Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye vatandaşı Mansur Yalçın ve 14 şikayetçinin ‘zorunlu din dersi’ ile ilgili Türkiye aleyhinde yaptıkları şikayeti haklı bularak, Türkiye’yi “mecbur din dersleri sistemini reforme etmeye” mahkum etti.
Kararda, istemeyen öğrenciye Din ve Ahlak Bilgisi dersine girmeme hakkı verilmesine hükmedildi. Türk vatandaşları Mansur Yalçın, Namık Sofuoğlu, Serap Topçu, Ali Yüce, Ali Kaplan, Eylem Onat Karataş, Hüseyin Kaya, Sevinç Ilgın, İsmail Ilgın, Cafer Aktan, Hakkı Saygı, Kemal Kuzucu, Yüksel Polat ve Hasan Kılıç, 22 Haziran 2005 tarihinde dönemin Milli Eğitim Bakanından, ‘Alevi kültür ve filozofisini dikkate alarak, zorunlu din ve ahlak ders programını gözden geçirmesini ve Alevi kültüründe derslere ilave etmesini’ talep etmişlerdi.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın taleplerini dikkate almadığı iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran şikayetçilerin talebi, dün karara bağlandı. Mahkeme kararında, ‘Türk eğitim sisteminin değişik din ve görüşleri hala eğitim sisteminde hayata geçirmediğini vurgulayarak’, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Bildirgesi’nin 2’nci maddesi ‘eğitim hakkı’nı ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, geçmişte Hasan ve Eylem Zengin’in açtığı davada da Türkiye’nin aynı konuda mahkum olduğu belirterek, ‘Türkiye’nin geçen süre zarfında sorunu halletmediği, en kısa zamanda eğitim sisteminde gereken değişiklikleri yaparak istemeyen öğrencilerin bir gerekçe göstermeden Din ve Ahlak Bilgisi derslerine girmeme haklarının verilmesine’ karar verdi Mahkemenin kararı oy birliği ile verdiği öğrenildi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bugün vermiş olduğu karar kesin nitelik taşımayarak, tarafların kararı bir üst mahkemeye götürmek için 3 aylık süresi bulunuyor.
AİHM, zorunlu din derslerinin Türkiye’de yapısal bir sorun olduğunu, devletin derhal gerekli düzenlemeyi yapmasını gerektiğini belirtti. Başvurunun din ve vicdan özgürlüğü, ayrımcılık yasağı altında incelenmesi gerektiğini belirtti. AİHM, dini ayrımcılığa dayalı bir eğitim söz konusuyken, İslam dışındaki inançlar ya da inanmayanların mağdur olduklarını iddia etmeye devam edeceklerini de ekledi. (DHA)