Antakya’da Gezi protestoları sırasında hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın davasında Savcılık, Atakan’ın yaşamını yitirdiği gün olay yerinden elde edilen gaz kapsülleri üzerinde Atakan’a ait kan izleri belirledi. Görevli polisler hakkında soruşturma izni istedi. Hatay Valiliği “deliller yetersiz” diyerek soruşturma izni vermedi.
Yedi yıldır ciddi bir ilerleme kaydedilemeyen Ahmet Atakan dosyasında önemli bir gelişme yaşandı. Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevlendirilen teknik bilirkişinin hazırladığı 29 Kasım 2018 tarihli raporda, olay yerinden elde edilen üç gaz kapsülü üzerindeki kanın Ahmet Atakan’a ait olduğunun belirlendiği açığa çıktı.
Atakan Ailesi’nin eline henüz geçen bir tebligatla haberdar olduğu gelişmeye göre elde edilen yeni delilin ardından Savcılık, Hatay İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli altı polis memuru hakkında soruşturma başlatılması için Hatay Valiliği’ne başvuruda bulunmuş ancak Hatay Valiliği, “kan izlerinin kapsüllere nasıl sirayet ettiği yönünde aydınlatıcı bilgilere ulaşılamadığı ve kapsüller üzerinde herhangi bir parmak izine rastlanmaması”nı gerekçe gösterip delil yetersizliği iddiasıyla soruşturma izni vermemişti.
9 Eylül 2013’te…
Ahmet Atakan, Gezi Direnişi’yle başlayan sokak eylemlerinin en uzun süre devam ettiği kentlerden Antakya’da, 9 Eylül’ü 10 Eylül’e bağlayan gece gerçekleşen ODTÜ’ye destek eylemleri sırasında yaşamını yitirmişti. Görgü tanıkları Atakan’ın polisin attığı gaz fişeği ile vurulduğunu söylemiş ancak daha sonra bir apartmanın terasında düşüş anına ilişkin görüntüler açığa çıkmıştı.
Atakan, Armutlu Mahallesi’ne yönelik yoğun polis saldırısı sırasında yaşamını yitirdiyse de, saldırıyla ölüm arasında bağlantı kurabilecek kuvvetli bir delil sunulamamış, o gün görevli polisler hakkında da soruşturma açılmamıştı.
Zafer Atakan: “Karara itiraz etik”
Konuya ilişkin Sendika.Org’a konuşan Ahmet Atakan’ın kardeşi Zafer Atakan, daha önce olay yerinden toplanan gaz kapsülleriyle ilgili örnek alındığını ve bunlardan bazılarının üzerinde kan lekesi olduğundan şüphelendiklerini hatırlatarak şunları kaydetti:
“Jandarma Kriminal’in laboratuvar sonucuna göre kapsül üzerindeki lekelerin ne olduğu belirlenememişti. Geçen yıl Savcılık bir tahkikat başlatıyor, bizden bağımsız olarak. Yani bizim böyle bir girişimimiz olmamıştı. Anne ve babamdan numune aldılar. Laboratuvar sonuçları, geçtiğimiz haziran ayında savcılığa gelmiş. Gaz kapsülleri üzerindeki lekenin kan lekesi olduğu ve Ahmet’e ait olduğu belirlenmiş. Savcılık da bunu delil olarak kabul edip polisler hakkında Hatay Valiliği’ne soruşturma talebinde bulunmuş. Hatay Valiliği de yetersiz delil gerekçesiyle bunu Bölge İdare Mahkemesi’ne taşımış ve temmuz ayında soruşturmayı kapattırmış. Geçen hafta tebliği elimize ulaştı ve bu durumdan haberdar olduk. Konuyla ilgili avukatımız Hatice Can ile 30 Ekim’de itiraz dilekçemizi verdik.”
“Polisler hakkında soruşturma açılsın”
Yedi yıldır adalet aradıklarını vurgulayan Zafer Atakan, Hatay Valiliği’nin soruşturmaya engel olmamasını istedi: “Daha önce Jandarma Kriminal’in ‘Ne lekesi olduğu belirlenemedi’ dediği rapor elimizde zaten mevcut ve bugün o lekenin kan olduğunu ve Ahmet’e ait olduğunu öğrenmiş olduk. Bu, davayla ilgili çok önemli bir gelişme. Bizim talebimiz net: Hatay Valiliği bu konuda bir engel koymasın, soruşturmayı kapatmaya çalışmasın. Polisler hakkında soruşturma açılsın, suçlu-suçsuz mahkemede belirlensin.”
Av. Can: “Ağır cezalık suçlarda Valilik iznine ihtiyaç yok”
Sendika.Org’a konuşan Atakan Ailesi’nin avukatı Hatice Can, ağır cezalık suçlarda kesinlikle Valilik iznine ihtiyaç olmadığını, doğrudan dava açılması gerektiğini belirterek “İdare yargılama makamı değildir, sübjektif değerlendirme yapamaz” dedi
Ahmet Atakan’ın ölümüne ilişkin 2014’te hazırlanan adli tıp raporuna dikkat çeken Av. Can “Bu raporda, ‘Bedendeki kırıklar düşmeyle uyumludur ama düşme öncesi bir travmaya maruz kalıp kalmadığı da adli tahkikatla anlaşılır’ deniyor. Olay yerinden elde edilen gaz kapsüllerindeki kanın, anne ve babadan alınan tırnak, tükürük ve saç teli örnekleriyle karşılaştırılması sonucu Ahmet Atakan’a ait olduğu ortaya çıkıyor. Bunun ardından savcı, Valilik’ten soruşturma izni istiyor. Ancak Valilik soruşturma izni vermiyor” dedi.
“’Şüpheliler kamu görevlileri olunca korunuyor’ algısı kırılmalı”
Adana Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz ettiklerini belirten Av. Can, “İtiraz dilekçemizde davanın açılmasını ve adil bir yargılanmanın yapılması gerektiğini belirttik. ‘Şüpheliler kamu görevlileri olunca korunuyor’ algısının toplumda yerleşik olduğunu, bu algıyı kırmak ve adalete erişmek gerektiğini ısrarla vurguladık” dedi.
Görgü tanıklarının, Ahmet Atakan’ın polis akrep aracından atılan kapsülün başına isabet etmesi sonucu yaralandığına ilişkin beyanlarını hatırlatan Av. Can, sözlerinin şöyle tamamladı:
“Adli Tıp raporunda yer alan, ‘…düşme öncesi sol parietal arkada etrafında 6×5 cm’lik alanda künt yara olduğu belirlenmiştir’ ifadesine atıf yaptık ve bu yaranın gaz kapsülü uyumlu olduğuna dikkat çektik. Bu durumun adli yargılamayla ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek kamu davası açılmasını istedik.”
(Sendika.org)