AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Akşener’e yönelik sözlerinin ‘şiddeti övmek değil bir tespit olduğunu’ iddia etti. Ünal, “Cumhurbaşkanımıza ve Genel Başkanımıza dönük Netanyahu benzetmesine duydukları tepkiyi orada haklı protestolarıyla dile getiriyorlar.” diyerek yaşananları savundu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın grup toplantısında İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e yönelik, “Gelin hanıma çok ileriye gitmeden bir ders verdiler. Çayeli’nde de gerekeni yaptılar. Daha neler olacak, neler. Bunlar iyi günler” sözleri Meclis Genel Kurulu’nda da tartışma konusu oldu.
‘Bu ifadeler ancak bir eşkıyanın ağzından çıkmaya müsait kelimelerdir’
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını büyük üzüntü ile izlediğini belirterek, “Cumhurbaşkanı bir kısım insanların suç işleme imtiyazına sahip olduğu izlenimi veriyor, bunu geçmişte Sayın Cumhurbaşkanı çetelerle yapmış olabilir, organize suç örgütlerinin liderleri ve yöneticileriyle gerçekleştirmiş de olabilir ama birine suç işleme imtiyazı tanımanın neye sebep olacağını en iyi kendisinin bilmesi gerekir. Şimdi, en küçük bir şey söylediğinde çok ağır miktarlarda tazminat davası açıyor kendileri. Benim saray bürokratları gibi 5 tane maaşım yok, benim bir tane milletvekili maaşım bir de emekli maaşım var. Onun bu tazminat taleplerine karşılık verebilecek bir ekonomik kudretin sahibi de değilim ama her şeye rağmen buradan kendimi ihbar ediyorum: Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İYİ Parti’ye yöneltmiş olduğu bu ifadeler ancak bir eşkıyanın ağzından çıkmaya müsait kelimelerdir. Bunun mutlak surette düzeltilmesini istiyorum” dedi.
“Bizlere yapılacak her türlü saldırıdan bizzat Sayın Cumhurbaşkanı sorumlu olacaktır”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, Erdoğan’ın sözlerini kınadıklarını belirterek, “İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e Rize’de yapılan saldırıdan daha vahimdir bugün söylenenler. Sayın Cumhurbaşkanı, AK Parti Genel Başkanı Sayın Erdoğan, Rize’de yapılan saldırıyı savunmakla kalmamış “Daha neler neler olacak” diyerek toplumu büyük bir şiddete teşvik etmiştir. Bugünkü konuşma, bugünkü ifadeler suçu övmektir, suçluyu övmektir ve maalesef insanları şiddete teşvik etmektir. Bu andan itibaren siyasetçilere, siyasi parti genel başkanlarına, siyaset yapan insanlara, bizlere yapılacak her türlü saldırıdan bizzat Sayın Cumhurbaşkanı sorumlu olacaktır, müsebbibi maalesef o, olacaktır” diye tepki gösterdi.
“Bu bir tespittir”
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, “Cumhurbaşkanının konuşmasında suçu-suçluyu ya da şiddeti övmek gibi bir durumu söz konusu değil, bu bir tespittir. Siz eğer bu ülkenin Cumhurbaşkanını, Genel Başkanını eli kanlı ve bütün dünyanın lanetlediği, çocukları, sivilleri katleden bir şiddet devletinin başkanına, Netanyahu’ya benzetirseniz bunun bir provokasyon oluşturacağını ifade etti ve dolayısıyla da, orada yaşananları da hepimiz biliyoruz. Burada, yaşananları onaylayan kimse yok. Orada Sayın Meral Akşener’e dönük herhangi bir saldırı söz konusu değil; tam tersine, Sayın Akşener’in çevresindekilerin soru soranlara… Cumhurbaşkanımıza ve Genel Başkanımıza dönük Netanyahu benzetmesine duydukları tepkiyi orada haklı protestolarıyla dile getiriyorlar. Şimdi, burada Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği de herhangi bir tehdit ya da suça teşvik değil, bir tespit” dedi.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dervişoğlu, Ünal’ın sözlerine, “Herhâlde bugünkü grup toplantısında Sayın Cumhurbaşkanını doğru dinlememişsiniz” diyerek tepki gösterdi. Bunun üzerine Ünal, “Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Genel Başkanımızın söylediği şudur: “Biz, saygı temelinde bir siyaset yapıyoruz, lütfen, provokasyonlar oluşturmayın.” Cumhurbaşkanımızın söylediği budur. “Provokasyonlar oluşturmayın ve bu provokasyonların sonuçları için de lütfen, dikkatli olun” söylenen budur sadece.
“Bu, muhalefeti topluma, devletin kolluk kuvvetlerine hedef göstermektir”
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay da Akşener’in Rize ziyaretiyle ilgili Cumhurbaşkanının ifadelerini çok vahim bulduğunu söyledi, “Bu durum, bir açık tehdittir. Bu durum siyaseten kamplaştırılan, kutuplaştırılan Türkiye’nin coğrafi olarak da ayrışmasının ilk işaretidir; çok sakıncalı, çok mahzurludur. Erdoğan’ın, bu açıklamalarına bir düzeltme yapması kaçınılmazdır. Açık söyleyeyim: Bu, muhalefeti topluma, devletin kolluk kuvvetlerine hedef göstermektir. An itibarıyla AK Parti’ye muhalefet eden hatta Cumhur İttifakı’na muhalefet eden siyasetçiler için bir tehdit ve tehlike söz konusudur. Muhalefetten herhangi bir milletvekilinin başına bir hâl gelirse bunu yapanlar, Erdoğan’ın bugünkü konuşmasından cüret ve cesaret alarak yaptıklarını – Emniyet de polis de Jandarma da- beyan etseler haklarıdır. Bunu doğru bulmam mümkün değil.”
(DUVAR)