Çeviri: Melda Şener – New York Times – Yayın Kurulu / 22 Mayıs 2015
Oldukça önemli bir meclis seçimine 2 hafta kala, Türkiye’de gerginlik artıyor ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik bazı eleştiriler, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kazanması için yeni baskılar olabileceği korkusunu öne sürüyor. Ülkenin yıpranmış demokrasisini daha da zayıflatacak ve olası herhangi bir zaferi yaralayacak, böylesi düşüncesiz bir manipülasyon ciddi bir hata olacaktır.
10 yılı aşkın süredir gücü elinde bulunduran Türkiye lideri Erdoğan, ülkenin siyasi önderinin başbakan değil, başkan olacağı anayasal değişikliği yapma hayalini gerçekleştirmek üzere olabilir. Erdoğan’ın partisi AKP’nin, anayasa değişikliğini referanduma götürmek için 7 Haziran’daki seçimlerde mecliste 330 sandalye kazanması gerekiyor.
Parti 2011’deki son seçimde sadece 326 sandalye kazanabilmişti ve Reuters’ın haberine göre Konda araştırma şirketi AKP’ye desteğin düştüğünü ileri sürüyor.
Erdoğan’ın medyaya yönelik uzun bir göz korkutma ve yandaş tutma geçmişi bulunmakta, ancak bu hafta Erdoğan’ın hoşlanmadığı bir manşet yüzünden Hürriyet Daily News editörlerine ve internet sitesine karşı yapılan suç duyurusu yeni tehlike çanları çaldığını gösteriyor. Manşet, Mısır’ın devrik lideri Muhammed Mursi için verilen dava hükmü hakkında ve şöyle diyor: “Dünya şokta! %52 oy alan cumhurbaşkanına idam cezası verildi.”
Today’s Zaman haberine göre, Erdoğan bu manşet ile kendisinin de aynı duruma düşebileceği yönünde tehdit edildiğini öne sürüyor; Erdoğan kendisi de 2014 yılındaki seçimlerle %52 oy ile cumhurbaşkanı seçilmişti. Suçlama yalnızca absürt ve çarpıtılmış olmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye’de hala bir demokrasi olduğunu fikrine de bir tokat gibi geliyor.
Avukat ve AKP destekçisi olan Rahmi Kurt, savcılığa suç duyurusunda bulunarak Hürriyet editörlerinin “halkı hükümete karşı isyana teşvik etmek” suçu işlediğini ve tutuklanmaları gerektiğini dile getirdi. Suç duyurusundan bu yana herhangi bir tutuklama işlemi olmadı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti konuya ilişkin açıklamasında, hükümetin, gazeteciliği terörizmle eş tutan tavrını hatalı bulduğunu ve Hürriyet aleyhindeki durumun “basın ve ifade özgürlüğüne yönelik yeni bir darbe” olduğunu belirtti.
Sınır Tanımayan Muhabirler’in açıklamasına göre, Ankara Başsavcılığı Pazartesi günü, Erdoğan’ın eski müttefiki Fethullah Gülen’le ilişkili pek çok medya ajansına yönelik bir yayın yasağı koydu. Bunlardan biri olan Zaman’ın editörü Ekrem Dumanlı, aralık ayında pek çok kişiyle beraber terör örgütü liderliği suçlamasıyla tutuklanmıştı. Bazı gazeteciler, hükümetin seçim öncesinde anti-terörizm yasalarını kullanarak Hürriyet, Zaman ve bunların ana medya şirketlerini kapatıp mallarına el koyacağı korkusunu taşıyor.
Endişeli olanlar sadece gazeteciler değil. Önde gelen işçi sendikalarının Perşembe günü yaptığı açıklamada, Haziran seçimlerinin güvenliği için endişeler dile getirildi ve seçimi kazanmak için AKP’nin, devlet organlarını mobilize hale getirdiği ve muhalefeti “düşman” gibi göstermek amaçlı kullandığı belirtildi.
Daha önce de sert siyasi kampanyalar tecrübe eden Türkiye’de, bu seçimler daha şiddetli geçiyor, karanlık ve korkulu bir atmosfer hakim oluyor. Erdoğan, gerçeklerin konuşulmasına karşı gittikçe daha saldırganlaşıyor. Amerika Birleşik Devletleri ve ülkenin diğer NATO müttefikleri, Türkiye’yi bu yıkıcı tutumdan uzaklaşması için uyarmalıdır.