Nor Zartonk, Kamp Armen direnişinin 30. gününde gerçekleştirdikleri toplantıda kampın iadesi ile ilgili bir gelişme olmadığını, Kamp Armen koşulsuz şartsız ve ivedilikle Ermeni halkına iade edilene dek mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
Sayat Tekir, Ermenice ve Türkçe yaptığı açılış konuşmasında, azınlık vakıflarının yoksul, öğrenci, hastaların sosyal sigortası işlevi görmesinin yanı sıra bu vakıflarca maddi kaynak sağlanan okullarda da Ermeni kimliği ve kültürünün devamındaki önemine dikkat çekti. Vakıfları hedef alan her uygulamanın Ermeni kültürünün devamını de etkilediğini belirtti.İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon da Kamp Armen direnişine desteklerini açıkladı, Avrupa Konseyi’ne başvuraracaklarını söyledi.
Nor Zartonk açıklamasını okuyan Uraz Kaspar ve Sayat Tekir, arazinin tapudaki sahibi Fatih Ulusoy’un 23 Mayıs’ta araziyi Gedikpaşa Ermeni Proteston Kilisesi Vakfı’na bağışlayacağını duyurmasına rağmen adım atılmadığını belirtti. AKP milletvekili adayı Markar Esayan’ın Paros dergisine yaptığı “Kamp Armen iade edildi” açıklamaları yalanladılar, bu açıklamayı yayınlayan yayın organlarını kınayarak tekzibe davet ettiler.
“Ne kamp iade edildi, ne de ortada kazanılmış bir zafer var. Kampın iadesini siyasi rant devşirmeye çalışan AKP Milletvekili adayı Markar Esayan’ın defaatle yaptığı ‘Kamp iade edildi!’ açıklamaların tümünü yalanlıyoruz. Bu açıklamalara yer veren tüm yayın organlarını kınıyor ve kendilerini bu haberleri tekzip etmeye davet ediyoruz. Ismarlama haberler ve dergilere verilen reklam içerikli açıklamalarla bu süreci baltalamak, Hrant’ın yuvasını yıkmaya kalkanlarla aynı saflarda yer alıp da Hrant’ın adını ağzına almak kimsenin haddine değildir.”
Kamp Armen’in mülkiyeti sorununun; ‘azınlık’ vakıfları taşınmazları meselesine, örnek teşkil etmemesine özen gösterilerek çözülmeye çalışıldığını söylediler:
“36 Beyannamesi ile gasp edilmiş diğer ‘azınlık’ mülkleri, emsal davalar oluşturulmadan çözülmekte ve hukuksuzluk korunmaktadır. Gasp sürecinin son halkası da Bomonti Mıhitaryan okuludur. Kamp Armen’in iadesi sürecinde söylendiği gibi henüz ne bir bağış ne de devletin Ermeni halkının haklılığını resmi olarak tanıması söz konusudur. Üstelik zaten başından beri bize ait olan kampımız, belirli şartlar öne sürülerek ‘bağış’ adı altında yine bizlere sunulmak istenmektedir. Talebimiz ilk günden beri geçerliliğini korumaktadır: Kamp Armen, koşulsuz, şartsız ve ivedilikle asıl sahibi olan Ermeni halkına iade edilmelidir.”
İHD İstanbul Şubesi Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Komisyon adına açıklama yapan Meral Çıldır, Hrant Dink’in 1996’da özel arşivini açmasıyla Tuzla Ermeni Çocuk Kampı: Bir El Koyma Öyküsü başlıklı sergiyi açtıklarını hatırlattı.
Ankara’ya taşıdıklarında sergi malzemesinin tahrip edildiğini ve ardından İHD İstanbul Şubesi’ne kapatma davası açıldığını hatırlatan Çıldır, “Beraat ettik ama açılan davayla mesaj netti: Dokunmayın yanarsınız” dedi.
Sergiye ve kitaba, sadece Ermeni toplumu ve Kamp Armen’de yetişmiş Ermeniler’in ilgi gösterdiğini söyleyen Çıldır, bu sessizliğin Kamp Armen yıkılmaya başlayıncaya, Nor Zartonk direnişi başlatıncaya kadar devam ettiğini söyledi.
Çıldır, Kamp Armen’in iadesine ilişkin Avrupa Konseyi’ne başvuracaklarını söyled:
“Hazırladığımız dosya ile Avrupa Konseyi’ne başvuracak, Türkiye Cumhuriyetini resmen şikayet edeceğiz. Türkiye’nin, aday adaylığına temel olan kriter ve standartları ihlal ettiğini, taahhütlerini yerine getirmediğini, yalnızca – uluslararası hukukta geçtiği tanımla -Azınlık Haklarını İhlal etmekle kalmadığını, mülkiyet hakkını da ihlal ettiğini anlatacak ve Türkiye’nin uyarılmasını talep edeceğiz. (Bianet)