Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İstanbul Valiliği’nden sokak köpekleri için ‘toplama’ kararı

    21 Ağustos 2025

    Arjantin’de Öcalan’a Özgürlük Kampanyasına konsolosluktan ret

    21 Ağustos 2025

    Bolu F Tipi Cezaevi’nde 33 ve 32 yıl sonra tahliye edildiler

    21 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

      17 Ağustos 2025

      Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

      16 Ağustos 2025

      Yangını büyütelim!

      15 Ağustos 2025

      Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

      15 Ağustos 2025

      Kürt sorunu, Lozan’ın mirası ve TKP’nin şovenizmi

      14 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Türk – Arap ittifakı?

      18 Ağustos 2025

      Tek istatistikte soykırım gerçeği

      18 Ağustos 2025

      Paris Komünü’nden Aydın’a uzanan bir ders

      15 Ağustos 2025

      ‘Gizli’ toplantının açık mesajı

      14 Ağustos 2025

      6,5 milyonu bekleyen tehlike! Kamu emekçileri toplu pazarlığı

      12 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Adana Sosyal Dayanışma Derneği: Nükleer santral istemiyoruz!

    Adana Sosyal Dayanışma Derneği: Nükleer santral istemiyoruz!

    Siyasi Haber26 Nisan 2018
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Adana Sosyal Dayanışma Derneği, Çernobil felaketinin 32’nci yıldönümüne ilişkin basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Çernobil’deki santrali kuran Rosatom şirketinin Akkuyu’daki santrali kuracağı belirtilirken, “Daha kaç Çernobil, kaç Fukuşima felaketinin yaşanması gerekmektedir?” denildi.

    SiyasiHaber – Adana


    Adana Sosyal Dayanışma Derneği, Çernobil’de 32 yıl önce meydana gelen nükleer santral kazasının yıldönümüne ilişkin bir basın açıklaması gerçekleştirdi.


    Nükleer santrallerden çıkan nükleer atıklara dünyanın hiçbir ülkesinde çözüm bulunamadığı, bu atıkların yüzyıllarca korunması gerektiği, bu durumun hem tehlikeli, hem de pahalı olduğunun bilindiği kaydedilen açıklamada, “Nükleer santral teknik bir zorunluk hiç değil, politik ve tehlikeli bir tercihtir” denildi.


    İktidarın halkın sesine kulaklarını kapadığı, OHAL koşulları altında ‘Nükleer santral istemiyoruz’ demenin yasaklandığı, nükleer santraldeki amacında büyük rantlar ve politik çıkarların olduğu belirtilen açıklamada, “Nükleer santral belasından uzak durmak için daha kaç Çernobil, kaç Fukuşima felaketinin yaşanması gerekmektedir? Ne Akkuyu’da, ne Sinop’ta, ne de dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz” ifadeleri kullanıldı.


    Adana Sosyal Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Ali Gülşen tarafından okunan basın açıklaması şöyle:


    Unutturmak isteyenlere hatırlatıyoruz:


    32 yıl önce Çernobil’de nükleer bir felaket yaşandı!


    Ukrayna’da bulunan Çernobil nükleer santralinde 1986 yılında korkunç bir kaza yaşandı. Santrali Rosatom adındaki devlet şirketi kurmuştu ve kaza insan hatası sonucunda olmuştu. Kaza anında ve sonrasındaki temizlik çalışmalarında binlerce insan hayatını kaybetti. Yakın çevrede yaşayan ve yüksek seviyede radyasyona maruz kalan on binlerce insan sonraki yıllarda büyük acılar çekti, çoğu hayatını kaybetti. Yaşanan kazadan sonra “Çernobil kurbanları” deyimi kullanılır oldu. Çernobil’in 30 km. çevresindeki alan boşaltıldı, halen de bu alana girilmesi yasak. Çekirdek erimesinin bugün de devam ettiği santralde alınması gereken koruyucu tedbirler için Ukrayna Hükümeti’nin bütçesi yetersiz kalınca Avrupa Birliği’nden yardım istendi. Buradan sağlanan çok büyük miktarda para ile Çelik ve betondan oluşan bir koruyucu kubbe yapıldı. Bu çalışmanın da geçici olduğu, yüksek radyasyon sonucu bu kubbenin de zayıflayacağı, çekirdek erimesinin yüzyıllarca süreceği açıklandı. Çernobil’de yaşanan bu nükleer felaketten toplam 800 bin insanın etkilendiği tahmin ediliyor. Şu ana kadar toplam insan kaybı konusunda resmi makamlar bir açıklama yapmadı, nükleer lobinin de gerçeklerin açıklanmamasında etkisi olduğu düşünülüyor. Avrupa Nükleere Karşı Hekimler Birliği örgütü toplam insan kaybının 30 bin olduğunu açıkladı.


    Akkuyu nükleer santralini aynı Rus şirketi, yani sabıkalı Rosatom yapacak. Şirketin Rus yetkilisine Akkuyu’da keşif için bulunan davacı kurum temsilcileri şu soruyu sordular: “Nükleer santrallerde söz konusu olan birçok hayati risk konusunda ne düşünüyorsunuz?” Şu cevabı verdi: “Ticaret yapıyoruz. Ticarette risk her zaman olur.”


