AKP’den 24 Haziran seçimlerine kadar üç dönem milletvekilliği ve yöneticilik yapan Selçuk Özdağ insanlık dışı bir Türkiye Cumhuriyeti tarifi yaptı. Özdağ, “Gece her türlü saldırıya uğrar, tecavüze de uğrar, sabah bakire olarak kalkar. Ve hesabını da görür.” dedi.
Özdağ’ın süperhaber.tv’den Hülya Okur’la yaptığı söyleşide geçmiş darbe dönemlerine ilişkin yaptığı açıklamalar sosyal medyada tartışma konusu oldu.
Özdağ darbe dönemlerinden bahsederken 15 Temmuz girişimini diğerlerinden farklı bir yere koyarak “15 Temmuz lokal, spesifik bir darbe girişimiydi. TSK’da yine zaman zaman darbe girişimlerine başvuranlar oldu. Ergenekon, Balyoz birileri beraat etti diye orada hiçbir şey olmadı değil. Orada bir şeyler de oldu” dedi.
Okur’un “Yani Ergenekon’un gerçekliği de mi vardı?” diye araya girmesi üzerine de Özdağ şöyle devam etti: “Vardı tabii. Kalkıp bir rektör, ‘Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı diyemeyiz, %99 oy alsanız dahi size cumhurbaşkanı demeyeceğiz’ dedi. Sayın Hayrünnisa Gül neden başörtülü olarak Cumhurbaşkanlığı Köşkü’ne çıkamadı? Bunlarla ilgili şeyler de vardı. Sayın Erdoğan’dan ve AK Parti iktidarından rahatsız olanlar da vardı. Bülent Arınç’ı ziyaret eden dört kuvvet komutanı ve genelkurmay başkanı kaç dakika içeride durdu: 30 saniye, kahve bile içmediler, bunların hepsi bir mesajdı. Bundan böyle devleti ele geçirmek isteyen, adına dernek, vakıf, cemaat ne derseniz deyin herkese bir derstir bu. Devlet ele geçmez. Devlet, 18 yaşındadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti 95 yıllıktır, Türkiye devleti Anadolu topraklarında bin yıl Orta Asya’da 3 bin yıllık bir devlettir. Gece her türlü saldırıya uğrar, tecavüze de uğrar, sabah bakire olarak kalkar. Ve hesabını da görür. Bundan böyle askerler darbe yapmak isterlerse Kenan Evren ve arkadaşlarından ders çıkarsınlar. Askerler içerisinde lokal olarak ister içeriden ister dışarıdan yapmak isteyenler varsa 15 Temmuz’da yargılananlardan ders çıkarsınlar. Biz demokrasiyi ne kadar içselleştirmek devlet o kadar az saldırıya uğrar. 81 milyonun ne kadarı ‘Bu devlet bizim devletimiz’ derse o devlette huzur olur. Bu millete ‘Bu devlet benim’ dedirteceğiz. Bunun yolu da cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırmak, hukuku adaletle buluşturmak, devleti liyakat ve ehliyet esasları üzerine bina etmek.”
Hayvana tecavüz için ‘bir şans daha’ istemişti
2016 yılında, o dönem milletvekili olan Özdağ, Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın Meclis komisyonunda görüşüldüğü sırada söz alarak, hayvanlara tecavüz edenlere bir şans daha tanınması gerektiğini söylemişti.
Tasarıyı hazırlayan Türkiye Barolar Birliği avukatlarından Buğcan Çankaya, hayvanlara tecavüz eden kişilerin tekrar tekrar hayvan sahiplenerek aynı davranışı göstermemesi için“hayvan sahiplenmekten men” cezası verilmesi maddesini eklediklerini söyleyince AKP’li Selçuk Özdağ araya girerek tepki toplayan şu ifadeleri kullanmıştı:
“Efendim, burada Kabahatler kanunu’ndan çıkartıyoruz ve Türk Ceza Kanunu’nun içerisine alıyoruz. Bu hakikaten bir devrim, bir reform fakat bir yandan altı ayla dört yıl arasında cezaya çarptırılan insanlara yeniden bir şans vermeden hayvanlardan, hayvan sahiplenmekten men etmeyi de ben doğru bulmuyorum çünkü insanlara şans vermek gerekir. Yanlış yapabilir, hata yapabilir, bu insanlar için de geçerlidir. Türkiye’de hata yapan insanlar veya hata yaptıkları kanunlar tarafından teşhir edilen kişilere tekrar yeniden yaşama tutunma hakkı vermiyor muyuz? Veriyoruz. o nedenle, ben bunu çok ağır bir ceza olarak görüyorum. o nedenle, bu önergeye de katılmıyorum.”