kısmı Şii İslam’ın kalıpları içinde debelenmektedir, kimisi ise Sünni İslam’ın… Cemevinde ezan okutulması ise sindirme ve dönüştürme siyasetinin yeni ve pervasız bir aşamasıdır. Alevi köylerindeki karakollardan, kalekollardan ezan okunduğunu gördüm; ama Cemevinin duvarlarından yayılanını ilk kez duyuyorum.
Egemenlerin amacı açık: Aleviliği kökünden koparmak, toplumu asimile etmek ve Alevileri Sünni İslam içinde eritmek. Buna karşı mücadele, bizim varlık nedenimizdir, unutmayalım. Ve bu mücadelemiz büyümek zorundadır. Tarhan Cemevinde yaşanan bu uygulamaya karşı BİR olmalıyız.
Ev sahibinin hiç mi suçu yok?
Peki, Alevi kurumları, dedeleri, yöneticileri… (Anaları yazmıyorum; çünkü Türkiye’de Anaların kurumlar içerisindeki kabulü oldukça nadir). Bu tabloda sizin payınıza ne düşüyor? Açık konuşalım:
1. “Biz de İslam’ız, biz de sizler gibiyiz” söylemini dillendirmeye devam ettiğiniz sürece, Cemevinde ezana karşı itirazınız boşa düşer.
2. Alevi cenaze erkânlarında Arapça Yasin okuttuğunuz, cennet-cehennem ve ahiret hikâyeleri anlattığınız, insanlara ayakta ve Türkçe “cenaze namazı” kıldırdığınız, sağa sola selam verdirip “Allah-u ekber” yerine “Allah yücedir” diyerek Alevi cemaatinizi kandırdığınız sürece, Cemevinde ezan okutulmasına karşı itirazınız boşa düşer.
3. Cemevlerindeki Cem erkânlarında (ev cemleri hâlâ özgünlüğünü koruyor) Alevi toplumuna “tövbe ettiren” dedeleriniz olduğu, cem erkânında Fatiha, Nur, Enbiya gibi sureleri okuttuğunuz, kadınları erkeklerden ayırdığınız, haremlik selamlık şekilde oturttuğunuz, kadınların başlarını ZORLA örttüğünüz, posta Anaları oturtmadığınız sürece, Cemevinde ezan okutulmasına karşı itirazınız boşa düşer.
4. Cemevlerinde Kur’an ve Arapça kurslarını teşvik edip yaygınlaştırdığınız sürece, Cemevinde ezan okutulmasına karşı itirazınız boşa düşer.
5. Alevi oruçlarında oruç açma saatlerine “iftar” dediğiniz, Ramazan Bayramı’nı kutladığınız ve Ramazan cemleri düzenlediğiniz sürece, Cemevinde ezan okutulmasına karşı itirazınız boşa düşer.
Bu liste uzar gider. Ama bu kadarı bile gerçeği tüm çıplaklığıyla ortaya koymaya yeter. Ben bir Alevi olarak Çorum’daki Cemevi’nde ezan okutulmasını da Alevilerin kendi elleriyle kendilerini asimile etmesini kabul etmiyorum. Cemevleri ve onların başındaki kişiler kendine çeki düzen vermedikçe, cami ile Cemevi arasındaki fark giderek silinecektir. Cemevleri kendilerine dönüp baksın: Bugün, Alevi nüfusun büyüklüğüne rağmen neden bu mekânların kapısından girenlerin sayısı bu kadar az?
Gittiğimiz Alevi kurumlarında, ibadet mekânlarında Alevilik dışı uygulamalara sessiz kalmayalım. İtiraz edelim, karşı çıkalım. Varsın kapılar yüzümüze kapansın, varsın tek başımıza kalalım. Mesele, Pir Sultan gibi dimdik durabilmektir.
Çorum’daki bu asimilasyon girişimi vesilesiyle tüm Cemevlerine seslenelim: Aleviliğin özüne siz sahip çıkmazsanız, yarın bu özü başkaları kendi elleriyle yok edecek.
Ne olmuştu?
Çorum’un Tarhan Köyü’nde, köy camisinin çatısının çökmesi üzerine cami hoparlör sistemi geçici olarak köy cemevine taşındı ve buradan ezan okunmaya başlandı. Bu uygulama, köyde ve Alevi kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı.
Alevi kurumları (Alevi Bektaşi Federasyonu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Türkiye Alevi Federasyonu) yaptıkları ortak açıklamada olayı “bilinçli bir asimilasyon girişimi” olarak nitelendirdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Cemevleri bizim ibadethanemizdir. Oradan yayılan ses, bizim deyişimiz, duamız, semahımızdır. Cemevi hoparlöründen ezan okutmak; Alevi inancının mekânını, başka bir inancın ritüeline zorla alet etmektir. Bu, inanç özgürlüğü değil; inanç dayatması ve asimilasyondur. Biz, başkasının inancına asla müdahale etmedik ama kendi inancımıza ve kutsallarımıza uzanan hiçbir ele sessiz kalmayız. Bu karar derhal geri çekilmeli, Alevi köylerinin inanç mekânlarına yönelik her türlü dayatmaya karşı örgütlü tepkimiz sürecektir.”
Çorum Valiliği, olayın ardından hoparlör sisteminin cemevinden sökülerek uygun bir yere taşındığını ve köy muhtarı ile ihtiyar heyeti hakkında soruşturma başlatıldığını duyurdu. DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat da konuyu TBMM gündemine taşıyarak, inanç özgürlüğünün korunması ve uygulamanın derhal sonlandırılması çağrısında bulundu.