    Nükleer santrallerden çıkan nükleer atıklara dünyanın hiçbir ülkesinde çözüm bulunamadığı, bu atıkların yüzyıllarca korunması gerektiği, bu durumun hem tehlikeli, hem de pahalı olduğu biliniyor. Aynı yetkiliye Akkuyu nükleer santralinin atıkları sorulduğunda ise şu cevabı verdi: “ Rus Hükümeti nükleer atıkları kendi ülkesine kabul etmez.”


    Türkiye’yi yönetenler, karar alıcılar bütün bu riskleri neden göze alıyorlar? “Elektrik üretimini yeterli hale getirmek için” diye cevap veriliyor. Bu cevap doğru değil. Şu anda Türkiye’nin 85.000 MW elektrik üretim kapasitesi var. 22.500 MW’lık santral de yapım aşamasında bulunuyor. Şu ana kadar kullanılan en yüksek nokta ise 48.000 MW olmuştur. Yani, üretim kapasitemizin ancak yarısından biraz fazlasını kullanıyoruz. Üstelik, çok enerji kullanmanın marifet olmaktan çıkmasının üzerinden yıllar geçti. Artık geçerli olan az enerji ile çok iş yapabilmektir. Ayrıca, üretilen elektrik enerjisinin kullanıcıya nakli sırasında %20 cıvarında kayıpların yaşandığı bir ülke olduğumuzu da hatırlatmak gerekir. Nükleer santral teknik bir zorunluk hiç değil, politik ve tehlikeli bir tercihtir. Şu nokta açık olarak ortada durmaktadır: Yatırım miktarı ne kadar büyükse, rant da o kadar büyüktür.


    Nükleer enerji yerli ve milli mi? Uranyum yurt dışından gelecek, teknolojinin ve santralin sahibi Ruslar olacak, sorunun cevabı ortadadır.


    Nükleer enerji ucuz mu? Türkiye’de bugünkü serbest piyasada elektriğin kilowat saati 5 cent’in altında, oysa yapılan anlaşmaya göre Akkuyu nükleer santralinin üreteceği elektriği Rus'lardan 15 cent’e alacağız. Dolar kuru da sürekli yükseliyor.


    Bu gerçekler ortadayken nükleer santral reklam filminde bilim insanlarını ve çocukları öne sürmek ne anlama gelmektedir? Bilimin kimlerin hizmetinde olduğunu, kimilerinin bilim değil, filim insanları olduğunu ve son olarak da çocukların geleceğini tehlikeye atan böylesi bir projede çocukları kullanmanın utanmaz absürtlüğünü görmekteyiz.


    Hiç ihtiyacı olmadığı halde, üstelik ham maddesi bedava ve bol olan güneş ve rüzgar gibi enerji türleri varken bir ülke neden nükleer santral kurmak gibi tehlikeli bir karar alır? Çünkü o ülkede halkın sesine kulaklar kapalıdır. Çünkü o ülkede olağanüstü hal yaşanmaktadır. “Nükleer santral istemiyoruz!” sözü bile yasaklanmak istenmektedir. Çünkü o ülke yöneticilerinin derdi elektrik üretimi değildir, büyük rantlar ve başka hesaplar söz konusudur. Politik çıkarlar ve hesaplar öne çıkarılmaktadır.


    Nükleer santral belasından uzak durmak için daha kaç Çernobil, kaç Fukuşima felaketinin yaşanması gerekmektedir?


    Ne Akkuyu’da, ne Sinop’ta, ne de dünyanın herhangi bir yerinde nükleer santral istemiyoruz.


    Ders çıkarılması dileğiyle, 32. yılında Çernobil kurbanlarını saygıyla anıyoruz.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri Meclis’te: “Hakikat Komisyonu kurulmalı, Öcalan ile görüşülmeli”

    20 Ağustos 2025

    Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney tutuklandı

    19 Ağustos 2025

    KHK’lilerden TBMM’deki çözüm komisyonuna katılım çağrısı: “Barış, mağduriyetler giderilmeden tamamlanmaz”

    12 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Furkan Ege

    Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

    Özlem Tolu

    Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

    Tuncay Yılmaz

    Yangını büyütelim!

    Siyasi Haber

    Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Alp Altınörs

    Türk – Arap ittifakı?

    Akdoğan Özkan

    Tek istatistikte soykırım gerçeği

    Sevda Çetinkaya

    Paris Komünü’nden Aydın’a uzanan bir ders

    Ertuğrul Kürkçü

    ‘Gizli’ toplantının açık mesajı

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emekçi iş bıraktı: PTT’ler boş kaldı

    18 Ağustos 2025

    Kamu Emekçileri Türkiye’nin dört bir yanında iş bıraktı: “Kapı kulu değil, emekçiyiz!”

    18 Ağustos 2025

    Kamu emekçileri 18 Ağustos’ta alanlarda: PTT’den iş bırakma eylemi öncesi gözdağı

    17 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.